Tükendi
Gelince Haber VerGiriş, dört bölüm ve sonuçtan oluşan bu çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî’nin (ö. 386/996) bilgi anlayışı çerçevesinde tasavvufun dinî ilimler arasındaki yeri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ebû Tâlib el-Mekkî, erken dönem tasavvuf tarihinin önde gelen müelliflerinden biri olarak, Kûtü’l-Kulûb adlı eserinde tasavvufun gelişim seyrini hadis, fıkıh, kelâm, tefsir gibi diğer din ilimlerine ve bid‘at olarak tavsif ettiği birtakım zümrelere yönelik eleştirisi üzerinden anlatmaktadır. Bu çerçevede Mekkî, tasavvufun Hz. Peygamber’den beri var olan bir “ilim” olduğunu, çeşitli isimler aldığını ancak hiçbir zaman bu ilmin hedefinin değişmediğini dile getirmekte ve daha sonra teşekkül eden diğer dinî ilimler için tasavvufun asıl mesabesinde olduğunu öne sürmektedir. Bu çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî’nin bilgi anlayışı, çeşitli başlıklar altında tasnif edilecek ve onun tasavvuf anlayışının oluşmasında nasıl bir etkiye sahip olduğu soruşturulacaktır.
Çalışmanın ilk bölümünde Mekkî’nin bilgi anlayışı ile bilgiyi elde etme vasıtaları ve yöntemi hakkındaki düşünceleri ortaya konulmuş, böylelikle Mekkî’nin, tasavvufun ilim olarak tedvin edilme sürecine katkısı tespit edilmiştir. İkinci bölümde, Kûtü’l-Kulûb’den hareketle Mekkî’nin ilim tasnifleri tespit edilmiştir. Yine bu bölümde, çalışmanın asıl konusu olan Mekkî’nin din ilimlerine yönelik eleştirisi hakkında genel bir çerçeve sunulmuştur. Bu kapsamda Mekkî’nin, din ilimlerini temelde “selef tarafından bilinen” ve “sonradan ortaya çıkan” olmak üzere iki kısımda ele aldığı görülmüştür. Üçüncü ve dördüncü bölümde ise genel itibariyle Mekkî’nin, Serrâc ve Kelâbâzî gibi erken dönem sûfîleri ile ortak yönlerine değinilerek hicrî IV. asra hâkim olan tasavvuf anlayışı ve Mekkî’nin tasavvuf ilmi hakkındaki kanaati ele alınmıştır. Bu çerçevede özellikle tasavvufun kaynakları, tasavvuf âdâbı, semâ‘, vecd, mûsiki,
şatahât gibi konularda sûfîlerin görüşleri ile Mekkî’nin yakîn ilmi ve makamları hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir.