Tükendi
Gelince Haber VerBozkırda diyar diyar dolaşan bir derviş ve çırağı, geçmişten aldıkları ku¨ltu¨rel emaneti sözu¨n bu¨yu¨su¨yle yeni bir zamana taşımaktadırlar. Bugu¨nden yarının du¨şu¨nu¨ kuran gençler ise yaklaşmakta olan çığın telaşındadırlar. Çağ değişmektedir. Du¨n ve yarın aynı gedikte buluşmuş, du¨nu¨n inadının u¨stu¨ne geleceğin gölgesi du¨şmeye başlamıştır.
“Kalktım. Kutsal bir emir almış gibi lambayı yaktım. Boş bir defter koydum masaya. Kalemi defterin u¨stu¨ne bıraktım. Bir duvar ustası söylemişti yıllar önce; taş bile duvarına alışasıya yıl geçermiş. Kalem alışsın istedim deftere. Sonra aldım kalemi elime. O gu¨nden beri içime bu¨tu¨n dertleri almış gibiyim; tıpkı tu¨m renklerini hayata dağıtan su gibi...”
Kurtkulak Dağı’nın ardından elinde fotoğraf makinesiyle Mavi çıkagelir. Mevsim, gelecek sonbahardan habersiz, kendi kendine bahara değişir. Hikâyenin artık u¨stu¨ başı toplanacak, işler hal yoluna konacak ve bozkıra kadın eli değecektir.
Çocukluğun Gölgesi, son tableti Mavi ile sözu¨ ve sesi kurmaya devam ediyor.