Bir süpermarkette muhasebeci olarak çalışan Adam Volladier’in hayatı, hiçbir ilginçliği olmayan sıradan bir hayattı. Bir gün, aynı anda birkaç yerde olabilme kabiliyetine sahip olduğunu anladı. Böylece büründüğü kişilikler sayesinde, oyun oynamaya başladı. En çok şaşırdığıysa daha önce hiç sahip olmadığı kimliklerle anılmasıydı. Spora dair yaptıkları, bahçede çalışmak ve ormanda yürüyüş yapmaktan ibaret olan Adam, bir tenis şampiyonu ve binici olmuş; daha önce hiçbir kadın tanımayan Adam, kadınların hoşuna gider olmuş ve arkadaşlık anlayışı okul çağında tanıştığı iki çocuktan ibaret olan Adam, gerçek bir dost olmuştu. Hiç beklenmedik olaylardı bunlar, "Ödünç Yaşam"lardı. Adam, kendi isteğiyle tatlı bir deliliğe kapılmış ve sonunu göremediği olaylar zincirinin bir parçası olmuştu. Usul usul akan bir nehirde, akışa bırakmıştı kendini zevkle. Bu kadar sevilmek ve tanınmak onu sarhoş etmişti âdeta.Bu oyun doludizgin devam etti, ta ki bir gün Adam, ünlü dolandırıcı Georges Fondel olana kadar...
