Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Hamdullah Suphi Tanrıöver Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
20.02.2025

Hamdullah Suphi Tanrıöver Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885, İstanbul - 10 Haziran 1966, İstanbul), hitabet sahasındaki başarısıyla "Millî Hatip" olarak anılan, şair, yazar, hatip ve siyaset adamıdır. Biyografisi incelendiğinde, Milli Mücadele Dönemi’nde mitinglerdeki hitabet yeteneğiyle milli duyguları harekete geçiren bir isim olduğu görülmektedir. Hamdullah Suphi, Galatasaray Sultanisi'nden mezun olmuş, öğretmenlik, büyükelçilik ve Türk Ocakları’nda başkanlık yapmıştır. TBMM'de milletvekilliği ve Milli Eğitim Bakanlığı yapmıştır. Yazar, Nâmık Kemal Bey Magosa’da ve Dağ Yolu gibi eserlerle tanınmış olup, eserleri farklı dergilerde ve gazetelerde yayımlanmıştır. "Tanrıöver" soyadını Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine verdiği bilinmektedir. Ayrıca Hamdullah Suphi, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklâl Marşı’nı yazması ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde millî marş olarak kabul edilmesi için özel bir çaba sarf etmiş, İstiklâl Marşı’nı TBMM'de okuyan ilk kişi olmuştur.

Hamdullah Suphi Tanrıöver Eserleri Nelerdir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in hitabetlerinden, makalelerinden ve şiirlerinden oluşan toplam beş eseri aşağıda listelenmiştir:

  • Namık Kemal Bey Magosa'da: 1909 yılında yayımlanmış şiir kitabıdır.
  • Dağ Yolu 1: 1928 yılında yayımlanmıştır ve yazarın, hitabetlerinden oluşan kitabın ilk cildidir.
  • Günebakan: 1929 yılında yayımlanmıştır ve yazarın, coşkun milli duygularıyla süslediği makalelerinden oluşmaktadır.
  • Dağ Yolu 2: 1931 yılında yayımlanmıştır ve yazarın, hitabetlerinden oluşan kitabın ikinci cildidir.
  • Anadolu Milli Mücadelesi: 1946 yılında yayımlanmıştır ve Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Rusya’nın Kars, Ardahan ve Boğazlar üzerindeki emelleri üzerine yaptığı konuşmasını içermektedir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in İlk Eseri Nedir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ilk eseri 1909 yılında yayımlanan Namık Kemal Bey Magosa’da adlı şiir kitabıdır.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Kaç Tane Eseri Vardır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in şiir, makale ve nutuk türünde toplam beş adet basılı eseri bulunmaktadır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirleri

Hamdullah Suphi Tanrıöver, sanat hayatına şiir ile adım atmıştır. Şairin bilinen şiirlerinden on beş tanesi şunlardır:

 

  • Namık Kemal Bey Magosa’da (1900)
  • İstanbul’da Bir Akşam (1901)
  • Mithad Paşa (1901)
  • Askerlerin Şarkısı (1902)
  • Kaç Defa (1902)
  • Ona Dair (1902)
  • İstanbul (1903)
  • Beyaz ve Siyah (1903)
  • Gecelerim Dizisi (1903-1904)
  • Hiss-i İntikam (1906)
  • Bir Ümid (1909)
  • Vatan (1909)
  • Annemin Derdi (1909)
  • Bayram (1909)
  • İstanbul Akşamı

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in yukarıda listelenen şiirleri arasından en önemli beşi aşağıda verilmiştir:

İSTANBUL’DA BİR AKŞAM

 

Karşı evlerde ağlayan bir ses,

Bir küçük nâğme-i şikeste-heves,

Eskimiş bir sükût içinde yürür,

Kapılar örtülür; sokaklarda

Mütefekkir ve muhteliz, tenhâ

İki, üç pây-i mâtemi sürünür.

