Edip Cansever'in Hayatı, Başarıları ve Eserleri
10 Aralık 2021

Edip Cansever'in Hayatı, Başarıları ve Eserleri

Edip Cansever Kimdir?

Edip Cansever ya da tam adı ile Ömer Edip Cansever (8 Ağustos 1928, İstanbul - 28 Mayıs 1986, İstanbul), Cumhuriyet döneminde hikâye ve tiyatro türlerinden yararlanarak şiirler kaleme alan İkinci Yeni şairlerinden, toplam eser sayısı 26 olan Türk şair ve antikacıdır.

Ömer adını sadece ilk eserlerinde kullanmış olan Edip Cansever, 1928 yılında İstanbul'un Fatih ilçesinin Soğanağa semtinde Pembe Hanım ve Fazlı Bey'in 4 çocuğunun üçüncüsü olarak dünyaya gelmiştir.

Edip Cansever, eğitim hayatına 56. İlkokul'da başlamış ve liseyi de İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamlamıştır. Hayatını babası gibi ticaretle ilgilenerek geçiren Edip Cansever, 1975 yılında emekli oluncaya kadar Kapalıçarşı'da ortağı Jak Salhoşvili ile birlikte antikacı dükkânı işletmiştir. Edip Cansever’in biyografisinde önemli bir yeri olan bu dükkân, şairin kitaplarının bir kısmını da kaleme aldığı yerdir.

Edip Cansever, edebi yaşamı boyunca şiir türüne ağırlık vermiş ve bu türde eserler kaleme almıştır. Yenilikçi birisi olan Edip Cansever, bu yönünü eserlerine yansıtmış ve yenilikçi şiirler kaleme almıştır. Şiiri yaşamının merkezine alan Edip Cansever, 28 Mayıs 1986 tarihinde, İstanbul’da vefat etmiştir.

Edip Cansever Eserleri Nelerdir?

Edip Cansever’in 26 adet eseri aşağıda listelenmiştir.

  • Yerçekimli Karanfil
  • İki Satır, İki Satırdır
  • Sonrası Kalır 1
  • Sonrası Kalır 2
  • Gelmiş Bulundum
  • Gül Dönüyor Avucumda
  • Şiiri Şiirle Ölçmek: Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar
  • İlkyaz Şikayetçileri
  • Oteller Kenti
  • Gelmiş Bulundum
  • Gül Dönüyor Avucumda
  • Şiiri Şiirle Ölçmek: Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar
  • Umutsuzlar Parkı
  • Petrol
  • Nerde Antigone
  • Tragedyalar
  • Çağrılmayan Yakup
  • Kirli Ağustos
  • Ben Ruhi Bey Nasılım
  • Sevda ile Sevgi
  • Şairin Seyir Defteri
  • Yeniden
  • Bezik Oynayan Kadınla
  • Oteller Kenti
  • İkindi Üstü
  • Dirlik Düzenlik

Edip Cansever'in İlk Eseri Nedir?

Edip Cansever'in ilk eseri 1947’de yayımladığı “İkindi Üstü"dür ve bu kitabında Yücel, Fikirler, Edebiyat Dünyası ve Kaynak dergilerinde çıkan ilk gençlik şiirlerini bir araya getirmiştir.

Edip Cansever'in Kaç Tane Eseri Vardır?

Edip Cansever’in 27 adet eseri vardır.

Edip Cansever Şiirleri

Edip Cansever’in 19 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir.

  • İkindi Üstü
  • Dirlik Düzenlik
  • Yerçekimli Karanfil
  • Umutsuzlar Parkı
  • Petrol
  • Nerde Antigone
  • Tragedyalar
  • Çağrılmayan Yakup
  • Kirli Ağustos
  • Ben Ruhi Bey Nasılım
  • Sevda ile Sevgi
  • Şairin Seyir Defteri
  • Yeniden
  • Bezik Oynayan Kadınlar
  • İlkyaz Şikayetçileri
  • Oteller Kenti
  • Sonrası Kalır 1
  • Sonrası Kalır 2
  • Gelmiş Bulundum

