Tükendi
Gelince Haber VerHz. Peygamber’in (s.a.s.) hadisleri İslâm’da merkezi bir konuma sahiptir ve Müslümanlar, ilk asırlardan itibaren bu hadislerin hem metnini hem de ma-nasını korumaya büyük önem vermişlerdir. Ancak hicrî üçüncü yüzyıla kadar, yalnızca sahih hadisleri bir araya getirmeyi amaçlayan kapsamlı bir eser ortaya konmamıştır. Bu boşluğu gören Buhârî, yalnızca sahih rivayetleri toplama hedefiyle meşhur eseri el-Câmi?u’s-sahîh’i telif etmiş ve öğrencisi Müslim ise onu bu konuda takip etmiştir. Buhârî’nin amacı öncelikle sahih hadisleri derlemek olsa da eserin yapısı ve içeriği yalnızca bununla sınırlı değildir; bir diğer önemli hedef, hadislerden fıkhî hükümler çıkarmaktır. Bu iki amaç, eserin temelini şekillendirmiştir. Buhârî’nin hadisleri tekrar etmesi de bu çerçevede anlaşılmalıdır. Bazen bir rivâyette râvinin hatasına dikkat çekmek, bazen de farklı hükümlerin çıkarılmasını sağlamak amacıyla aynı hadis tekrar edilmiştir. Bu yöntemde bab başlıkları önemli bir rol oynamak-tadır. Hedeflenen fıkhî amaca hizmet ettiği sürece, bab başlıkları kapsamın-da ufak vehim içeren rivayetlere de yer verilmiştir. Bu çalışma, el-Câmi?u’s-sahîh’te mükerrer olarak nakledilen hadislerin metinlerindeki lafız farklılıkla-rını incelemekte ve bunların rivayet metodolojisi açısından taşıdığı anlamı analiz etmektedir. Seçilen örnekler, mahreç birliği esasına göre belirlenmiş olup farklı sahâbîlerden gelen rivayetler kapsam dışı bırakılmıştır. Mahreci aynı ve içerik açısından birbirine yakın olan hadislerde görülen farkların taad-düdü’l-kıssa ile açıklanması zordur. Ayrıca incelenen ve lafız açısından vehim içerdiği düşünülen rivayetlerin zayıf olduğu iddiası söz konusu değildir; aksi-ne, dikkat çeken farklılıklar rivayetin yalnızca bir cüzünü ilgilendirmektedir.