Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Sabri Esat Siyavuşgil Kimdir?
07.11.2025

Sabri Esat Siyavuşgil Kimdir?

Sabri Esat Siyavuşgil (Haziran 1907, İstanbul - 6 Ekim 1968, İstanbul), Türk edebiyatında Yedi Meşaleciler olarak anılan Cumhuriyet Dönemi edebî topluluğun kurucularındandır ve şöhretinin baskın kimliğini oluşturan şairliğinin yanı sıra, inceleme ve çeviri gibi farklı türlerde eserler de üretmiş psikolog, yazar, mütercim, akademisyen (profesör doktor) ve ansiklopedisttir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil duygusal ve düşünsel cephesini nazım ve nesir diliyle, edebiyat ve ilme aksettirmiş, eserlerinde günlük hayatın sahnelerini ekspresyonist (dışavurumcu) bir tarzda kaleme almıştır. Bununla birlikte psikoloji profesörlüğüne dek uzanan akademik kariyerinde edindiği bilimsel disiplini Türk kültür yaşamına kazandırdığı usta tercümeler ve folklorik araştırmalarla destekleyerek çok yönlü bir aydın kimliği sergilemiştir. Muhtelif türlerde 26’sı telif, 25’i tercüme olmak üzere toplamda tespit edilebilen 51 eser bırakmıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil, Türkçeye ve Fransızcaya ustalık derecesinde hâkim olmakla ortaya koyduğu eserler ışığında devrinin “münevver kişi” imajını teşkil eden tüm vasıfları üzerinde toplayan, bugün hâlâ tetkik ve tahlil dilmeye şayan bir şahsiyettir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Eserleri Nelerdir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in şairliğinin yanı sıra bilim adamı kimliğinin de etkisiyle, hem edebî hem de ilmî mahiyetiyle ortaya koyduğu toplamda 26 eser aşağıda listelenmiştir:

 