Beldenin ufk-ı iğtirâbında

Ateşin bir güneş ufûl etmiş,

Sanki â'sâr içinde zâil olan

Bir yığın kanlı râyet-i gıryân

Düşen eb'âda hep nüzûl etmiş,

Akşam olmuştu. Penbeliklerde

Parçalanmış, dumanlı yelkenler

Gibi bir çok şehâb-ı efsürde

Bir betâetle eyliyordu güzer

Eve nisyân içinde bir düşkün,

Sanki bir cebhe-i emel-mehcûr,

Bir siyah tayf-ı münfail, meksûr

Gibi ben avdet eyliyordum o gün.

Müşteki bir heves-i gam dökerek

Bir kadın geçti. Bakmadan tanıdım,

Ben onun eski âşinâsıydım.

Yine bî-çâre kollarında onun,

Vardı bi-tâb ü münkesir, o melek,

Hasta bir tıfl-ı sâkit ü mahzûn.

Bu senin nuhbe-i hayâlindi,

Bu ümîdin ki böyle kaldı sakat,

Sana bir yâd-ı mâtemî ebedî.

Sana ben kalben ağladımdı, fakat

Acı bir hisle muztarib, küskün

Söylüyordum yavaş yavaş tekrar:

Herkesin kollarında böyle, bugün

Müteverrim, sakat çocuklar var.

(1901)

 

ONA DAİR

 

Başımda mâtem-i hicrânı eyliyor iskât

Bu bir sükûn-i münevver, bu mevc-i rûh-i seher.

Bu saçların, gözü ru'yâya nakl eden huzemât,

Bu işte rûhu hayalâta bağlayan teller.

 

Nazarlarında derin bir semâ-yı meh-tâbın

Düşündüren, düşünen vakfe-î sükûneti var;

Ve her bakışta bu bir ihtisâs-ı bi-tâbın

Eder sükûnunu kalbimde bir zaman bidâr.

 

Ve bir tesâdüf-i enzâra karşı gözlerini

Bir ihtirâz-ı perîşan içinde gizlerken,

Öper dudaklarının nâzikî-yi müskirini

Bir iştiyaak u perestişle gözlerim birden.

 

Meşâm-nevâz ü esîrîsin, en rakîk ezhâr

Nefeslerinde bırakmış bir ıtr-ı nâz ü hayâl;

Nefeslerin sanılır nefha-yî riyâh-ı bahâr,

Revân eder dil-i aşkımda bir havâ-yi visâl.

 

Nazarlarında bana tevdî'-i rûh eder ba'zen,

İçinde bir güneşin lem'a-yî füyûzâtı

Sarar muhabbetime bir ziyâ revâzişten

Ve kalbimin uzanır lerzîş-î münâcâtı.

 

Zaman olur ki bütün gölgelerle gaşy-i melâl,

Uzak bir ufka bakan bir nigâh ile mahzûn,

Sükûn içinde kalırsın. Fakat nedir ki bu hâl

Sesin durur, yine bir şeyler anlatır rûhun.

 

Ve ben semâya bakan bir nazarla mest-i hayâl,

Ulûvv-i hüsnüne bir ihtirâm ü takdîsin

Lisân-ı aşkını rûhumla eylerim îsâl.

Cevâb olur buna meyl-î rükûdu gözlerinin.

(1902)

 

HİSS-İ İNTİKAM

 

Ba'zen hayâlimin kararır ufk-i ru'yeti,

Bir ukde bağlanır, körelir orda muttasıl.

Bir ukde, bir suâl, onu sarsar, yorar asıl

Hâlâ: Nasıl olur? Nasıl olmak? Evet, nasıl?

Bir türlü anlamaz bu mükerrer cinâyeti.

 

Başlar gelip dökülmeğe samt-î melâlime,

Artık yavaş yavaş uyanan dalgalar gibi

Bir kıt'anın kederleri, medd-i mesâibi.

Ey hakkımın ve hakların âsî metâlibi

Bir kin ü gayz ile kısılan ellerim kime?

 

Parmaklarım demirlenerek yumrulur, donar;

Bir sisle istitâr ederek öyle nâ-gehân,

Bir başka ufka doğru olur gözlerim nihân,

Umkunda bir cidâl-i müheykel tüter, yanar...

