Tükendi
Gelince Haber VerEşyanın Tabiatı
Tehafutu’l-Felasife Bağlamında Felsefî Bir İnceleme Bu kitap, el-Gazali’nin Tehafutu’l-Felasife adlı eserinde, özellikle on yedinci meselede yoğunlaşan sebeplilik ve eşyanın tabiatı tartışmalarını felsefî ve kelâmî bağlamlarıyla birlikte incelemeyi amaçlamaktadır.
Araştırma, el-Gazali’nin filozofların savunduğu zorunlu nedensellik düşüncesini hangi argümanlarla ve hangi entelektüel kaygılarla reddettiğini; bu reddedişin ardında yer alan Tanrı’nın mutlak kudretini ve iradesini koruma yönündeki teolojik önceliklerle olan etkileşimini analiz etmektedir. El-Gazali’ye göre, doğada gözlemlenen ardışıklıklar, varlıkların kendi içkin güçlerinden değil, Tanrı’nın sürekli yaratma fiilinden kaynaklanır. Bu nedenle doğa yasaları, filozofların düşündüğü gibi ontolojik zorunluluklar değil, ilâhî iradenin istikrarlı bir alışkanlığıdır.
Bu görüş, yalnızca fiziksel dünyanın düzenini değil, bilginin temellerini de dönüştürür. Nitekim eğer eşyanın sabit ve faal bir tabiatı yoksa, insan bilgisi de doğaya değil, Tanrı’nın sürekliliğine dayanır. Böylece bilgi, mutlak zorunluluk değil, ilâhî istikrar üzerine kurulmuş bir güven ilişkisidir. Kitabın ilk bölümü, el-Gazali öncesi kelâmî ve felsefî gelenekte, özellikle Mu‘tezile, Eş?ari ve el-Cüveyni çizgilerinde sebeplilik ve tabiat tartışmalarını ele alarak tarihsel bir zemin sunar. İkinci bölümde ise Tehafut’un on yedinci meselesinde el-Gazali’nin zorunlu nedensellik eleştirisi ayrıntılı biçimde incelenir; İbn Sina’nın sistematik metafiziği ve İbn Ruşd’ün Tehafutu’t-Tehafut’taki karşı görüşleriyle karşılaştırmalı bir çözümleme yapılır. Buna ilaveten el-Gazali’nin burhan anlayışı çerçevesinde meseleyi ne ölçüde mantıksal temelde yürüttüğü tartışılır. Nihayetinde bu çalışma, el-Gazali’nin düşünce sisteminde ontoloji, epistemoloji ve teoloji arasındaki etkileşim noktalarını görünür kılmaktadır. Onun, zorunlu nedensellik fikrini eleştirerek âlemi sürekli ilâhî yaratımın konusu olarak görmesi, yalnızca tabiat tasavvurunu değil, aynı zamanda bilgi, Tanrı ve insan arasındaki ilişkiyi de derinden düşünmeye imkân tanır.