  • Yedi Meşale: Yedi Meşaleciler topluluğunu meydana getiren şairlerin ortaya koyduğu manifestoyu içeren kitabın adıdır. 1928’de yayımlanmıştır. Siyavuşgil, bu esere katkı sağladığı şiirleriyle edebiyat camiasına “yenilik”, “canlılık” ve “içtenlik” ilkeleriyle giriş yapmıştır.
  • Odalar ve Sofalar:Sanatçının şiir anlayışını bir bütün hâlinde gözlemleyebileceğimiz, 1933’te yayımlanan, tek şiir kitabıdır.
  • İstanbul’da Karagöz ve Karagöz’de İstanbul:Karagöz gölge oyununun kültürel ve tarihsel izlek etrafında İstanbul şehri bağlamında şekillendirildiği eser, Siyavuşgil’in 1938 tarihli çalışmalarındandır.
  • Psikoloji ve Terbiye Bahisleri:Bir psikoloji profesörü olarak Siyavuşgil’in, eğitim psikolojisi konularındaki makale ve denemelerini bir araya getirerek 1940’ta yayımladığı eseridir.
  • Tanzimat’ın Fransız Efkâr-ı Umumiyesinde Uyandırdığı Akisler:Yine 1940’ta yayımlanan bu eserle Siyavuşgil, Tanzimat döneminde Osmanlı’da gerçekleşen yeniliklerin ve değişimlerin, Fransız kamuoyundaki yansımalarını incelemiştir.
  • Folklor ve Psikoloji (Pedagoji Ent. Çalışmaları):Siyavuşgil’in disiplinler arası bir çalışma prensibiyle folklor ve psikoloji alanları arasındaki ilişkiyi incelediği bu eser de 1940’ta yayımlanmıştır.
  • Karagöz:Bir gölge oyunu olarak Karagöz’ün tarihi, karakterleri, tekniği ve kültürel işlevi üzerinde etraflıca durularak hazırlanmış 1941 tarihli bu eser Siyavuşgil’in konuya dair en kapsamlı ve en bilinen eseridir.
  • Çocuk ve Mantık:Çocukların -başta mantık yürütme süreçleri olmak üzere- bilişsel gelişimi konusunda Siyavuşgil’in konferans metinlerini içeren eser 1942’de yayımlanmıştır.
  • Türk Halk Şiirinde Tabiat:Folklor ve edebiyatı bir temada birleştiren bu çalışmayı Siyavuşgil 1943’te yayımlamıştır.
  • Folklor ve Millî Hayat:Folklorun ulusal kültür ve günlük yaşam üzerindeki izlerini araştıran bu çalışma da 1943’te yayımlanmıştır.
  • Roman ve Okuyucu:Roman türünün niteliği ve okuyucu üzerindeki etkilerini araştıran bu yazı 1944’te Medeni Kanunu’nun yıl dönümü dolayısıyla yayımlanan bir yayında yer almıştır.
  • Bugünün Psikolojisinde Hafıza Hastalıkları Meselesi:1944’te yayımladığı bu bildirisinde Siyavuşgil, hafıza bozuklukları ve patolojileri üzerine devrin psikoloji biliminin görüşlerini sunmuştur.
  • Muhit ve Terbiye:Siyavuşgil’in, çevre etkisinin bireyin gelişimi ve eğitimi üzerindeki rolünü değerlendirdiği bu denemesi 1941’de yayımlanmıştır.
  • Ahmet Mithat Efendi:Tanzimat romancısı Ahmet Mithat Efendinin edebi kişiliği ve eserlerine dair Siyavuşgil’in 1945 tarihli metnidir.
  • Psikoloji ve Edebiyat:1949 tarihli bu makalede Siyavuşgil, psikoloji ile edebiyatın etkileşimini değerlendirmiştir.
  • Mimiklerin Kavranılması Üzerine Bir Araştırma:Siyavuşgil’in 1949’da yayımlanan bu çalışması, mimiklerin ve beden dilinin anlaşılması üzerine deneysel psikolojiye dayalı bir araştırmadır.
  • Le Probleme Psychologique de la Personnalite Litteraire:Edebî kişiliğin psikolojik sorunsalı üzerine Siyavuşgil’in Fransızca kaleme aldığı bu makalesi 1952’de yayımlanmıştır.
  • Folklorda, Sahnede ve Resimde Türk:1959’da Yeni Türkiye Dergisi’nde yayımlanan bu makalede Siyavuşgil, “Türk” karakterini ve imgelerini folklor, sahne sanatları ve resim üçgeninde incelemiştir.
  • Abdülhak Hamit, Ahmet Rasim, Ahmet Mithat, Ayvaz, Anadolu Hisarımaddeleri: Edebî ve tarihî şahsiyetler ile önemli yerler üzerine İslâm Ansiklopedisi için hazırladığı bu maddelerle Siyavuşgil, ansiklopedist kimliğini ve geniş bilgi birikimini yansıtır.
  • Alfred Binet:Ünlü Fransız psikolog ve pedagog Alfred Binet’in deneysel psikoloji alanındaki çalışmalarının tercümesini ve derlemelerini içeren bu çalışma 1961’de yayımlanmıştır.
  • Karagöz son historie, ses personnages, son esprit mystique et satirque:Siyavuşgil’in Karagöz’ü uluslararası alanda tanıtmayı hedeflediği bu eser, daha önce kapsamlıca hazırladığı Karagöz monografisinin Fransızca versiyonu olup 1961 yayım tarihlidir.
  • L’ame Turque a travers les nouvelles:“Öyküler Boyunca Türk Ruhu” adıyla karşılanabilecek bu çalışmada Siyavuşgil Türk kültürünü, çeşitli anlatılar üzerinden Fransız analiz etmiştir. Eser, 1953’te yayımlanmıştır.
  • Un point sur la carte (nouvelles choisies):Türk edebiyatının büyük hikâyecisi Sait Faik Abasıyanıkın seçme hikâyelerini Fransızcaya tercüme eden Siyavuşgil 1962’de yayımladığı bu eserle Abasıyanık’ın uluslararası camiada tanınmasında önemli katkı sağlamıştır.
  • Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri: İlk Mektep, Üçüncü Sınıf:Siyavuşgil’in pedagoji ve eğitim alanındaki çalışmalarının ilk adımlarını teşkil eden bu çalışma 1930 tarihli bir ders kitabıdır.
  • Yavrumun Tarih Kitabı:Bu da Siyavuşgil’in erken dönemde, genç nesiller için hazırladığı 1930 tarihli bir ders kitabıdır.
  • Amme ve Salavat-ı Şerif, Ettehıyyatü ve Kunut Duası:Birtakım dualarla dinî bilgileri içeren 1933 tarihli bir kitapçıktır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in İlk Eseri Nedir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in ilk eseri, 1928 yılında yayımlanan ve Yedi Meşaleciler topluluğunun şairleri Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi Bahşi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret Solok ve Kenan Hulusi Koray tarafından ortaklaşa çıkarılan Yedi Meşale’dir. Bu ilk eserden sonra Siyavuşgil’in kendi adıyla yayımladığı, tek telif şiir kitabı ise Odalar ve Sofalar (1933)’dır.

Sabri Esat Siyavuşgil’in Kaç Tane Eseri Vardır?

Sabri Esat Siyavuşgil’in telif eserler, edebî ve ilmî tercümeler, akademik ve kültürel yayınlar, ansiklopedi maddeleri ve ders kitaplarından oluşan oldukça geniş bir yelpazeye sahip çeşitlilikle tespiti yapılabilen 50’nin üzerinde eseri mevcuttur.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirleri

Sabri Esat Siyavuşgil’in, çoğu Odalar ve Sofalar’da olmak üzere, çeşitli yerlerde yayımlanan şiirleri aşağıda listelenmiştir:

 