MASA DA MASAYMIŞ HA

Adam yaşama sevinci içinde 

Masaya anahtarlarını koydu 

Bakır kaseye çiçekleri koydu 

Sütünü yumurtasını koydu 

Pencereden gelen ışığı koydu 

Bisiklet sesini çıkrık sesini 

Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu 

Adam masaya 

Aklında olup bitenleri koydu 

Ne yapmak istiyordu hayatta  

İşte onu koydu 

Kimi seviyordu kimi sevmiyordu 

Adam masaya onları da koydu 

Üç kere üç dokuz ederdi 

Adam koydu masaya dokuzu 

Pencere yanındaydı gökyüzü yanında 

Uzandı masaya sonsuzu koydu 

Bir bira içmek istiyordu kaç gündür 

Masaya biranın dökülüşünü koydu 

Uykusunu koydu uyanıklığını koydu 

Tokluğunu açlığını koydu. 

 

Masa da masaymış ha 

Bana mısın demedi bu kadar yüke 

Bir iki sallandı durdu 

Adam ha babam koyuyordu.

 

YERÇEKİMLİ KARANFİL

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde

Oysaki seninle güzel olmak var

Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi

Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda

Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.

 

Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte

Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel

O başkası yok mu bir yanındakine veriyor

Derken karanfil elden ele.

 

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle

Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil

Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk

Birleşiyoruz sessizce.

 

SEVDA BİR ATEŞ BULDU SENDE

Sevda bir ateş buldu sende, eğilip öptü seni

Artık kimse denizi bilmiyor.

 

Dirseklerini masaya koyuşundan belli

Gelip geçen bir günü bitirmek istemediğini

Sevda bir umut buldu sende.

 

Ey bir yolcu listesinde bir ölüyü arayan

Artık kimse gözlerini bilmiyor.

 

Şunu imzala

Bir mektup, bir telgraf alındısı değil

Unutulmuş bir sevdadır kapısını çalan

Ve sevimsiz bir terlik gibi duran odan

Kimse artık bir şey giymek istemiyor.

 

Sonra bir pencereden kendine

Ayışığı gibi vuran sen

Ne sana ne başkasına benziyor.

 

Ve işte bir dip balığı su boşluğunda

Çırparaktan yüzgeçlerini

Hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor

 

NE GELİR ELİMİZDEN İNSAN OLMAKTAN BAŞKA

Ne çıkar siz bizi anlamasanız da

Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar

Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.

 

Hiçbir şey! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarında

Yıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıyla

Dönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşık

Menekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklara

Mor deriz, mor bilinir çünkü bir yandan güneşler kurur

Her yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledir

Bir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla

Deriz ki, “şuram ağrıyor” bir de, “başım dönüyor”, “yanıyor avuçlarım”

Belki de bir çığlık mı bu, bu seziş, bu yakınma

Bir çığlık, hem de nasıl, katılmış, donmuş, yaşıyorcasına

Uzansak ellerimizde uzansak avuçlarımızda, bir çığlık

Nedir mi ellerimiz-korkunçtur bir elin bir köşesinde insan olmalarıyla-

Korkunçtur insan olmalarıyla kıyısında bir yüreğin

Kıyısında gibi yangından, çok karanlıktan geçilmez caddelerin

Ve korkunç anlamsız gözlerinde ha dünya ha bir park bekçisinin

Korkunçtur insan olmaları, bir ceset, suda bir şapka gibi sallanaraktan

Bitmeyen bir selam gibi, hastayken, inceyken, yalnızlıklarda aranan

Korkunçtur-bunu anlıyoruz-bir yüzün en çoğul beyazında

Korkunçtur insan olmaları güz ortalarında, eriyen türbe ışıklarında

Ve korkunçtur eriyip kaybolmaların bir köşesinde insan olmalarıyla

Korkunçtur korkunç!