Üstünde bin avâsıf uçan bir ağaç gibi

Saklar cebin-i ye'simi bir hiss-i mümtelî...

 

Karşımda pür-vekaar ü muhakkir bakıp duran

Ey çehre-î hadîd ü gazûb, böyle hep devâm

Eyler mi sürdüğün bu tahakküm, bu ihtişâm?

İnmez mi burc-i gayzına bir berk-ı intikam,

Olmaz mı leyl-i zulmüne bir fecr-i hûn-resân?

(1906)

 

ANNEMİN DERDİ

 

Melâl içinde yanan, kalbi bî-niyâz ü emel

Fenâya terk eden en eski bir mesâ-yı aden;

Melâl içinde yanan kalbe bir huzûra bedel

Derin, feci', acı bir hiss-i intihâ getiren

Bir akşamüstü, yazın, bundan altı yıl evvel,

Yanımda ye's-i muhîtâta karşı mest-i elem,

Yanımda başka bir akşam kadar hazîn annem.

 

— Hani sen, anne, her zaman derdin:

"Bir küçük derd içimde saklıyorum.

Büyü, âtîde söylerim oğlum.”

Neydi ketm ettiğin küçük derdin?..

 

Odamda yanyana annem ve ben ve bir akşam

Ve cevfi-i kalbe dolan dalga dalga hüzün ü zalâm.

Duvarda üç köşe şeklinde âteşîn bir renk

Güneş batınca uzaklarda, söndü titreyerek,

 

— Seni mahzun eder bugün belki;

Pek uzun bir hikâye, pek eski.

Büyüdün oğlum işte, bak dinle;

Sana nakl eyleyim o derdim ne:

Bir çocuktum, küçük, sabî ancak;

Bizi hep sattılar esir olarak.

Ağbeyim kaldı bir uzak yerde,

Öldü kız kardeşim denizlerde.

Zaten annem zavallı sorma, hele

Şimdi yok bende bir hayâli bile.

Yaşlı on bir ya var ya yoktu henüz;

Öyle kaldımdı kimsesiz, öksüz.

Pek büyük bir nasib imiş gûya,

Beni bir gün getirdiler buraya:

"Ne dilersen önünde; giy, iç, ye;

Sana artık saadet işte!" diye...

Bir konak, bir saray, büyük, sessiz;

Her taraf intizâm içinde, temiz.

Kimi karşımda bir cihâna bedel

Bir kadın, öyle nazlı, öyle güzel.

Kimi bir keh-rübâ çubuk içiyor,

Kimi dalgın, ağır ağır geçiyor.

Sanki karşımda başka bir dünyâ,

Neye baksam garib göründü bana.

Esvabım kir içinde, yağlı bütün,

Saçlarım hiç taranmamış kaç gün;

Ayağım bir çarıkta habs olmuş,

Cebkenim, kalpağım, yüzüm solmuş.

"Yazık olmuş çocukcağız!" dediler,

Acıyıp baktılar, temizlediler...

(1910)

 

İSTANBUL AKŞAMI

 

Batmış güneş ve şimdi tozan savrulan gurub

Terk eylemiş melâlini sessiz ufuklara;

 

Bir yanda, karlarında gurub ihtizâr eden

Bir dağ, uzak cebînini akşamla süslemiş,

 

Kırlar yavaş yavaş sokulurken karanlığa

Yüksekte münzevî kızarıp parlıyor Keşiş.

 

Garbın önünde ince ve nârin minâreler,

Mâbedlerin semâlara peyveste zirvesi,

 

Garbın önünde samt ü mehâbetle doğrulan

İstanbul'un büyük ve derin mâi gölgesi,

 

Metrûk ü mün'azil unutulmuş zamanların

Hüznüyle daima düşünen eski kubbeler,

 

Göklerde yükselip inerek tünd ü âhenin

Dağlar kadar kavî ezelî bir şekil çizer.