  • Yol
  • Ben
  • Akış
  • Veda
  • İtiraf
  • Geçti
  • Dijon
  • Tufan
  • Opera
  • Kanal
  • Garda
  • Sabah
  • İhtilal
  • Huzur
  • Dönüş
  • Plevne
  • Hunlar
  • Trende
  • İntihar
  • Fırtına
  • Sıkıntı
  • Ayrılış
  • Viking
  • Yılbaşı
  • Soytarı
  • Kalbim
  • Köyüm
  • Akşam
  • Maslub
  • Pipoma
  • Bıkmak
  • Kuruntu
  • Hıyâbân
  • Üç Grup
  • Tahassür
  • Dâüssıla
  • Temizlik
  • Yolculuk
  • Yalnızlık
  • Soytarıya
  • Leylekler
  • Don Kişot
  • Güvertede
  • Erik Ağacı
  • Sel ve Göl
  • Parkta Kış
  • Sihirli Oda
  • Seslerimiz!
  • Gece ve Ay
  • Sonbaharda
  • Basık Şehir
  • Öğle Sıcağı
  • Mukaddime
  • Son Dostum
  • Çınlayan Ev
  • Merdivenler
  • Küçük Gemi
  • Eski Şarkılar
  • Kukla Oyunu
  • İlk Yağmurlar
  • Gülen Uşaklar
  • Deniz Tutması
  • Coşan Kaynak
  • Köyümde Öğle
  • Derede Gezinti
  • Deniz Banyosu
  • Trenin Fenerleri
  • Odamda Akşam
  • Lamba ve Deniz
  • Yılbaşı Hediyesi
  • Ma’bed ve Gece
  • Kahramanlarıma
  • Hastanın Akşamı
  • Kandil Akşamları
  • Nasıl Döneceğim?
  • Ormanın Canavarı
  • Aksarayda Akşam
  • Uykusunda Gezen
  • Köyümün Garında
  • Akşam ve Develer
  • Odalar ve Sofalar
  • Kır Misafirhanesi
  • Şehrin Çalgıcıları
  • Ölülerin Sıhhatine
  • Bir Gezinti Bağda
  • Akıncılar ve Şehir
  • Dijon Tramvayları
  • Boyalar Öpüşüyor
  • Denizde Bir Adam
  • Mehdi’nin Kuyusu
  • Baharı Bekliyorum
  • Boruların Serenadı
  • Du’a Değirmenleri
  • Kalyon Kürekçileri
  • Minyatür Şiirlerden
  • Tiyatro Başlamadan
  • Kış Bitmeyecek mi?
  • Şiryanlar ve Veritler
  • Bu da Bir Hikâyedir
  • Üç Direkli Bir Gemi
  • Memleket Peyzajları
  • Resimler ve Biblolar
  • Yatakhane ve Saatler
  • O Kadın Ölsün Artık
  • Mezarlığa Giden Yol
  • Satılık Nişan Yüzüğü
  • Penceremden Antalya
  • Tren Yolundaki Adam
  • Limanda Transatlantik
  • Çizgilerimden Oda I-II
  • Bahçemde İlk Gül Açtı
  • Deniz, Çıplak ve Uyku
  • Beğenilmeyen Serenad
  • Haydar Paşa’da Akşam
  • Akşam ve Kahramanlar
  • Saat Kulesi ve Kargalar
  • Benim Serenadlarımdan
  • Biz Öldürdük Değil mi?
  • Yumruğunu Isıran Adam
  • Bağdat Caddesinde Öğle
  • Aya Karşı Uluyan Köpek
  • Sahilde Portakal Ağaçları
  • Mehtapta Balıkçı Gemileri
  • Bataklıktan Kurtulan Adam
  • Köyümde Cumhuriyet Bayramı
  • Son Bahar ve Peygamber Olmak
  • Yaz ve Perde Ardında Çalınan Piyano
  • Meryem’in Heykelini Çamurdan Yapmak İsteyen Heykeltıraşın Aczi

 

Siyavuşgil’in şairlik kudretini derinden hissettiren en ünlü şiirlerinden 5 tanesi şöyledir:

 

Odalar ve Sofalar

 

Evler, bir nara benzer,

Nar tanesi, sofalar,

Akşam, yol gibi gezer;

Sükûn, su gibi odalar.

 

Odada bir pancurun

Sofadadır güneşi;

Camlarda yanan korun

Düşer içime eşi.

 

Odada yığın yığın

Gölgenin salkımları;

Sofada yalnızlığın

Duyulur adımları.

 

Oda, içinden duyar

Oluktan düşenleri;

Sofa, geceyi oyar,

Dinler merdivenleri.

 

Toplar odam kuş gibi

Sofamın lâflarını.

Birer bibloymuş gibi

Süsler boş raflarını.

 

Beni duvar boyunca

Bir kum gibi ufalar

Odam uyku dolunca

Uyumayan sofalar.

 

Yolculuk

 

Bir yaz günü odamda kaparken bavulumu,

Çekecek koltuğumun parmakları kolumu;

Her zamanki sesiyle bana “Otur” diyecek.

 

Bütün kış geceleri duyduğum laflarıyla,

Çıplak bir kadın gibi beyaz çarşaflarıyla,

Beni uyutmak için yatağım esneyecek.

 

Yolda, adımlarımı çağıracak geriye;

Aralık duran kapım, belki dönerim diye…

Penceremde buğudan bir damla yaş donacak.

 

Yürürken sağ omzuma hafif sesle ötüşüp

- Bir evden anlaşılmaz fısıltılarla düşüp -

Bembeyaz bir el gibi bir güvercin konacak.

 

Dudağımı gizlice çekerek dudağına,

Akşam gibi düşecek vagon basamağına

Garda beyaz, dumandan bir kadının bedeni…

 

Son kampana çalacak ve son düdük ötecek.

Mesafeler bir nokta hâlinde küçültecek

Kül rengi istasyonda mendil sallayan beni...

 

Akşam ve Develer

 

Böyle yalçın dağlarda sessiz dolaşanlar kim?

Köyler, ufka dizilen tozlanmış birer resim.

Yollar, köyleri saran eskimiş çerçeveler...

 

Sesler çıkmadan söner paslı çıngıraklarda,

Yassı tabanlarını sürükler bir kenarda;

Boynu kısa develer, boynu uzun develer...