Diyerek: ben kimim, kime anlatıyorum, neyi anlatıyorum ayrıca

Neyim ben, bu olanlar ne, ya kimdir tüketen isteklerimi

Tüketen kim. Hani görmeden daha, sezmeden her şeyin bittiğini

Ama ne zaman saçları kurularken çok eski bir alışkanlıkla

Çökerken üstümüze bir sözün, bir gümüş kupanın o sebepsiz inceliği

Ansızın bir ürperişte: bitti mi her şey bitti mi

Yoo, hayır! öyleyse kimdir tüketen isteklerimi

Bir rüzgar, duyulup binlercesi birden bir rüzgar

Birakıp giden beni bir kenara, bir uzağı, yada bir boşluğu bırakır gibi

Ve ben ki hazırımdır bir süre unutulmaya

Ama hep sorulur gibidir benden: ben şimdi ne yapsam acaba.

Ben şimdi ne yapsam, ben şimdi ne yapsam kaç kere yalnız

Hem bunu kaç kere söylemek, ne türlü söylemek adına

Eskimiş fırçalarda, kırılmış şişelerde, tozlanmış ilaç kutularında

Okunmaz kitaplarda, uzaksı giyişlerde çocuksuz avlularda

Anlamsız kahvelerde, bir yolun çok ucunda, asılmış koyun butlarında

Ben şimdi ne yapsam, ben işte ne yapsam kaç kere yalnız

Kaç kere yalnız, ama kaç kere yalnız, gene kaç kere insan olmalarımla

 

Kapansam, evlere kapansam, yıkanmış bir deniz bulacaksam orada

Anılar bulacaksam – anılar mı dediniz? – ne sesli bir vuruşma

Odalar bulacaksam, odalarda kadınlar, çiçekler, çok aynalar

Rakılar, gene rakılar, kırıklar sonsuz yaralar

Bulacaksam orada, bir koltuğu bir koltuğa doğru

Bir yüzü bir yüze, bir eli bir ele doğru yaklaştıran çocuklar

Sinekler bulacaksam, kaskatı yapan boşluğu, sinekler

Zorlanmış bir gülüşten – iğrenip birden – kusmalar, bulantılar

bulacaksam belki de: susanlar, bilmem ki niye susanlar

Ölüler bulacaksam – ölü gözleri onlar, cesetler, giderek dışa vurmalar –

Ne dedik, dışa vurmalar mı, yani ilk aydınlığı mı ölümün?

Ölümün ilk aydınlığı mı, ne dedik, sahi biz ne deseydik bu konuda?

Ne deseydik bilmiyorum, ama var bu kadarcık bir şey insanın sonsuzunda.

...

ÇİÇEKLERİ SULASAN

Çiçekler sulasan, kurumuş yaprakları kessen

Sözgelimi tırnaklarını yemesen

Akşamları erken yatsan iyi olur.

 

İyi olur elbet

Yani şu süsenler, kır menekşeleri yok mu

Ne desem

Denizin bir tenhalıkla uyumu

Kayboldu

Kış çoktan unutuldu da ondan. Bir akşam

Bir manav bütün hüznüyle konuştu

Salatalara vuran bir ışığın altında

Sanki Ortaköy’ de yarısı yanmış bir kışla

Gene böyle bir sonuçtu

Kış unutuldu kardeşim. Artık

Hiçbir ayak sesi birbirine benzemez.

 

Bingöl'le İstanbul arası

Otobüsle kaç saat

Yani İstanbul'la Bingöl arası

Kaç saat otobüsle

Kimine göre günlerce

Kimine göre birkaç saniyedir

Çünkü özlemler çeşit çeşit

Özlemler ki binlerce

Ah sevdadır ancak onları birleştirir

Sündikan dağlarından aşağı

Isparta biraz gülümser

Isparta'nın ortası denizli çarşı

Balıklar cansız yüzer

Ey ülkesiz özlem, sen şimdi biraz dur

Bir kadın neden olmayasın ya da yitik bir erkek

Ah evet

Size de sormak gerek

Ey uçurumlar, köprüler

Kış neden unutuldu.

 

Mersin körfezinde batık bir gemi

Üstünde kuşlar yüzen bir gemi

Kaptanı Seyhan suyunun başında

Keklikle rakı içer

Atar ruhunu bazen sulara

Akışına suların

Yani eliyle Kars'ı gösteriyordur Kars'ta

Erzurum’da Erzurum'u

Bazen de

Kör bir tüfeğin ucuna o ruhu

Kuşlardan kuşlar çıkarır, kuşlara kuşlar ekler

Yepyeni bir kuş yaratır

Tüyleri kalbini saran

Seyhan suyunun başında

Ne olursun yolcu dokunma ona

Bak, kan kırmızısı gözlerinin kenarı

Benimle konuş istersen

Dedim ya benimle konuş

Yolcu

Üsteleme kardeşim hangi kış unutuldu.