 

Yıldızların yukarıda açan ilk ışıkları

Solgun parıltılarla derinlerde sıklaşır;

 

Âheste sıyrılır, durulur mâilikleri

Yıldızlariyle şimdi semâ arza yaklaşır.

 

Leylin kenarlarında kalır bir büyük sükût,

Artık uğultularla gelen her sadâ diner,

 

Yüksekte, uzletinde yanan münzevî Keşiş

Mağribde son ziyâ biterek sislenir söner.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Kaç Tane Şiir Yazmıştır? 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in bilinen yirmiye yakın şiiri bulunmaktadır

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver En İyi Şiiri Hangisidir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in belirgin şekilde öne çıkan bir şiiri bulunmamaktadır. İyi ve güzel olan her şeye derin bir sevgi besleyen Tanrıöver, mükemmeliyetçi mizacı nedeniyle bir süre şiir yazmayı denemiş, ancak istediği seviyeye ulaşamadığını düşündüğünden şiiri bırakmıştır. Bu nedenle, edebiyat alanında şiir yerine hitabet ve makale yazımına yönelmiş, güçlü hitabet yeteneğiyle öne çıkmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver İlk Şiiri Hangisidir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ilk şiiri Namık Kemal olup, 1902 yılında Şûrâ-yı Ümmet Gazetesi’nde yayınlanmıştır. Bu şiir, onun 14-15 yaşlarında yazdığı eserlerinden biridir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirlerinin Özellikleri Nelerdir?

Hamdullah Suphi, gençlik yıllarında Namık Kemal’in etkisiyle daha çok hamasi şiirler kaleme almıştır. 1909 yılında, başkanlığını da üstlendiği Fecr-i Âtî topluluğuna katılmıştır. Bu dönemde Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin’in etkisiyle ağırlıklı olarak aşk ve doğa temalı şiirler yazmıştır. Ancak ilerleyen yıllarda, edebiyat dünyasında Ahmet Haşim ve Yahya Kemal Beyatlı’nın ön plana çıkmasıyla şiiri bırakma kararı almıştır.

1911’de, Fecr-i Âtî üyeleri ile "Yeni Lisan" hareketini savunan Genç Kalemler dergisi yazarları arasındaki dilde sadeleşme tartışmalarına katılmış ve Celâl Sahir Erozan ile birlikte bu derginin yazar kadrosuna dâhil olmuştur. Bu süreçten sonra Millî Edebiyat akımı içinde yer alarak aruz veznini bırakmış, şiirlerini hece ölçüsüyle ve yalın bir dille kaleme almaya başlamıştır. Ancak zamanla şiirde arzuladığı mükemmelliğe ulaşamadığını düşünerek hitabet ve makale yazımına yönelmiş; özellikle güçlü hatip kimliğiyle tanınmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirleri Hangi Türdedir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in şiirleri hamasi ve millî duygulara dayalıdır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Şiir Anlayışı Nedir? 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ünlü şiirleri Milli Edebiyat akımı içinde yer alır ve vatan sevgisi, kahramanlık, milli bilinç gibi temaları işler. Fecr-i Âtî topluluğunda yer aldığı dönemde, aşk ve doğa temalı şiirler de kaleme almıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirlerinde Hangi Ölçüyü Kullanmıştır? 

Hamdullah Suphi Tanrıöver, ilk dönemlerinde şiiri aruz vezniyle yazmış ancak zamanla hece ölçüsüne yönelmiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirlerinde Hangi Kafiyeyi Kullanmıştır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in şiirlerinde belirgin bir kafiye düzeni bulunmamaktadır. İlk dönemlerinde aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerde çeşitli uyak türlerini denemiş, ancak zamanla hece ölçüsüne yönelmiştir. Edebi yolculuğunun ilerleyen safhalarında şiirden uzaklaşarak hitabet ve makale yazımına odaklanmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Şiirleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in şiirleri dönemin önemli dergi ve gazetelerinde yayımlanmıştır. Bu dergi ve gazetelerin bazıları aşağıda listelenmiştir:

 

  • Hak
  • İkdam
  • Rübâb
  • Akşam
  • Muallim
  • Türk Yurdu
  • Yeni Gazete
  • Resimli Kitap
  • Servet-i Fünûn
  • Genç Kalemler
  • Şûrâ-yı Ümmet
  • Musavver Muhît
  • Hâkimiyet-i Milliye

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Hangi Dönem Yazarıdır?  