 

Günle birlikte erir uyuklayan mor dağlar.

Ekilmemiş tarlalar, çalı bitiren bağlar,

Döker her kalbe kırık bir lambanın isini...

 

Adımlar derinleşir renklerin vedaında.

Bir dua okur gibi gezdirir dudağında,

Deveci türküsünü, yolcu sevgilisini...

 

Resimler ve Biblolar

 

Hepsi bir hikâyeden bahseder satır satır,

Duvarlarda dizilen resim çerçeveleri,

İnce boyunlarını tevekküle uzatır

Konsol üstünde çölün uydurma develeri.

 

Kâh bir kadın resmini sarar kuleli köyler,

Kıyafetsiz bir çoban sırıtır sinsi sinsi.

Bazan büyük babama doğru bir şarkı söyler.

Tahta kitarasıyle bir Japon gemicisi.

 

Bir köşede dururken dayım eli martinli,

İşkodra yadigârı dağ gibi gocuğuyle,

Talih bu ya! Yanında uzun saçlı bir Çinli,

Uzanıp afyon çeker ipince çubuğuyle.

 

Gül ağacından yapılmış kuğu gibi bir gemi,

Büyük annemi taşır odanın bir rafında.

Çerkez kıyafetiyle bazen amcazademi,

Bir gondol dolaştırır Venedik etrafında...

 

Bir bahar levhasının mutlak etrafı kıştır.

Bu odanın, sırrını yok mu bana anlatan?

Benim de, her nedense, yakama yapışmıştır,

Elinde yabasıyla kıpkırmızı bir şeytan!

 

Bıkmak

 

Sesin dudaklarımda fağfur bir Japon tası

Uzun saçların, bir yaz yağmurunun teması

Ellerin, semaverden akan çay kadar ılık...

 

Sesim odaya giren bir serçe kadar ürkek.

Ellerim, açık kalan panjuru gösterecek

Ve saçım, gözlerimin içi gibi karanlık.

 

Yağmur gibi doldursan odayı sözlerinle,

İçinden konuşacak aynalar gözlerinle

Ve gün avuçlarından kayan gümüş bir balık.

 

Bir koltuğa sinecek sıcaklığın derinden.

Girecek yaklaşınca başın, kirpiklerinden

Gözlerime ağaçlı bir yol gibi ayrılık.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Kaç Tane Şiir Yazmıştır?

Sabri Esat Siyavuşgil, 1927’de başlayıp 1933’te nihayete eren şairlik serüvende 120’yi aşkın şiir kaleme almıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil En İyi Şiiri Hangisidir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in şiirlerini topladığı tek kitabı Odalar ve Sofalar (1933) onun şair kimliğini tüm yönleriyle ortaya koymaktadır. Özellikle şiir kitabına da adını veren Odalar ve Sofalar şiiriyle Siyavuşgil, eleştirmenlerce “şiirde mekân ve eşya” temalı özgün estetik anlayışın başarılı bir temsilcisi olarak gösterilir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil İlk Şiiri Hangisidir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in ilk şiiri 15 Ocak 1927’de Güneş dergisinde yayımlanan Yılbaşı Hediyesi’dir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in şiir anlayışı, mensubu bulunduğu Yedi Meşale topluluğunun ilkesel görüşleriyle açıklanabilir. Bu bakımdan Siyavuşgil, “dünün aynı his ve fikirlerinin değiştirile değiştirile kendilerine sunulmasından bıkarak” şiirde sürekli bir yenilik, canlılık ve içtenlik arayışında olmuştur. Bu arayış içinde şiirde ekspresyonizm (dışavurumculuk) akımını benimsemiş ve duyguyu, bilinen temaları kalıp ifadelerle aktarmak yerine kişisel duyarlılığına ve ruh hâline ayna tutarak yansıtmıştır. Şiirde tema seçimini sembolizm (simgecilik) ve empresyonizm (izlenimcilik) unsurlarının söyleyişi üzerindeki etkisi şekillendirmiş; konularını “doğa, eşya, insan” üçgeni üzerine temellendirmiştir. Kelimelerin anlamsal çağrışımları kadar dizeler arasında görsel ve işitsel olarak da ahengini önemseyen şair, nazım biçimi olarak genellikle üçlü ve dörtlü bentlerle kurulmuş yapıları tercih etmiştir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirleri Hangi Türdedir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in şiirleri lirik türünün özelliklerini yansıtmaktadır. Şiirde sıradanlığı kırarak iç ve dış dünyaya açılan pencereleri yenilemiş, şiire yeni bir heyecan kazandırmıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Şiir Anlayışı Nedir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in, kendi ifadesiyle “bir ucu hakikatte, öbür ucu rüyada olan âlem” şeklinde nitelediği şiir anlayışında ortaya koyduğu yaklaşım Yedi Meşaleciler topluluğunun “canlılık, samimiyet ve yenilik” ilkeleri üzerine kuruludur.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır?

Sabri Esat Siyavuşgil, şiirlerinde ritmik ölçüye de özen göstermektedir. Farklı nazım birimleriyle kaleme aldığı şiirlerinde genellikle hecenin on birli, on ikili, on üçlü ve on dörtlü ölçülerini kullanan şairin aşağıda sunulan “Öğle Üstü” adlı şiirinde ise bu ölçülerin tümüne birden yer verdiği görülmektedir.