Edip Cansever Kaç Tane Şiir Yazmıştır?

Edip Cansever’in 19 adet şiir kitabı vardır.

Edip Cansever En İyi Şiiri Hangisidir?

Edip Cansever’in en ünlü şiiri “Yerçekimli Karanfil”dir.

Edip Cansever İlk Şiiri Hangisidir?

Edip Cansever'in ilk şiiri 1944 yılında İstanbul dergisinde yayımlanmıştır fakat şiirin adı bilinmemektedir.

Edip Cansever Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Edip Cansever’in şiirleri çeşitli evreler geçirmiştir. Edip Cansever’in şiirini, şair Behçet Necatigil “İlk şiirlerinde büyük şehirde varlıklı bir delikanlının yaşama sevincini, tatlı avareliklerini dile getirdi. 1950’lerden başlayarak varoluşçuluk akımı etkisinde, kişinin sınırlı, tekdüze dünya kargaşasında yerini araştıran ve düşünce payı ağır basan şiire geçti, bu yönelişiyle de İkinci Yeni şiirinin önderlerinden oldu.” sözleri ile özetlemiştir.

Edip Cansever, şiiri “dil meselesi” olarak görmüştür. Şiirin dilinin toplumdan bağımsız olmaması gerektiğini savunmuştur. Edip Cansever, anlaşılmaz veya anlamsız şiirler yazdığına dair söylenen sözlere katılmamış, şiirin dış gerçekliğin dışında kendine özgü bir düzeni olduğu ve ancak bu düzenin içine girebilen okuyucuların şiirden bir şeyler anlayabileceğini söylemiştir.

Edip Cansever Şiirleri Hangi Türdedir?

Edip Cansever, şiirlerini belli bir türe bağlı kalarak yazmamıştır.

Edip Cansever'in Şiir Anlayışı Nedir?

Edip Cansever, İkinci Yeni şiir anlayışına sahiptir. İkinci Yeni şiiri “Yeniyi deneyen, dünya görüşü, yetişme şekilleri ve beslenme kaynakları bakımından birbirinden çok farklı olan şairlerin eserlerinde sonradan tespit edilen benzerliklere dayanan” şiir hareketine verilen isimdir. İkinci Yeni şiir anlayışını benimseyen yazarlar aşağıda listelenmiştir.

Edip Cansever Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır?

Edip Cansever, şiirlerinde ölçü kullanımına önem vermemiştir.

Edip Cansever Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Edip Cansever, şiirlerinde kafiye kullanımına önem vermemiştir.

Edip Cansever Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Edip Cansever’in şiirleri birçok farklı dergide yayımlanmıştır. Edip Cansever’in şiirlerinin yayımlandığı dergilerden bazıları aşağıda listelenmiştir.

  • İstanbul Dergisi
  • Yücel Dergisi
  • Fikirler Dergisi
  • Edebiyat Dünyası Dergisi
  • Kaynak Dergisi
  • Nokta Dergisi
  • Yenilik Dergisi
  • Pazar Postası
  • Yeni Dergi

Edip Cansever Hikayeleri

Edip Cansever’in hikaye türünde eseri yoktur.

Edip Cansever Romanları

Edip Cansever’in roman türünde eseri yoktur.

Edip Cansever Hangi Dönem Yazarıdır?

Edip Cansever, Cumhuriyet Dönemi yazarıdır. Bu dönemde kaleme alınan şiirlerin genelinde dil sadedir. Hece ölçüsünün kullanımı yaygın olsa da aruz ölçüsüyle yazan bazı şairler de olmuştur. Ölçü kullanmadan şiir yazmış şairler de vardır. Şiirlerdeki destansı söyleyiş dikkat çekmektedir. Gurbet teması da sıkça işlenmiştir ve yurt sevgisi ön plandadır. Anadolu insanını ve Anadolu'yu anlatan şiirler de kaleme alınmıştır. Birçok şiir topluluğu ortaya çıkmıştır. 1940 yılından sonra şiire serbest tarz hakim olmuştur. Edip Cansever dışında Cumhuriyet döneminde şiir yazan bazı şairler aşağıda listelenmiştir.

