Divriği Zümrüdüanka

“Kırk develik bir kervan, yüküyle birlikte mağaraya girmiş; bir daha ne kervanı gören olmuş, ne kervancıları… Bu masal böyle bitmemeli.”

İstanbullu üç çocuk, elektronik dostları Amigo’yla bu kez Divriği’nin büyülü dünyasını keşfe çıkıyorlar. Divriği Ulucamisinden Zümrüdüanka’ya… Masal içinde masal… Macera içinde macera…

Divriği, Zümrüdüanka” Unesco Dünya Mirası Çocuk Romanları dizisinin dördüncü kitabı. Eserin çıkış noktası Unesco Dünya Miraslarından biri olan Divriği Ulucami ve Şifahanesi… Ancak romanda anlatılanlar bununla sınırlı kalmıyor. Ulucami ile şifahaneyi yaptıran Mengücekoğulları, o dönemin tıp bilimi, İpek Yolunun Divriği yakınlarından geçen kolu ve diğer kervan yolları da giriyor olayın örgüsüne. Divriğili arkadaşlarının evlerinde konuk olan çocuklar, İstanbul gibi büyük bir metropolde yaşadıkları için uzak kaldıkları şeyleri tanıyorlar: Çelik çomak oynuyorlar, Çandır Babayla yağmur duasına çıkıyorlar, geleneksel tandırda ısınırken bir Zümrüdüanka masalı dinliyorlar…