 

Öğle Üstü

 

İçim beyaz rıhtıma bağlı bir çatanadır,

Beyaz martılar gibi uzak bir dumanadır

Dalgaların sırtında koşup gitme hevesi.

 

Düşer, beyaz gölgesi yatarken kuytulara

Bir altın yüzük gibi tunç bacası sulara;

Yükselir halatların uykudan gelen sesi.

 

İçim beyaz rıhtıma bağlı bir çatana…

Bir temmuz güneşinde esner kana kana

Uzun bir kumsal gibi beyaz kollarıyla

 

Direkleri havada çizer eğri hatlar;

Sularda yıldızlaşır mor nakaratlar

Apaçık pancorların ılık rüzgârıyla

 

İçim beyaz rıhtıma bağlı bir ça…

Şimdi içim eriyen renkli bir sırça

O beyaz çatananın sudaki eşi

 

Yayılır yarı kesik portakal gibi

İçime uyku gibi bir masal gibi

Bir tatlı şurup gibi temmuz güneşi

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Siyavuşgil, şiirlerinde daha çok tam ve zengin uyak kullanmıştır. Fakat şiirlerinin kafiye örgüsünde düzenli bir birlikten söz edilemez. Özellikle üçlüklerle kurulu bentlerden oluşan şiirlerinde kafiye örgüsündeki çeşitlilik dikkat çekicidir. Aşağıda Siyavuşgil’in kafiye unsurunu kullanış biçimine örnek teşkil etmesi açısından birkaç şiirinden bazı parçalar verilmiştir.

 

Yatakhane ve Saatler

 

Beyaz perdeler gibi gerilince dört duvar,

Uzun koridorlarda boğulur bir canavar;

Kesik bir nabız gibi ses verir yatakhane

 

 

Ut

 

Uzun tellerinde gerilir sükût,

Düşen bir tüy gibi mızrap kederde,

Cevizden lâhdında uyuklar bir ut

Cumbaya yaslanmış geniş minderde

 

 

Mehdi’nin Kuyusu

 

Kim gelip dinlemişse için için çağlayan

Kuyunun sularını bir gizli elem duymuş.

Bu kuyu – kalplerini bir ümide bağlayan

Kaç yolcudan işittim- Mehdi’nin kuyusuymuş.

 

 

Sabri Esat Siyavuşgil Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır? H4

Sabri Esat Siyavuşgil 120’yi aşkın şiirinden 44’ünü Odalar ve Sofalar adını verdiği tek şiir kitabında toplamıştır. Bu eser, Muallim Ahmet Halit Kütüphanesi tarafından 1933’te neşredilmiştir. Siyavuşgil’in bu kitaba almadığı diğer şiirlerinin ilk yayın yerleri şu şekildedir:

 

  • Çığır
  • Irmak
  • Varlık
  • Muhit
  • Güneş
  • Uyanış
  • İçtihad
  • Meşale
  • Milliyet
  • Yedi Meşale
  • Kültür Haftası
  • Servet-i Fünûn

 

Sabri Esat Siyavuşgil Çevirileri Nelerdir?

Siyavuşgil’in tercüme eser sayısı 25 olup isimleri ve içerikleri şu şekildedir:

 