Edip Cansever Sanat Anlayışı Nedir?

Edip Cansever, “sanat sanat içindir” anlayışını benimsemiştir.

Edip Cansever Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir?

Edip Cansever, Egzistansiyalizm yani Varoluşçuluk akımından etkilenmiştir. Varoluşçuluk, felsefe sistemidir. Bu sistemi ortaya atan ilk isim Martin Heidegger'dır. Varoluşçu edebiyat ise Jean-Paul Sartre ile birlikte başlamıştır. Varoluşçuluğa göre insan kendi değerlerini kendinin oluşturabilmekte ve geleceğini inşa edebilmektedir. Varoluşçuluğun en temel ilkesi "varoluş, özden önce gelir" dir. Nurettin Topçu, Varoluşçu edebiyatı hakkın "varlıkta var olan şeyi araştırır ve onun hususiyeti içindeki zihnî denemesini yapar. Varoluşçu yazarlar eserlerinde, aşırı realist oldukları için gerçek dışı sandığımız durumlarla karşılaşırız. Gabriel Marcel'in tiyatroları ile Sartre'ın romanlarında, hiçbir eserde okuyamadığımız, fakat bizzat yaşadığımız veya yaşayabileceğimiz ruh hâllerinin tahlilini görürüz." sözlerini kaleme almıştır. Varoluşçuluk akımından etkilenmiş olan yazarlardan bazıları aşağıda listelenmiştir.

Edip Cansever Kimlerden Etkilenmiştir?

Edip Cansever’in etkilendiği isimler aşağıda listelenmiştir.

Edip Cansever Kimleri Etkilemiştir?

Edip Cansever, tüm iyi şairler gibi hem yaşadığı dönemde hem de vefatından sonra birçok edebiyatçıyı etkilemiş bir yazardır.

Edip Cansever'in Edebiyat İçin Önemi Nedir?

Edip Cansever, İkinci Yeni şiir anlayışının özgün örneklerini vermesi, kendine ait bir şiir evreni kurması ve şiirinde işlediği konuları ele alış biçimiyle Türk şiirinde önemli bir yere sahip olmuştur.

Edip Cansever'in Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Edip Cansever’in eserleri birçok dergide yayımlanmıştır. Edip Cansever’in eserlerinin yayımlandığı yerlerden bazılarının isimleri aşağıda listelenmiştir.

  • İstanbul Dergisi
  • Yücel Dergisi
  • Fikirler Dergisi
  • Edebiyat Dünyası Dergisi
  • Kaynak Dergisi
  • Nokta Dergisi
  • Yenilik Dergisi
  • Pazar Postası
  • Yeni Dergi

Edip Cansever Yazarlık Dışındaki Kariyeri

Edip Cansever, Yüksek Ticaret Mektebi’nde okuduğu dönemde okulu bırakarak babasının Kapalıçarşı’daki dükkânında çalışmaya başlamıştır. Dükkânı 1954 yılındaki Kapalıçarşı yangınında yanınca da Jak Salhoşvili ile ortak olmuş ve asma katlı bir başka dükkâna geçmiş, antikacı işletmeye başlamıştır. Bu dükkânda alım satım işlerini ortağı Jak Salhoşvili üstlenmiştir. Edip Cansever, daha çok asma katta okuyup şiir yazmıştır. Burada geçirdiği otuz yılda toplam dokuz şiir kitabı yazmıştır. Edip Cansever, Kapalıçarşı'yı “koskoca labirent” olarak tanımlamıştır. Bu antikacı dükkânını 1975’te satan Edip Cansever, emeklilik hayatı yaşamaya başlamış, Bodrum'a yerleşmiştir.