Hamdullah Suphi Tanrıöver, Milli Edebiyat Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi yazarları arasında yer almaktadır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Sanat Anlayışı Nedir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, ilk olarak Fecr-i Âtî topluluğunda yer alsa da daha sonra Genç Kalemler ve Milli Edebiyat hareketine katılmıştır. Sanat toplum içindir anlayışına sahiptir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Hangi Edebi Akımdan Etkilenmiştir? 

Hamdullah Suphi Tanrıöver, Milli Edebiyat akımından etkilenmiştir. Eserlerinde vatan sevgisi, kahramanlık ve milli bilinç gibi temalar işlemiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Kimlerden Etkilenmiştir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, edebi, siyasi ve düşünsel hayatında dönemin önemli isimlerinden etkilenmiştir. Özellikle vatan sevgisi, hitabet yeteneği ve milliyetçilik anlayışı, onun benimsediği temel düşüncelerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. İşte etkilendiği bazı önemli kişiler aşağıda listelenmiştir:

 

  • Tevfik Fikret: Şiir yazdığı ilk yıllarda şekil, dil ve estetik bakımından etkilendiği kişilerdir.
  • Cenap Şahabettin: Servet-i Fünun etkisinde şiir yazdığı yıllarda etkilendiği şairlerdendir.
  • Ziya Gökalp: Milliyetçiliğini, Türk kültürüne bakış açısını şekillendiren önemli kişilerdendir.
  • Namık Kemal: Vatanseverlik ve milliyetçilik anlayışını benimsemesine öncülük eden en önemli isimlerden biridir. Tanrıöver, Namık Kemal'i öğretmeni olarak kabul etmektedir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver, edebi, siyasi ve düşünce hayatında Namık Kemal, Tevfik Fikret, Ziya Gökalp gibi isimlerden etkilenmiştir. Özellikle Namık Kemal’i bir öğretmeni ve manevi rehberi olarak görmüş, vatan sevgisi ve milliyetçilik anlayışını ondan almıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Kimleri Etkilemiştir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, özellikle hitabet yeteneği ve milli bilinç aşılayan konuşmalarıyla Türkçülük hareketini destekleyen birçok genç entelektüeli etkilemiştir. Türk Ocakları’ndaki faaliyetleriyle Türkçülük akımının öncülerine ilham olmuştur. Ayrıca, eğitime verdiği önem ve bu alanda yaptığı çalışmalarla Türk eğitim sisteminin gelişimine katkıda bulunmuş, eğitimciler üzerinde de etkili olmuştur. Etkileyici hitabet tarzıyla da Cumhuriyet Dönemi siyasetçileri ve yazarları üzerinde kalıcı bir iz bırakmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Edebiyat İçin Önemi Nedir?  

Hamdullah Suphi Tanrıöver, edebiyat dünyasında güçlü hitabeti ve milli duyguları harekete geçiren yazılarıyla tanınır. Millî Edebiyat akımının önemli isimlerinden biri olup, yazılarındaki vatanseverlik vurgusu ile dikkat çekmiştir. Tanrıöver’in özellikle Milli Mücadele Dönemi'nde yaptığı konuşmalar, halkın moralini yükseltmiş ve edebiyatın gücü ile siyasetin iç içe geçtiği bir örnek oluşturmuştur. Bu nutukları kitaplaştırarak, gelecek nesillere aktarmış ve Türk milliyetçiliği fikrinin yayılmasına önemli katkı sağlamıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Eserleri Nerelerde Yayımlanmıştır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in kitapları, Türk Ocakları Hars Heyeti Neşriyatı, Türk Ocakları İlim ve Sanat Heyeti Neşriyatı ve İstanbul Milli Eğitim Basımevi tarafından yayımlanmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Yazarlık Dışındaki Kariyeri