  • Tepe:Fransız sanatçı Jean Giononun roman çevirisidir. 1939’da yayımlanmıştır.
  • Philebos:Siyavuşgil’in felsefe ve psikoloji alanlarındaki akademik birikiminin bir yansıması olarak Platon (Eflatun)dan tercüme ettiği eser 1943’te yayımlanmıştır.
  • Gil Blas I.:Fransız yazar Alain-Rene Lesage’ın en meşhur yapıtı “Les Aventures de Gil Blas de Santillane” (Gil Blas de Santillane’ın Maceraları) adlı 4 ciltlik serüven romanının ilk cildinin 1945 tarihli tercümesidir. Siyavuşgil bu tercümesiyle çevirmenlikteki ustalığını sergilemiştir.
  • Gil Blas II.:Roman serisinin ikinci cildinin tercümesidir. 1945’te yayımlanmıştır.
  • Gil Blas III.:Roman serisinin üçüncü cildinin tercümesidir. 1946’da yayımlanmıştır.
  • Gil Blas IV.:Roman serisinin dördüncü cildinin tercümesidir. 1946’da yayımlanmıştır.
  • Tiyatro ve Bizler:Fransız oyun yazarı Fortunat Strowsky’nin tiyatronun toplum üzerindeki tesirlerine değindiği eserinin 1946’da Siyavuşgil’ce yapılan çevirisidir.
  • Ruy Blas:Fransız romantiklerinden ünlü sanatçı Victor Hugonun aynı adlı meşhur trajedisinin 1948 tarihli çevirisidir.
  • İki Başlı Kartal:Fransız şair, tiyatro yazarı ve ressam Jean Cocteaunun “L’Aigle a deux tetes” adlı ünlü modern tiyatro eserinin 1948 tarihli tercümesidir.
  • Senlis’te Randevu:Siyavuşgil’in Fransız oyun yazarı Jean Anouilhten yaptığı tercüme 1953’te yayımlanmıştır.
  • Masallar:Dünyaca ünlü masal yazarı Hans Christian Andersenin klasikleşmiş masallarının Siyavuşgil tarafından 1953 tarihinde yayımlanan çevirisidir.
  • Yavru Kartal:Siyavuşgil’in Cyrano de Bergarac mütercimi olarak üne kavuştuğu Edmond Rostand’ın manzum dram türündeki eserinin tercümesidir. 1953’te yayımlanmıştır.
  • Cephe Sohbetleri:Fransız yazar Andre Mauroisten çevrilen eser, deneme-sohbet türünde olup ilk baskısını 1937’de yapmıştır.
  • Dr. O’Grady’nin Gevezelikleri: Yine Maurois’ten tercüme edilen bu eser roman-hikâye türünün mizahî bir üslupla zekice kaleme alınmış bir örneği olup 1943’te yayımlanmıştır.
  • Cyrano de Bergerac:Fransız şair ve oyun yazarı Edmond Rostandın aynı adlı eserini Türkçeye kazandıran Siyavuşgil’in bu tercümesi, onun en başarılı çevirisi kabul edilir. İlk olarak 1942’de yayımlanan bu eser tiyatromuzda da yıllar boyu sahnelenerek klasikleşmiştir.
  • Değirmenimden Mektuplar:Fransız yazar Alphonse Daudetin kısa hikâyelerinden oluşan “Lettres du Mon Moulin” adlı eserinin 1943 tarihinde yayımlanan tercümesidir.
  • Pazartesi Hikâyeleri:Yine Daudet’ten çeviri olan eserde farklı konulardaki hikâyeler yer alır. 1946’da yayımlanmıştır.
  • Aktörlük Hakkında Aykırı Düşünceler:Siyavuşgil’in tiyatroya dair kuramsal katkılarını gözlemleyebileceğimiz eser Diderottan çeviridir. 1943’te yayımlanmıştır.
  • Yeni Mabut:Fransız tiyatro yazarı François de Curel’in “La Nouvelle Idole” adlı oyunun tercümesidir. 1946’da yayımlanmıştır.
  • Madam Bovary:Fransız realistlerden Gustave Flaubertin aynı adlı ünlü romanının, dönemin ünlü tenkit yazarı ve mütercimi Nurullah Ataç ile Sabri Esat Siyavuşgil’in ortaklaşa Türkçeye kazandırdığı eserdir. 1967’de yayımlanmıştır.
  • Bilgi ve Hata:Avusturyalı düşünür ve fizikçi Ernst Machın bilgi kuramı ve bilgi felsefesi üzerine kaleme aldığı “Erkenntnis und Irrtum” adlı eserinin çevirisidir. Siyavuşgil’in bilim felsefesi alanındaki ilk tercümelerinden olan bu eser 1933’te yayımlanmıştır.
  • Çocukta Dil ve Düşünce:Pedagojinin kurucu isimlerinden Jean Piaget’in çocuklarda dil gelişimi ve düşünce sisteminin oluşumunu incelediği “Le langage et la pensee chez l’enfant” adlı çalışmasının 1938’de Siyavuşgil’ce Türk pedagoji literatürüne kazandırılan tercümesidir.
  • Çocukta Hüküm ve Muhakeme:Piaget’in çocuklarda mantık yürütme, yargılama ve muhakeme becerilerinin gelişimi konularını ele aldığı “Le jugement et le raisonnement chez l’enfant” adlı bir diğer temel eserinin 1939 tarihli tercümesidir.
  • Anormal Çocuklar:Zekâ testlerinin öncüsü, Fransız psikolog Alfred Binetin “çocuklarda gelişimsel farklılıklar” konusu üzerine yaptığı çalışmaların tercümesi olan bu eser 1939’da yayımlanmıştır.
  • Yeni Terbiyenin Bahisleri:İsviçreli eğitim bilimci Albert Malche’ın çağdaş eğitim konusu hakkındaki görüşlerini sunduğu eserinin 1939 tarihli tercümesidir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Hangi Dönem Yazarıdır?

Sabri Esat Siyavuşgil, Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatı aydınları zümresine dâhildir. 1927 yılından vefatına değin kırk yılı aşkın bir zaman diliminde yazın hayatında yer almıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Sanat Anlayışı Nedir?

Sabri Esat Siyavuşgil, 1952 yılında kaleme aldığı “Bugünkü Şiirimiz” adlı yazısında sanata bakışını kendi diliyle açıkça ifade etmektedir:

 

“Eskilerin şairane bir mevzu seçmek iptilası (tutkusu, alışkanlığı) şiirin ufuklarını daraltmıştı. Nihayet bu tıkanıklık o dereceye geldi ki, nesil ve mizaç farkları bile şairleri birbirinden ayıramaz oldu. Bütün şiir dünyaları aynı apartmanın daireleri gibi birbirine eş ve yakındı. Her birinde aynı ağaç, aynı çiçek, aynı kuş, aynı renk ve aynı kokuyu bulurdunuz. Bugünkü şiirin kapısında yasakçı göremezsiniz. Adına nebatat kitaplarında rast geldiğimiz ağacı, ismini marangoz aleti sandığımız kuşu, ‘ah minel aşk!’a yan bakan sevdayı, aşı boyayı ve sarımsak kokusunu, tûba ağacı, cennet kuşu, Leyle ve Mecnun fıkrası, erguvan rengi ve gül rayihası haysiyetiyle şiire yerleşmiş bulursunuz.”