Edip Cansever'in Siyasi Görüşleri

Edip Cansever, Türkiye İşçi Partisi'ne üye olmuştur. 1964 yılında ise üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi’nden güncel politikadan anlamamaları nedeniyle ayrılmıştır. Marksizm hakkında birçok kitap okumuş, politik duruşunu eserlerinde yansıtmaktan kaçınmamıştır.

Edip Cansever Belgeseli

Edip Cansever’in hayatını konu alan ve anlatan birçok belgesel ve program bulunmaktadır. Edip Cansever’in hayatını anlatan bu belgesel ve programlara internet üzerinden ulaşmak mümkündür. İnternet üzerinden ulaşılabilecek bazı belgesel ve programlar aşağıda listelenmiştir.

  • Kelimeler ve Şeyler Televizyon Programı 86. Bölüm
  • TRT Arşiv Youtube Kanalı: Edebiyat Dünyası-Edip Cansever
  • TRT Arşiv Youtube Kanalı: Edip Cansever'in Sanat Hayatı

Edip Cansever Sözleri

Edip Cansever’in 20 adet sözü aşağıda listelenmiştir.

  • "Seviyoruz bir sevilme içgüdüsüyle"
  • "rengini dünyaya ilk defa sunan adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim sevgilim bana “sen bir şairsi” dediği zaman"
  • "İlkyazları sevmiyoruz artık, yaşlandık da ondan mı"
  • "durup durup böyle hüzünlenmemiz neden anlamıyoruz da ondan mı yoksa bir bütün olduğunu mutluluğun umudun bir bütün olduğunu"
  • "Ben biraz “ertesi gün” gibiyim.. Eksiğim, unutkanım, öyleyim."
  • "Umutsuzluğumu büyütüyorum" diyorsun, yalan!"
  • "Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın."
  • "Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar Mendilimde kan sesleri."
  • "Bu yüreğe bu kadar acı fazla dersin bazen kendine ama hata bizde. Küçücük bir yürekle kocaman sevmek ne haddimize."
  • "Sana her zaman söylüyorum: Senin yüzünde gülmek var."
  • "İnsan sevdi miydi buna bir çare düşünmeli."
  • "İçinden doğru sevdim seni Bakışlarından doğru sevdim de Ağzındaki ıslaklığın buğusundan Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de Beni sevdiğin gibi sevdim seni Kar bırakılmış karanlığından."
  • "Öyle bir çık ki karşıma her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi hissedeyim seni."
  • "Gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun"
  • "Ah bu nisan yağmurları, Hüznünü kaybetmiş çocuklar gibi şaşkın."
  • "Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşısında."
  • "Hiçbir yere taşmıyorum, kendime sızıyorum yalnız."
  • "Bir yerimiz varsa bu dünyada, her şey insanca olmalı. Sevmek de, yaşamak da, ölmek de."
  • "Var olmak, bir umudun sözcüsü olmaktır aynı zamanda"
  • “Kim ne derse desin ben bu günü yakıyorum. Yeniden doğmak için çıkardığım yangından”

Edip Cansever'in Aldığı Ödüller

Edip Cansever’in aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir.

  • "Yerçekimli Karanfil" eseri ile 1958 Yeditepe Şiir Armağanı
  • "Ben Ruhi Bey Nasılım" eseri ile 1977 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü
  • "Yeniden" eseri ile 1981 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü

Edip Cansever Nerelidir?

Edip Cansever, hem baba hem de anne tarafında Çankırılıdır. Anne ve babası Çankırı’nın Atkaracalar köyünde doğmuştur.

Edip Cansever'in Babası Kimdir?

Edip Cansever’in babası Fazlı Bey’dir. Fazlı Bey, İkinci Dünya Savaşı'nda havacı çavuş olarak İstanbul'a tayin edilmiş, daha sonra da İstanbul’da kalarak Kapalıçarşı’da antika dükkânı açmış bir tüccardır. 3'ü kız 1'i erkek toplam 4 çocuğu vardır. Hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır.

Edip Cansever Çocukluğu Nasıldır?

