Kitap öyle sürükleyici ki okudukça okumak istedim ve tarihte gerçekten böyle şeylerin yaşanmış olup olamayacağını sorgulayıp durdum. Kurmaca gibi ancak hepsi yaşanmış şeyler. Tarih sahnelerini sanki birebir yaşadım okurken; patlatılan bombalar, atılan mermiler, uçan savaş uçakları, ezip geçen tanklar hepsinin sesi yankılandı kafamın içinde. İkinci Dünya Savaşı dönemine dair yaşanmışlıklar ve Hitler dışındaki diğer siyaset adamlarının da savaştaki rolüne yakından tanık olabiliyorsunuz. Bir tarih kitabı olmasına rağmen herkesin okuyabileceği akıcı, yalın bir dili var. Okunması gereken başarılı bir eser.
Kitabın ilk 34 sayfasında, 670 yılında Buhara kentinin Emiresi olan Kabac Hatun'un destanı ve Buhara kentine kimler hükmettiğini anlatıyor. Muhammed Şemseddin, Buhara'da dünyaya gelmiş ve annesiz büyümüştür. Babasının adı Seyyid Emir Ali Külal ve Hz. Muhammed (s.a.v) soyundan gelmektedirler. Babası çömlekçi ustası ve Şeyh'tir. Babası vefat ettikten sonra kutlu bir rüya görür ve doğduğu şehirden Mekke'ye gider. Medine'de Seyyid Şemseddin Buhari adını alır. Kutlu bir rüya daha görür. 22 yaşında Bursaya hicret eder ve Emir Sultan adını alır. Molla Fenari, Somuncu Baba ve Hacı Bayram Veli ile arkadaşlık etmiştir. Yıldırım Beyazıt'a damat olan, Ulu Camii'nin yapımında katkısı olan, Babam diye hitap eden Emir Sultan'ın Buhara'dan başlayıp Bursa'da son bulan yaşamını roman tadında yaşatan, Ahmet Haldun Terzioğlu'nun bu muhteşem eserini okumaya hazır mısınız? Bir solukta okuyabileceğiniz bu tarihi romanı mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Fransız yazar ve pilot Antonie De Saint Exupery'nin New York'ta bir otel odasında yazmış olduğu "Küçük Prens", Sahra Çölü'ne düşen pilotun 8 günlük suyu kalmıştır ve B612 astreoidinden gelen Küçük Prens'le tanışır. Küçük Prens gezegeninden ayrılıp altı ayrı dünyayı ziyaret eder. Otorite tutkunu bir kral'ın gezegeni, kendini beğenmiş bir sanatçının gezegeni, umutsuzluğun olduğu sarhoşun gezegeni, amaçsız bir şekilde sahip olma hevesindeki bir iş adamının gezegeni, sorgulama yapmaksızın görev düşkünü bir fenerci gezegeni, bilimi kimin için yaptığını unutan bir bilim adamının gezegeni. Son durak ise Dünya'dır. Küçük bir çocuğun gözünden yetişkinlerin yaşam biçimlerinin eleştirildiği, büyüklerin çocukları anlamadığını anlatan bir hikayedir. Her yaştan insanın okuduğunda, her yaşta farklı anlamlar çıkarabileceği bu eseri okumanızı tavsiye ederim.