Tükendi
Gelince Haber VerYıl 1985… Soğuk, bulutlu bir Ekim sabahıydı. Gökyüzü hâlâ bizimle birlikte yas tutuyor gibiydi. Yeni uyanmıştım ve kendi kendime “Neden bütün bunlar bizim başımıza geldi?” diye düşünürken kapımızın çalmasıyla irkildim. Ben, annem ve kardeşim evde olduğumuza göre, bu saatte gelen kim olabilirdi? Bir an, “Acaba babam geri gelmiş olabilir mi?” diye düşünmeden edemedim çocuk aklımla ve gülümseyerek kapıya yöneldim. Heyecanla kapıyı açtığımda, karşımda çocuk kalbimin o güne kadar hiç tanışmadığı bir yabancıyı gördüm ve ürkek bir ses tonuyla “Kimsiniz?” diye sordum. Bana sevgiyle ve şefkatle bakan bu yabancının sesi de bir o kadar nahifti… -Merhaba küçük kız. Benim adım Hüzün. Duydum ki babanı kaybetmişsin ve biliyorum ki henüz bu olup bitenleri anlayabilmiş değilsin. Eğer sen de istersen, seninle arkadaş olmaya geldim. Benimle arkadaş olursan, hayatın boyunca ne zaman dara düşsen bana sarılacaksın ve ne kadar sıkı sarılırsan o kadar ferahlayacaksın. Ben bu kapıdan içeri bir kere girersem, ömrünün sonuna kadar yanında kalacağım ve seni asla yalnız bırakmayacağım. Yediğin yemekte, içtiğin suda, söylediğin şarkıda, yazdığın şiirde, gördüğün manzarada hep ben olacağım. Sen bana dost oldukça ben sana yol olacağım. Benimle yürüdüğün her yol, seni O’na ulaştıracak. Bütün acılarında ve sevinçlerinde O’nu görecek ve hissedeceksin. Gördüklerin ve hissettiklerin seni büyütecek ve olgunlaştıracak. Belki benimle olan arkadaşlığın boyunca çok gözyaşı dökeceksin ama her bir gözyaşın ömür bahçende bir çiçek olup yeşerecek. Şunu bil ki küçük kız, Yüce Allah hep çok sevdiklerine beni gönderdi ve hiç biri beni kapısından geri çevirmedi. Seninle de arkadaş olalım mı ne dersin? Cevabımı beklerken, gülümseyerek bana bakıyordu. Benim de kalbim ona çok ısınmıştı ve birden coşkuyla “Evet!” dedim “Arkadaş olalım!”. Hüzün, o gün evimize girdi ve hayatımız boyunca hep bizimle oldu. Söz verdiği gibi vefâlıydı. Öyle ki, başkalarının neşeyle kutladığı bayramlarda bile bizim evimizde hüzün vardı. Güneş hüzün renginde doğar, yağmur hüzün renginde yağardı ve bizim evimizde mevsim hep sonbahardı…