 

Siyavuşgil bu sözleriyle sanata karşı empresyonizm (izlenimcilik) ve ekspresyonizm (dışavurumculuk) etkisiyle özgür ve yenilikçi bir yaklaşım sergiler.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir?

Sabri Esat Siyavuşgil “sanat, sanat içindir” anlayışıyla hareket etmiştir ve şiirlerini sembolizm (simgecilik), empresyonizm (izlenimcilik) ve ekspresyonizm (dışavurumculuk) akımlarının ilkeleriyle beslemiştir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Kimlerden Etkilenmiştir?

Sabri Esat Siyavuşgil, çok yönlü bir münevverdir ve sanatçı kişiliğinin şekillenmesinde Fransız sembolizminin önde gelen isimlerinden Paul Verlaine, Charles Baudelaire, Stephane Mallarme gibi sanatçılara ilaveten Türk edebiyatının Ahmet Haşim, Cenap Şahabettin, Yahya Kemal Beyatlı gibi usta kalemleri etkili olmuştur.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Kimleri Etkilemiştir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in şiir anlayışındaki bazı ilkeler çeşitli yönlerden en başta Yedi Meşaleciler topluluğu üyelerinden Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Cevdet Kudret Solok gibi isimlerde karşılık bulmuştur. Ayrıca Fransız sembolistlerin tesiriyle oluşturduğu estetik duyarlılığı da Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas gibi şairlere sirayet etmiştir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Edebiyat İçin Önemi Nedir?

Sabri Esat Siyavuşgil, edebiyatımızda başta şiir türünde olmak üzere çeviri, tenkit ve kültür yazılarından müteşekkil eserleriyle, çok yönlülüğün numune bir şahsiyeti hâline gelmiştir. Özellikle empresyonist şiir diliyle oluşturduğu sanat anlayışıyla gerek dönemi gerekse kendinden sonraki kuşakları ziyadesiyle etkileyen özgün bir sanatçıdır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Sabri Esat Siyavuşgil’in ilk şiirleri 1927 yılında Güneş ve Hayat dergilerinde yayımlanmıştır. Ardından 1928’de kendisinin 14 şiirle dâhil olduğu Yedi Meşale kitabı; çeşitli şiirlerinin yer aldığı Meşale, Muhit, Varlık dergileri; 1933’te yayımlanan tek şiir kitabı Odalar ve Sofalar, Siyavuşgil’in edebî eserlerinin yer aldığı mecralardır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Yazarlık Dışındaki Kariyeri

Sabri Esat Siyavuşgil eğitimde, bilimsel kurumlarda, kültürel ve idari görevlerde de birçok vazife üstlenmiştir. Aşağıda Siyavuşgil’in çalışma sahasına ait ünvanları, bağlı bulunduğu dernek, kurum ve üyeliklerin listesi verilmiştir:

 

  • Psikoloji-Pedagoji Profesörü
  • Türk Psikoloji Cemiyeti Başkanlığı
  • Şehir Tiyatrosu Heyet Üyeliği
  • Akdeniz Akademisi Üyeliği
  • Türk PEN Kulübü Başkanlığı
  • Meydan Larousse Yazarı

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Siyasi Görüşleri

Sabri Esat Siyavuşgil’in siyasî duruşu doğrudan bir parti üyeliği ya da sempatizanlık şeklinde değerlendirilemez. O, yaşadığı yıllar itibarıyla (1907-1968) birçok siyasal değişime tanıklık etmiş ve bu değişimleri sanatsal ve akademik üretiminin bir fonu olarak kullanmıştır. Siyavuşgil siyasete, kültürel modernleşme sürecinin sağlıklı yürütülebilmesi adına aracı gözüyle bakmıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Aldığı Ödüller

Sabri Esat Siyavuşgil’e dönemin Fransız hükûmeti tarafından 1945’te “Officier D’academie” (akademi subayı) ünvanı ve 1967’de L’egion D’honneur (şeref lejyonu) nişanı verilmiştir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Sözleri

Sabri Esat Siyavuşgil’in dizeler arasına yayılmış etkileyici sözlerinden bazı örnekler şu şekildedir:

 

