Sabahattin Ali, 1928 yılında devlet eliyle okutuldu ve 1948 yılında devlet eliyle öldürüldü. Yazdığı her kitabında hapis yatan, dergilere yazdığı her yazıda mahkemelik olan bir yazar. Kitap üç kısım ve on altı hikayeden oluşuyor. Birinci Kısım; Değirmen, Kurtarılamayan Şahaser, Kırlangıçlar, Viyolonsel, Birdenbire Sönen Kandilin Hikayesi. İkinci Kısım; Bir Delikanlının Hikayesi, Bir Gemici Hikayesi, Bir Orman Hikayesi, Kazlar, Bir Firar, Kanal, Candarma Bekir, Sarhoş. Üçüncü Kısım; Bir Cinayetin Sebebi, Bir Siyah Fanila İçin, Komik-i Şehir. Birbirinden güzel hikayeleri okurken, bir sinema filmi tadında, olayları canlı olarak yaşadığınızı hissedeceğiniz, toplam on altı hikaye mevcut.
Yusuf, 1903 yılının sonbaharında dokuz yaşındayken yağmurlu bir gecede, Aydın'ın Nazilli kazası Kuyucak köyünde anne ve babası eşkıyalar tarafından öldürülür ve parmağı kesilir. Yetim kalan Yusuf Kaymakam Salahattin Bey tarafından evlatlık edinilmiştir. Nazilli'den Edremit'e atanan Salahattin Bey Yusuf'u kızı Muazzez'den ayırt etmez. Bir cinayetle başlayan roman bir ölümle son bulacaktır. Sabahattin Ali bu romanında taşradaki iktidar ilişkilerine, sınıf sorunlarına, insanlar ve eşler arasında iletişim olmadığında neler olabileceği mesajlarını veriyor.
Ömer ve Nihat vapurda giderken, Ömer vapurun ön taraflarında oturan Macide'yi görür ve aşık olur. Ömer ile Macide farklı karakter olduklarının farkına varmadan ani gelişen olaylar sonrası evlenirler. Sabahattin Ali bu romanında aşk konusunu farklı bir boyutta ele alır. İki farklı karakteri, geçim ve para sıkıntısını, yaşam tarzlarına değinir. Bu harika eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim.