Tükendi
Gelince Haber VerOn dokuzuncu asrın ikinci yarısında, İslam ülkelerini ele geçirip Müslümanları "köleleştirmek" isteyen şer güçlerin temel politikası; "ya Kur`an`ı ortadan kaldırmak, ya da Müslümanları Kur`an`dan soğutmak"idi. Onların bu planı gazetelere aksedince Anadolu`dan gür bir ses yükseldi: "Kur`an`ın sönmez ve söndürülmez manevi bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya isbat edeceğim ve göstereceğim!" Bu sesin sahibi Bediüzzaman Said Nursi idi.
Kah medresesinde talebe yetiştiren, kah vatan toprakları işgale maruz kalınca talebeleriyle birlikte cihat meydanına koşan Bediüzzaman, bereketli ömrü boyunca hep "yiğit bir Kur`an hizmetkarı" vasfını korumuş ve bu vasfı ile hem ümmete örnek olmuş, hem de yüreklere ümid mayesi aşılamıştır.
Zindanlar, sürgünler, işkenceler, suikastler, zehirlemeler, onu ulvi davasından vazgeçirmemiş ve hayatının hiçbir devresinde inandığı değerlerden taviz vermemiştir.
Bediüzzaman, ibretli hayatıyla olduğu kadar, telif etmiş olduğu eserleri ile de çağımıza iz bırakmış büyüklerimizdendir.