Hamdullah Suphi Tanrıöver, şair ve yazarlığın yanı sıra eğitimci, bürokrat ve siyasetçi kimlikleriyle de ön plana çıkmıştır. İstanbul Darülfünunu’nda (bugünkü İstanbul Üniversitesi) dersler vermiş, Türk Ocakları'nın başkanlığını yapmış ve uzun yıllar Bükreş büyükelçiliği görevinde bulunmuştur. Ayrıca, Türkiye’de milli kimliğin ve kültürün güçlendirilmesine yönelik çeşitli kurumlarda önemli görevler üstlenmiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Siyasi Görüşleri

Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk milliyetçiliği fikrini savunan bir düşünür ve siyasetçiydi. Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında milli bilinci öne çıkaran çalışmalarda bulunmuştur. Türk Ocakları'nın başkanı olarak, Türk kültürünü ve kimliğini güçlendirmek amacıyla faaliyetler yürütmüştür. CHP ve Demokrat Parti’de milletvekilliği yapmış ve her zaman milli değerlere öncelik veren bir politika izlemiştir. 

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Siyasi Hayatı

Hamdullah Suphi Tanrıöver, siyasi kariyerine Son Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda milletvekili olarak başladı ve daha sonra TBMM’de I., II., III., VII., VIII., IX. ve X dönem milletvekilliği yaptı. 1920 yılında Milli Eğitim Bakanı olarak görev aldı ve Cumhuriyet Dönemi'nin ikinci, Türk maarifinin otuz sekizinci Milli Eğitim Bakanı oldu. Türk eğitim sisteminin şekillenmesine katkıda bulundu. 1931-1939 yılları arasında Bükreş Büyükelçisi olarak görev yaptı ve Gagavuz Türklerinin eğitimine yönelik çalışmalar gerçekleştirdi. Gagavuzlara Türk olduklarını hatırlatmaya ve Türklük bilincini aşılamaya çalıştı. CHP’den ve Demokrat Parti’den milletvekili seçildi.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Sözleri

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in vatan sevgisini, milli bilinci, eğitime verdiği önem ve Türk kültürüne olan bağlılığını yansıtan birçok sözü bulunmaktadır. İşte bu sözlerden on alıntı aşağıda verilmiştir:

 

