Ömer Seyfettin Türk edebiyatının önemli hikaye yazarlarından biridir. 1884 yılında Balıkesir’de doğmuştur. Milli Edebiyat’ın kurucuları arasındadır. Balkan Savaşları’nda Sırp ve Yunan cephelerinde düşmana karşı savaşmıştır. Bir müddet sonra askerliği bırakmıştır. Tamamen edebiyata yönelmiştir. Türk kısa hikayeciliğinin kurucusudur.
Ömer Seyfettin Türkçülük akımının en önemli savunucularından biridir. Milli Edebiyat Dönemi’nin dil anlayışı olan Yeni Lisan görüşünün sahibidir. Ayrıca bu adı taşıyan makaleyi yazmıştır.
Ömer Seyfettin Yeni Lisan makalesinde dil ve edebiyat ile ilgili görüşlerini açıklamıştır. Bu görüşleri Milli Edebiyat döneminin başlangıç bildirisidir.
Hem sanatsal hem de öğretici metinler yazmıştır. Sade bir dil kullanmayı tercih etmiştir. Hatta sade konuşma dilinin katı savunucularından biridir.
Ömer Seyfettin batının edebiyat ve kültürüyle de ilgilenmiştir ancak Batıya tamamen yönelmemiştir. Onu önceki sanatçılardan ayıran özelliklerden biri kendi öz benliğini bırakmamasıdır. Eserlerini çocukluk anılarından ve askerlik hayatında yaşadıklarından yola çıkarak oluşturmuştur.
Küçük hikayeyi tamamen bağımsız hale getirmiştir. Ömer Seyfettin Türk edebiyatında hikayeciliği meslek haline getirmiştir. Bu sayede edebiyatımızda hikayeciliğin gelişmesinde en büyük katkılardan birini sağlamıştır. Hikayelerinin toplamı 140 adeti bulur. Hikayelerinin en önemli özelliklerinden biri de beklenmedik bir şekilde sonuçlanmasıdır.
Ömer Seyfettin’in hikayeleri Genç Kalemler ve Türk Yurdu dergilerinde yayımlanmıştır. Sanatçı eserlerinde serim, düğüm ve çözüm bölümlerine önem vermiştir. Bu nedenle Maupassant hikayeciliğinin edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir.
Toplumun aksayan yönlerini mizahi bir dille eleştirmiştir. Batı hayranlığı duyan ve yozlaşmış züppe tipleri eleştirmiştir.
Ömer Seyfettin eserleri halk geleneklerine ve tarihsel olaylara dayanır. Türk insanının duygu ve düşüncelerini işler. Hikaye türü dışında roman da yazmıştır.
Ömer Seyfettin'in en ünlü romanı Efruz Bey’de batı kültürünü yanlış değerlendiren insanların hikayesi anlatılmıştır. Her döneme ayak uyduran ve aydın geçinen insanların durumlarını okuyucuya yansıtmıştır.
Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı kitabı en yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem yazmıştır. Bu kitapta yazar Ömer Seyfettin’in hayatını ve mizacını anlatmıştır. Ayrıca içinde en kuvvetli hikayeleri de mevcuttur. Bu eser 1935 yılında yayımlanmıştır.
Bundan kısa bir süre sonra da bütün hikayeleri kitap serisi halinde basılmıştır. Ömer Seyfettin realizm akımından etkilenmiştir. Eserlerinde gözleme yer vermiştir.
Milli Edebiyat’ın kurucuları arasında olan Ömer Seyfettin 6 Mart 1920 tarihinde İstanbul’da vefat etmiştir. Zincirlikuyu Mezarlığı’nda yatmaktadır.
Ömer Seyfettin 11 Mart 1884 tarihinde Balıkesir’de dünyaya gelmiştir. 170’e yakın hikayeye sahip olan yazar, hikayeleriyle ün kazanmıştır. Önce Mahalle Mektebine gitmiş, daha sonra babasının görevi dolayısıyla İstanbul’a giderek Mekteb-i Osmaniye’de Askeri Baytar Rüştiyesi’nde eğitim görmüştür. Ömer Seyfettin, Kuleli Askeri İdadisine gittikten sonra Edirne Askeri İdadisi ile öğretim hayatına devam etmiştir.
Ömer Seyfettin, Edirne’de başladığı edebi çalışmalarına daha sonra farklı şehirlerde de devam etmiştir. Eserleri 60 dile çevrilmiş ve pek çok ülkede okunmuştur. İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan pek çok klasikleşmiş kitabı bulunmaktadır. Ayrıca Yapı Kredi Yayınları tarafından da kitapları yayımlanmıştır.
Ömer Seyfettin, genç yaşta vefat etmesine karşın çok sayıda nitelikli eserler kaleme almıştır ve Türk hikayeciliğinde önemli bir yere sahip olmuştur.
Ömer Seyfettin'in öyküleri öğretici temalara sahiptir. Ömer Seyfettin, Maupassant tarzı hikayenin Türk edebiyatındaki temsilcisidir. Maupassant tarzı hikaye, bir diğer adıyla olay hikayesi akıcı, merak uyandırıcı bir üslupla kaleme alınmaktadır. Ömer Seyfettin, serim, düğüm ve çözüm bölümlerine yer verilen olay hikayesinin Türk edebiyatında en ünlü temsilcilerinden biridir. Ömer Seyfettin'in tüm hikayeleri aşağıda listelenmiştir.
Ömer Seyfettin, konuşma dilinde yazdığı kitaplarında, Türkçeyi doğru bir şekilde kullanmıştır. Yazı dili ve konuşma dili arasında fark görmek istemeyen yazar, dilde sadeleşmeye önem vermiştir. Ömer Seyfettin dilde, yabancı kelimelerin olmaması gerektiğini; dil anlayışının öz bir tarza sahip olmasını ve Arapça, Farsça kelimelerin sadeleştirilmesini savunmuştur.
Ömer Seyfettin, daha çok öykü türünde eserler vermiş bir yazar olsa da, üç adet de roman yayımlamıştır. Romanlarında da öykülerinde olduğu gibi sade bir dil kullanmaya özen göstermiştir. Ömer Seyfettin tarafından kaleme alınmış olan üç roman aşağıda listelenmiştir.
Ömer Seyfettin hikayeleri savaştan, sosyal hayattan, aşktan ve insanların yaşadığı çeşitli sorunlardan bahsetmektedir. Hem çocuk hem de yetişkinler tarafından çokça okunan öyküleri, sade bir dille yazılmıştır. Ömer Seyfettin’in sade ve açık kullandığı Türkçesi, akıcı anlatımıyla çok beğenilen öykülerinden bazıları şunlardır:
Ömer Seyfettin eserleri içerisinde verdiği ana fikirlerle insanların bakış açısını değiştirmiştir. Ömer Seyfettin Türkçülük, sosyal hayat, aşk, evlilik, batıl inançlar, gelenek, görenek gibi konularda yazmıştır. Ömer Seyfettin kitapları konu çeşitliliği ile ön plana çıkmaktadır.
Hikayelerinde sade bir dil kullanan Ömer Seyfettin, romanlarında da aynı dili kullanmaya devam etmiştir. Benzer konularda yazan Ömer Seyfettin, roman türünde yazdığı eserlerinde de görüşlerini açıklamaya devam etmiştir. Ömer Seyfettin roman tavsiyeleri aşağıda listelenmiştir.
Çocukların kitap okuması onların hayal dünyasını ve düşüncelerini geliştirmektedir. Hayata farklı bir bakış açısından bakmak isteyen, bilmediklerini öğrenmeye hevesli olan çocuklar için yazılan Ömer Seyfettin öyküleri bulunmaktadır. Edebiyatta sadeleşmeyi savunan yazar, öykü ve romanlarında da kullandığı sade dille çocuk okurları için kolay okunan kitaplar yazmıştır. Ömer Seyfettin’in kahramanlarından bazıları çocuk olduğundan, tarihi kişilikler çocukların düşünce dünyasını da etkileyebilmektedir. Ömer Seyfettin’in eserlerinde halkı bilgilendirme amacıyla yazdığı ögeler ve ideolojiler de bulunmaktadır. Yazar Ömer Seyfettin’e ait çok sevilen ve çocuklar tarafından çokça okunan bazı kitapların isimleri aşağıda listelenmiştir.
Ömer Seyfettin roman ve hikaye türünde yazdığı pek çok eserde, kendi bakış açısından ve ideolojisinden bahsetmektedir. Önemli bir öykü yazarı olan Ömer Seyfettin, 100 temel arasında yer alan kitaplarıyla çocuklara ve yetişkinlere hitap etmeyi başarmıştır.
Ömer Seyfettin Seçkileri Nelerdir?
Ömer Seyfettin seçme hikayeler kitapları set halinde veya tekli olarak satılmaktadır. Seçme öyküleri içerisinde toplumu yansıtan öğeler, gelenek ve görenekler, yerli unsurlar bulunmaktadır. Kısa hikayenin Türk edebiyatındaki kurucusu olan Ömer Seyfettin’in hikayeleri 10 kitap takım Ömer Seyfettin bütün hikayeleri şeklinde satışa sunulmuştur..
Kısa hikayeleri ile ünlenen Ömer Seyfettin’in kutulu şekilde tek bir kitapta birleştirilen öyküleri de bulunmaktadır. 1413 sayfadan oluşan Ömer Seyfettin Bütün Hikayeleri Kutulu okuyucular tarafından sıkça tercih edilmektedir. Ömer Seyfettin’in bilinen ve bilinmeyen pek çok öyküsü kitabın içerisinde yer almaktadır. Ömer Seyfettin kitapları hem gençler ve çocuklar hem de yetişkinlerin okuyabileceği türdedir.
Ömer Seyfettin’in Çocukluğu Nasıldır?
Ömer Seyfettin, babasının görevi sebebiyle İstanbul, Edirne, İzmir, Selanik gibi birçok şehirde bulunmuştur. Babasının tayinleri Ömer Seyfettin’e Anadolu’nun birçok yerini görme şansı kazandırmıştır. Yazar, öğrenimine Gönen’de Mahalle Mektebinde başlamıştır. Ömer Seyfettin, babasının görevi sebebiyle İstanbul’a taşınmıştır. Ömer Seyfettin, Avrupa’ya gönderilen öğrenciler için Paris’te açılan Türk okulu Mekteb-i Osmani’de okumuştur. Bu okulda modern bir Avrupa eğitimi almıştır. 1893 yılında ise Askeri Baytar Rüştiyesinde okumuştur. Okulu tamamladıktan sonra Kuleli Askeri İdadisine yazılmıştır. Ardından Edirne Askeri İdadisine nakil alarak devam etmiştir. Ömer Seyfettin, 1903 yılında Makedonya’da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan sınavsız mezun olmuştur. Ardından asteğmen rütbesiyle göreve başlamıştır. İlk görev yeri İzmir’e tayin edilmiştir.