Edip Cansever’in çocukluğuna dair ilk anıları Ahmet Hamdi Tanpınar’la komşu oldukları Saraçhanebaşı’ndaki evde geçmektedir. Şair çocukluğunda kira ile bisiklete binmiş, erik hırsızlığı yapmış ve yağmurlu havalarda sinemanın güzelliğini keşfetmiştir. Edip Cansever, İkinci Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında ailesinin Fatih’te bir apartman dairesine taşınmasıyla birlikte doğanın içinde bir çocukluk yaşamıştır. Taşındıkları semtte geniş bostan ve tarlalar vardır. Buradaki en büyük tutkusu da mahalle arkadaşlarıyla birlikte Yenikapı sahilinden denize girmek olmuştur.

Edip Cansever, hassas ve duygulu bir çocuktur. Onun bu durumunu ablası Edibe Aykaç “Edip çok hassas bir insandı, ufacık bir sözle kırılırdı. Biz dört kardeşiz. Diğer kardeşlerimiz kız olmasına rağmen, küçükken ben en çok Edip’le anlaşırdım. Bütün oyunlarımızı birlikte oynardık. Unutamadığım bir anısı vardır. İlkokul beşte veya orta birdeydi. Annem Bursa’ya gitmişti. Annemi çok özlemiş, onun için bir şiir yazmış, bana okudu. Bir çocuk dergisine yollamış, orada çıktı. Biz çok sevindik, hopladık, zıpladık filan. Ah kardeşim şair olmuş diye ben ona sarılmıştım. Yıllar sonra gerçekten değerli bir şair olunca, zaman zaman boynuma atardı elini, sen bana böyle söylemiştin abla diye.” sözleri ile anlatmıştır.

Edip Cansever Eğitim Hayatı Nasıldır?

Edip Cansever eğitim hayatına 56. İlkokul’da başlamıştır. Ardından Gelenbevi Ortaokulu’nda devam etmiş, burada bir yıl okuduktan sonra Kumkapı Ortaokulu’na gitmiştir. Liseyi İstanbul Erkek Lisesi’nde okumuş ve buradan mezun olmuştur. Şiire olan merakı çocukluk yaşlarında başlayan Edip Cansever'in bu tutkusu lise ​yıllarında iyice artmıştır. Lisenin ardından Yüksek Ticaret Mektebi’ne kaydolsa da buradan mezun olamamış, okulu bırakarak çalışmaya başlamıştır.

Edip Cansever Nasıl Bir Yazardır?

Edip Cansever, İkinci Yeni’nin öncü şairlerinden biridir ve hayatını şiir türünde eser vermeye adamış bir yazardır. Şiirlerinde "yığınların iç dünyasını" yansıtmaya çalışmıştır. Bireyi bulunduğu toplumdan ayırmadan, toplumun içinde değerlendiren ve şiirlerinde de bu şekilde yansıtan Edip Cansever, şiirinde en çok hikâye ve tiyatro türlerinden yararlanmıştır. Edip Cansever, şiirlerinde yaşama sevinci, bunalım, toplumsal dengesizlik ve umutsuzluk gibi konuları işlemiş, şiiri bir dil meselesi olarak görmüştür. Şiire dair fikirlerini belirtmekten çekinmeyen Edip Cansever, bu yönü ile de Türk şiirinin poetikasında önemli bir yere sahiptir.

Edip Cansever Evlendi Mi?

Edip Cansever 12 Nisan 1947 tarihinde henüz on dokuz yaşında bir gençken Mefharet Hanım ile evlenmiştir. Edip Cansever eşine ve çocuklarına bağlı bir adamdır. 

Edip Cansever'in Çocukları

Edip Cansever'in Mefharet Hanım ile olan evliliğinden biri kız biri erkek iki çocuğu olmuştur. Çocuklarının isimleri aşağıda listelenmiştir.

  • Nuran Cansever Birol
  • Ömer Cansever

Edip Cansever Kaç Yaşında Vefat Etti?

Edip Cansever, 28 Mayıs 1986 yılında geçirdiği beyin kanamasının ardından vefat ettiğinde 57 yaşındadır.

Edip Cansever Mezarı Nerededir?

Edip Cansever’in mezarı İstanbul’da Aşiyan Mezarlığı’ndadır.

Edip Cansever Hakkındaki Kitaplar

Edip Cansever hakkındaki kitaplardan bazıları aşağıda listelenmiştir.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.