  • Misyonunu duyan öğretmen, yeni devirlerin müjdecisidir.
  • Ocak bir bina değildir. Ocak bir fikirdir, bir aşktır, bir imandır.
  • Viran köşe imar edilmiş olacak, çöl bahçeye dönecek, ruhlar cins cins esaretten kurtulacak ve o toprak yeni, mesut ve haysiyetini koruyan bir hayata kavuşacaktır; çünkü oraya hakiki bir öğretmen gelmiştir.
  • Milliyetin tek membası mazidir. Bizim mazimiz, hangi sahaya bakarsanız bakınız, askerlik, sanat, güzel sanatlar, içtimai nizam, cins cins hayır teşkilatımız, hayat felsefemiz, terbiyemiz, nemiz varsa bu membadan ilham ve kuvvet almıştır.
  • Sanat aşk ve hürriyetinin unutulduğu yüzyıllarda, çok uzun süren bir göçle, her biri değeri ölçülemeyecek kadar seçkin, üstün, eşsiz ve benzersiz olan eserlerimiz yabancı müzeleri zenginleştirmek için yurdumuzdan uzaklara götürülmüştür.
  • Herhangi bir büyük fikir, yayılmak, kalplerde yer kazanabilmek, sevda ve iman haline geçebilmek için öğretmen tarafından benimsenmeye muhtaçtır. Talihli fikirler, yararlı olan fikirler, öğretmen zümrelerinin yeni nesle anlattığı, kabul ettirdiği ve sevdirdiği fikirlerdir.
  • Millet, ırkın değil büyük bir imanın eseridir. Dünya tarihinde en büyük hareketler, en büyük inkılaplar, bir büyük imanda birleşenlerin hareketidir. İnsanlar, kafalarının biçimlerine göre, renklerine göre, şekillerine göre değil, asıl insanlık hüviyetlerini teşkil eden iç âlemlerine hâkim imana göre tasnif olunurlar.
  • Türkler; Çinlilerden, İranlılardan, Araplardan etkilenmiş olabilirler. Özellikle, bu sonuncusu söz konusu edilebilir. Ancak, gerçek Türk’ün karakteri değişmez, bazı geçici bağlı oluşlardan sonra, kendini yeniden gösterir. Türk demek, tehlike anlarında kendine önderini bulan, kendini onun uğrunda feda eden… adam demektir. Irkın sağlamlığı öylesinedir ki, onu hiçbir şey değiştiremez.
  • Kendi misyonunu duyan öğretmen, mesleğinin adını söylerken ne kadar gurur duysa haklıdır. İstikbali o yoğurur, o biçime koyar, o kurar. Bu meslek maddi refah vermez. Bu meslek, on binlerce evladı olan mübarek bir meslektir. İmzasını hatırlamadığınız bir eski öğrenciniz, memleketin görmediğiniz bir köşesinde sizin ikinci bir nüshanızdır. Orada ışığınızı tekrar eder, daha mutlu bir yarının mahsullerini verecek tohumlarınızı, genç vicdanların bakir topraklarına o dağıtır, durur. Bir iken bin olursunuz, binler yüz binler olur. Fâni kalıcılık yolunu bulmuştur.
  • Efendiler, milliyetimiz her şeyden fazla dilimizin içindedir. Dilimiz, atalarımızın bize miras bıraktığı en büyük servet, en büyük emanettir. Çok kısa bir müddet zarfında Şamanilikten Buda mezhebine, Buda mezhebinden Nasturi Hristiyanlığına, Nasturi Hristiyanlığından Müslümanlığa geçtiğimiz oldu. Fakat dilimizi bir defa değiştirmedik. Din değiştikçe milliyet dil içine sığınıyor, onun kelimelerinde mahfuz kalarak yaşamakta devam ediyordu. Biz dilimizin kelimeleri içinde milli tarihimizin en eski seslerini duyuyoruz. Yavrularımızın hafızasına Türkçe kelimeler birer birer nakşoldukça, onların ruhuna binlerce seneden beri cetlerin tecrübelerinden, felaketlerinden, zaferlerinden, hayat hakkındaki felsefesinden süzülüp gelen bir hülasa, damla damla akmış oluyor.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Nerelidir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1885 yılında İstanbul'da doğmuştur. Baba tarafından mensup olduğu aile, Kastamonu’dan Mora’ya göç etmiş olan Kocamemioğulları’dır. Anne tarafından Çerkez kökenlidir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Babası Kimdir?

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in babası, önemli devlet adamlarından Abdüllatif Suphi Paşa’dır. 1818 yılında Mora’nın Trapoliçe kasabasında doğmuş, eğitimini Mısır’da tamamlamıştır. Dedesi, Osmanlı'nın ilk Maarif Nazırı Abdurrahman Sami Paşa, amcası ise Türk edebiyatının önemli yazarlarından Samipaşazade Sezai'dir.

