Tükendi
Gelince Haber VerGez, gör, anlat derdi… Anlattım…
*Anlat* derdi, *anlat bakalım, ne gördün, ne yedin, ne içtin?*
Ben de başlardım anlatmaya… Dağları, tepeleri, başımıza gelenleri…
Kim ne dedi, kim ne yaptı… Her şeyi anlatırdım.
Yıllarca iş için, kız arkadaşlarımla, ailemle çok yer gezdim, çok yer gördüm.
Yıllarca *32. Gün*ün küçük de olsa bir elemanı oldum.
Saraylara girdim, devlet adamlarıyla karşılıklı oturdum. Onlardan dünyada olup biteni dinledim.
*Yaz bunları* derdi. *Bak ne güzel anlatıyorsun. Kitap yap, okusunlar, tecrübelerinden faydalansınlar. Torunun seni tanısın, oğlun senden cesaret alsın. *
*Valla yazıcam Memoş* deyip durdum.
O da *Duyduk bu lafları* der gibi kafa sallayıp tembelliğimden yakınırdı.
İşte bu kitap sevgilime, en iyi arkadaşıma, kocama verdiğim sözüm.
O bunu okuyamayacak ancak hep omuzumdan baktı, beni teşvik etti.
O olmasaydı bu kitap, ben olmazdım.
Onu hasretle, içim yanarak anıyorum.