Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim

Cins Aylık Dergi Sayı: 117 Haziran 2025

Üretici Liste Fiyatı
60,00 TL
46,20 TL
%23 İndirim
Kazancınız
13,80TL
Parapuan: 46
Alışveriş listeme ekle

Tükendi

Gelince Haber Ver
Cins Aylık Dergi Sayı: 117 Haziran 2025
Türü : Diğer
Kapak : Ciltsiz
Sayfa Sayısı : 68
ISBN : 4444444443881
Basım Yılı : 2025
Kağıt Tipi : 1. Hamur
Satış Rakamları:15 adet satılmıştır.

BİR MİLLET TARİFİ ARAYIŞI: BİRLİKTE AMA YALNIZ 
Malum, Karamazov Kardeşler’in sonlarında cinayetle suçlanan Dmitri’nin Amerika’ya kaçma du¨şu¨ncesi vardır. Fakat Dostoyevski, karakterinin Amerika’ya kaçışını, ‘gitmek’ amacıyla özgu¨rlu¨ğe kavuşmak olarak değil, ‘kalmak’ için özgu¨r olmaya çalışmak çerçevesinde kuruyor. Bunu ustalıkla yapıyor olması konumuz değil.
Dmitri, suçlanmıştır. Cezaya çarptırılmıştır. Amerika’ya gitmek zorundadır. Fakat asıl hedefi orada kalmak değil, orada ruhen arınıp Rusya’ya geri dönmektir. Çu¨nku¨ yaşanacak ve yaşatacak yer orasıdır. Dmitri’nin, Rusya ve Rusya’nın tanrısı olmadan yaşayamam, deyişindeki Rusya bir yer’in adı değildir. Rusya olmadan yaşayamam demesi bir yer ya da u¨lke için değil, kendisinin kim olduğunu Rusya dışında anlayamayacağı içindir.
Konumuz bu. Sorumuz da şu: İnsana gerçekten kim olduğunu söyleyecek yegâne yerin adı nedir? Ne yapmış olması ya da neleri ortak yapmış olmaları, bir grup insanı bir tanımın altına alır? Bu şarkı bana dedemden kaldı dizesini, ‘şarkının’ altını çizerek yazacak olan şairimiz kimdir?
Cevaplardan daha iyi sorularımız olsa da karşılık verebiliriz: aynı şarkıları dinlemek, aynı kitapları okumak, aynı korkuları taşıyıp aynı umutlara bağlanmak. Meseleyi tutabileceğimiz yer burası. Ama çerçeve bir du¨nya göru¨şu¨ etrafında temel metinlerimiz neler, diye de sormalıyız. Birkaç nesli birlikte bu¨yu¨ten hikâyemiz nerede? Dedesinin okuduğu kitabı, babasından devralıp tekrar tekrar okuyan biri var mı aramızda?
Şunu kabul ediyoruz, neredeyse tamamında senede tek defa u¨ru¨n veren Anadolu’nun çorak topraklarında, bir sene kırılan u¨ru¨nu¨n sonraki u¨ç seneyi felç etmesinin yol açtığı kesif yoksulluğun tam ortasında öznesi olduğumuz bu¨yu¨k savaşın ardından ‘dedelerin okuduğu’ kitapları aramak bir parça estetik bir arayış. Hatta zorlayış. Üstelik bu¨tu¨n bunların u¨stu¨ne ahmakça bir inatla dayatılmış radikal batılılaşma zorbalığı da cabası. Ama yine de 200 yıl önceki Erzurum’un köy odasında duran Fuzuli Divanı kimin kitabıdır diye sormak hakkımız.
Tanpınar’ın sitem dolu tespitindeki ‘nesillerin u¨st u¨ste okuduğu kitaplar’ meselesini ku¨ltu¨rel bir kazı alanına dönu¨ştu¨rmeye niyet ettik, elinizde tuttuğunuz bu sayıda. Pek çoğunu yakından tanıdığınız pek çok isme, Tu¨rkiye’de ku¨ltu¨rel su¨rekliliği nereden izleyeceğiz, nesillere dokunan kaç kitabımız var, diye sorduk.
Bu arayışımız su¨recek elbette, istinsah sayılarına bakarak, atıfların izini su¨rerek, anneannelerin hikâyelerini takip ederek bir Tu¨rk Kanonuna ulaşmaya çabalayacağız. Edebiyatı kendimize şahit tutarak insanı ve du¨nyayı anlamaya çalışıyoruz nihayetinde.
Kulağımıza okunan hikâyeyi duymaya, unutulmuşsa da bulmaya çabalıyoruz yani.
Bu¨yu¨k romanın yazarı bağlamında söylersek; Dostoyevski’nin Rusya’sı, sadece bir coğrafyadan ibaret değildi. Metafizik anlamlar yu¨klenmiş ruhu olan bir yerdi. Peki bizim Tu¨rkiye’mizi sadece coğrafyadan ibaret olmaktan çıkaran şeyin adı nedir? Onların İstanbul’una niyetlenen Dostoyevski’miz kimdir?

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.