Abdüllatif Suphi Paşa, Osmanlı Maarif Nazırlığı, Evkaf Nazırlığı ve Ticaret Nazırlığı gibi görevlerde bulunmuş, Osmanlı eğitim sistemine önemli katkılar sunmuştur. Bugünkü Marmara Üniversitesi’nin temelini oluşturan Hamidiye Ticaret Mekteb-i Âlisi’nin ve Kız Sanayi ve Ticaret Mektepleri’nin kurucusudur. Ayrıca, Arapça, Farsça, Fransızca, Latince, İbranîce ve Rumca dillerine ileri düzeyde hakim olup, tarih ve edebiyat alanlarında da çalışmalar yapmıştır. 1886 yılında Sultan II. Abdülhamit ile yaptığı bir görüşmenin hemen ardından evine döndüğünde aniden komaya girerek hayatını kaybetmiştir. Vefat ettiğinde 68 yaşındadır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Çocukluğu Nasıldır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in çocukluğu, Osmanlı entelektüel çevresi içinde geçmiştir. İstanbul’un kültürel açıdan zengin bir ortamında büyüyen Tanrıöver, edebiyat ve siyasetle küçük yaşlardan itibaren ilgilenmiştir. Köklü bir aileden gelmesi, babasının devlet adamı olması sebebiyle önemli isimlerle iç içe büyümüş, bu da onun düşünce yapısının gelişiminde etkili olmuştur.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Eğitim Hayatı Nasıldır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, eğitim hayatına Kısıklı, Altunizade ve Numûne-i Terakkî okullarında başlamıştır. Ortaokulu ve liseyi ise Galatasaray Sultanisi’nde okumuştur. Burada Fransızca öğrenmiş ve edebiyata olan ilgisi derinleşmiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Edebi Kişiliği Nasıldır?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, edebiyat dünyasında hitabet gücü, milliyetçilik anlayışı ve milli duyguları harekete geçiren yazılarıyla öne çıkmıştır. Fecr-i Ati topluluğunda yer almış, ancak kısa süre sonra Milli Edebiyat akımına yönelmiştir. Yeni Lisan hareketi ile sade Türkçeyi benimsemiş, eserlerinde ve konuşmalarında yalın ve anlaşılır bir dil kullanmaya özen göstermiştir.

Hamdullah Suphi, şiirle başladığı edebi hayatında, zamanla şiir yazmayı bırakarak daha çok makale ve nutuk türlerinde eserler vermiştir. Türk Ocakları’ndaki çalışmaları, milli bilinci yükselten konferansları ve yazıları ile tanınmıştır. Onun eserlerinde vatan sevgisi, bağımsızlık, milli birlik ve kültürel kimlik gibi konular ağırlık kazanmıştır. Tanrıöver, yazılarında sanatı sadece bireysel bir uğraş olarak değil, topluma hizmet eden bir araç olarak görmüş ve edebiyatı milli ruhun en güçlü ifade biçimi olarak değerlendirmiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Evlendi Mi?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1917 yılında Ayşe Saide Hanım ile evlenmiştir. Saide Hanım'ın babası İsfendiyaroğullarından Doğancı Ahmet Paşa, annesi ise Ramazanoğullarından Piri Mehmet Paşa’nın kızı Banu Hanım’dır. Saide Hanım, güzelliği, keskin zekâsı ve hoş sohbetiyle çevresinde tanınan bir kişiydi.

Hamdullah Suphi ile Saide Hanım, 1915 yılında Türk Ocağı’nda tanışmışlardır. Saide Hanım’ın etkileyici şiir okuması, Hamdullah Suphi’nin dikkatini çekmiştir. Tanışmalarının ardından gelişen dostluk, 1917 yılında evlilikle taçlanmıştır.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Çocukları

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in, eşi Ayşe Saide Hanım ile evliliğinden Altemur Tanrıöver ve Özkul Tanrıöver doğmuştur.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Kaç Yaşında Vefat Etti?

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 10 Haziran 1966 Cuma gecesi saat 21.35 sularında vefat etmiştir. Hayata gözlerini yumduğunda 81 yaşındaydı.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Mezarı Nerededir?  

Hamdullah Suphi Tanrıöver’in cenazesi, İstanbul Fatih Horhor Caddesi’ndeki baba konağından, 12 Haziran 1966 Pazar günü kaldırılmıştır. Beyazıt Camii’nde kılınan öğle namazının ardından eller üstünde İstanbul Üniversitesi Merkez Binası’na getirilmiştir. Türk bayrağına sarılı cenazenin önünde yapılan konuşmaların ardından kalabalık bir kortej eşliğinde cenaze, Merkez Efendi Aile Kabristanı’na defnedilmiştir.

 

Hamdullah Suphi Tanrıöver Hakkındaki Kitaplar

Hamdullah Suphi Tanrıöver hakkında bilgi içeren kitaplar ve çalışmalar aşağıda listelenmiştir:

 

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.