Kur’an Açısından Din Eğitiminde Adalet, Ölçü, Denge Sırat-ı Müstakim

İnsanoğlu, tarih boyunca, iyiye ve güzele ulaşmak için sürekli bir çaba ve arayış içinde olmuştur. Bu uğurda çok çeşitli yol ve yöntemler denemiş, bazen arzuladığı hedefi yakalamış, bazen de "sapkınlık" içinde çırpınıp durmuştur. İnsanlığın kendi sorunlarına çözüm aradığı her dönemde, Allah, hem kötü gidişi iyiye çevirmek, hem de kaybedilen çıkış yolunu göstermek üzere, insanlara hem uyarıcı müjdeleyici elçiler, hem de doğru hayat rehberi kitaplar göndermiştir. Allah’ın "tarihe müdahalesi" olarak algılanması gereken bu elçi ve kitaplar, doğru koordinatlardan sapan insanlığı, ilahi mesajla belirlenmiş mecraına, yeni baştan oturtma işlevini görmüştür... Kur’an, insanlara, önce kendi iç dünyalarında istikrarlı bir ahlakilik içinde kalabilmeyi, sonra da maddi ve çevresel şartları en verimli bir biçimde kullanmayı ifade eden tekamül süreçlerini tanıtmaktadır. Bu bireysel ve toplumsal gelişmişlik düzeyini yakalayabilmenin en kısa, en pratik ve en kestirme "Yol"unu da, insanlığa "Dosdoğru Yol" olarak teklif etmektedir. Adalet, ölçü ve denge ekseninde yürüyen bir toplum oluşturmayı hedefleyen Kur’an, insanlığa, hem inanç ve davranışlar, hem de dünya ve ahiret konularında, ölçülü ve dengeli davranabilmenin metotlarını öğretmektedir. Bünyesinde asla edilgenliğe yer vermeyen; buna karşılık "sorgulama, uyarlama ve yeniden üretme" gibi akıl ve gönül eylemlerine cesaret veren "Sırat-ı Müstakim", bu çalışmada detaylı olarak incelenmekte, söz konusu edilen "ölçülü ve dengeli aktif ruhun, eğitim yoluyla insanlara nasıl kazandırılabileceği, büyük bir titizlikle irdelenmektedir.