  • Odada yığın yığın / Gölgenin salkımları / Sofada yalnızlığın / Duyulur adımları (Odalar ve Sofalar)
  • Çamlar fısıldaşırken bahçende sırlarını / Uzan… Oku kalbimin yorgun satırlarını (Mukaddime)
  • Ne oldun? Ellerini çektin bak ellerimden… Acaba bir hayal mi çıktı yanan derimden? (Beğenilmeyen Serenad)
  • Bu sensin saçın düşmüş bir kaşının üstüne / Nasıl lanet edeyim seni gördüğüm güne (Kuruntu)
  • Bir çift ayak izini sürüklerken arkamdan / Doya doya seyredin yalnızlığı bir camdan (Yalnızlık)
  • Ağır ağır iniyor sesler kaldırımlara / Sanki demir gölgeler bağlandı adımlara (Mezarlığa Giden Yol)
  • Kumral bir baş yükselir parkın orta yerinde / Heykelin bir şey parlar bronzdan gözlerinde (Köyümde Cumhuriyet Bayramı)
  • Islık gibi dolaştı surun yedi katını / Kanlı bir bahçe gibi yere serdi atını (Hunlar)
  • Mehtap tatlı renklerle Kabe’den halkalanır… / Her gece loş duvarlar dinleyerek utanır (Ma'bed ve Gece)
  • Bir ıslık dağdan dağa bir ip gibi gerilir / Tüyleri diken diken bir kedi halindedir (Köyümün Garında)
  • Kapat eğer aralık kalmışsa gözlerini / İstersen aç göğsünün delik kalan yerini (İntihar)
  • Şimdi taş yağsa da gökten yer alev püskürüyor / Ölüler canlanıyor şimdi, ölenler yürüyor (Minyatür Şiirlerden)
  • Bu yollardan geçtik ölüm yok sana artık / Yık bir yumrukta seni ezen varlığını yık (Mezarlığa Giden Yol)
  • Aynada kayboluyor gölgemin son çizgisi / Odada halı gibi bütün bir günün isi (Oda I)
  • Yirmi bahar gülünün sarardığı bağıma / Görenler söylüyorlar, nasıl acı gelmesin bu şarap dudağıma (Üç Grub)
  • Beyaz perdeler gibi gerilince dört duvar / Uzun koridorlarda boğulur bir canavar (Yatakhane ve Saatler)
  • Efendiler başlıyor; başlıyor efendiler! / Sahnemize bakarak hayatı beğendiler (Kukla Oyunu)
  • Kulenin taşlarında ruhum inledi yalnız / Kargalar korkmayınız kargalar korkmayınız (Saat Kulesi ve Kargalar)
  • İçinde kıpkırmızı pullu balıklar bir mum / Yanar döner bir fanus gibidir akvaryomum (Bir Saksı ve Akvaryom)
  • Bir yaz böceği gibi çatırdayınca odam Kendimi çırılçıplak penceremden fırlatsam (Tatil)

 

Sabri Esat Siyavuşgil Nerelidir?

Sabri Esat Siyavuşgil İstanbul doğumlu olup annesi Neviye Yekta Hanım’dır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Babası Kimdir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in babası Ahmed Esat Bey’dir. Saray erkânından Siyavuş Paşa’nın soyuna mensuptur.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Çocukluğu Nasıldır?

Sabri Esat Siyavuşgil İstanbul’da doğmuş, 6 yaşından 13 yaşına kadar ailesiyle Antalya’da yaşamıştır. Antalya, onun ruh dünyasını şekillendiren muhit olmuştur. Aynı dönemde çıkan 1. Dünya Savaşı onu derin bir hüzün ve tedirginlikle büyütmüş; bu savaşın ruhunda yarattığı etkiler, sanatındaki yalnızlık hissinin ve melankolik duyarlılığın besleyicisi olmuştur. Aile terbiyesiyle şekillenen mizacıysa, Siyavuşgil’in gözlemlerine felsefî derinlik kazandırmıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Eğitim Hayatı Nasıldır?

Sabri Esat Siyavuşgil ilkokul eğitimine 6 yaşında Antalya’da Ambarlı Mektebi’ne başlamış, ailesiyle 13 yaşındayken İstanbul’a taşınmış ve orta öğrenimini burada, Kadıköy Sultanisi, Erkek Öğretmen Okulu ve İstiklal Lisesi’nde tamamlamıştır. Lise eğitiminin ardından yüksek öğrenimine Hukuk Fakültesi’ne başladıysa da bu fakülteyi tamamlamadan Fransa’ya, felsefe eğitimi alması için gönderilmiştir. 1932’de Lyon Üniversitesi’nden mezun olarak ülkeye dönen Siyavuşgil, önce Gazi Üniversitesi Pedagoji Enstitüsü’ne stajyer hoca olarak tayin edilmiş ardından 1933’te, ömrü boyunca sürdüreceği üniversite hocalığına atanmıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Edebî Kişiliği Nasıldır?

Sabri Esat Siyavuşgil’in edebî kişiliğini şairlik ve çevirmenlik olmak üzere iki ana başlıkta incelemek mümkündür. Şair Siyavuşgil, Yedi Meşale topluluğuna yön veren baş isimlerden olarak “canlılık, içtenlik ve yenilik” ilkesiyle hareket eden ve şiirlerinde çevre betimlemelerini bireysel duygularla yorumlayan sembolist (simgeci), empresyonist (izlenimci) ve ekspresyonist (dışavurumcu) bir sanatçıdır. Çevirmen Siyavuşgil’se, Türkçe’yi büyük bir titizlikle kullanarak özellikle Fransız edebiyatı ve felsefesinin önemli eserlerini anlayışımıza sunan bir kültür elçisidir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Evlendi mi?

Sabri Esat Siyavuşgil Fransız ressam Janin Siyavuşgil ile evli olup hangi tarihte evlendiklerine dair bir bilgiye ulaşılamamıştır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Çocukları

Sabri Esat Siyavuşgil’in çocuk sahibi olup olmadığı bilgisi mevcut değildir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Kaç Yaşında Vefat Etti?

Sabri Esat Siyavuşgil mesane tümörü ameliyatı sonrasında oluşan komplikasyon sebebiyle 6 Ekim 1968’de, 61 yaşında vefat etmiştir.

 

Sabri Esat Siyavuşgil’in Mezarı Nerededir?

Sabri Esat Siyavuşgil’in kabri Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır.

 

Sabri Esat Siyavuşgil Hakkındaki Kitaplar

Sabri Esat Siyavuşgil’e dair çeşitli inceleme yazılarının yer aldığı bazı kitaplar şunlardır:

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.