En Çok Okunan 15 Psikolojik Roman
14 Kasım 2020

En Çok Okunan 15 Psikolojik Roman

       En iyi psikoloji kitaplarının arasında okunması gereken en iyi psikolojik romanlar kendilerine özel bir yer açar raflarda. Psikoloji alanında okumalar yapmayı kitapseverler için daha cazip bir hale getiren romanlar, belki de bu nedenle dünya okurlarının da tercihi oluyor. Her psikolojik romanın yaşamdan ve gerçek insan öykülerinden ilham aldığını düşünecek olursak etkileyici bir okuma serüveni kitap kurtlarını bekliyor diyebiliriz.

       En ünlü yazarların kaleminden okurlarla buluşan Dünya klasiklerinden modern edebiyata, Türk romancılığının en iyi örneklerinden psikiyatrların kurguladığı romanlara kadar geniş bir yelpazede yer alan psikoloji romanlarının dünyada ve Türkiye’de en çok okunan örneklerinden yola çıkarak hazırladığımız kitap listemizde sizi ya da tanıdığınız kişileri anlatan parçalar bulacaksınız. Tanıdıklarınızdan tamamen farklı olan kurgu kahramanlar sayesinde de başka yaşamlardaki ihtimalleri keşfedeceksiniz. 

Divan - İrvin D. Yalom

       Divan - İrvin D. Yalom

       Dünyaca ünlü psikoloji yazarı Irvin D. Yalom’dan psikoloji meraklılarının keyfine layık bir romanla listemize başlayalım: Divan! Daha önce Nitzsche Ağladığında eseri ile başka okuma listelerimizde yerini alan yazar, Divan ile okurlarını adeta hep birlikte psikanaliz yapmaya davet ediyor. Zira bu roman, adını terapi koltuğundan alıyor. Yalom, bu defa koltuğa danışanların yanı sıra terapistleri de oturtuyor. Bunun yanı sıra yazar, karakterler üzerinden de ego, kibir, hırs, tutuculuk, dürüstlük ve cinsellik gibi pek çok insani dürtüyü ele alıyor.

Makber - Cem Mumcu

       Makber - Cem Mumcu

       Türkiye’nin tanınan ve sevilen psikiyatrı Cem Mumcu’nun en bilinen romanı Makber, oldukça kısa bir anlatı olmasıyla birlikte okuru düşünmeye ve değerlendirmeye iten bir kurgu sunuyor. Mumcu, romanında zamansız bir hikaye aktarmayı tercih ederek yaşama ve ölüme, tesadüfe ve kadere, iyiliğe ve kötülüğe, sevgiye ve nefrete, bilgiye ve cehalete dair kavramları, yani insanı, ele alıyor. 

Eylül – Mehmet Rauf

       EylülMehmet Rauf 

       Henüz lise sıralarındayken aklımıza kazınan bir eser doğrusu! Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı Eylül! Bu unutulmaz eser, evli bir kadın olan Suat’la Necip’in imkânsız aşkını konu ediniyor. Servet-i Fünun’un önde gelen yazarlarından Mehmet Rauf’un adını birlikte andığımız roman, mekânları ve mevsimleri de birer karaktere dönüştürerek okura sevgi, doğa, sadakat ve ilişkilere dair sorular sorma imkanı tanıyor.

Açlık – Knut Hamson

       AçlıkKnut Hamson

       Psikolojik roman denince dünya edebiyatında ilk akla gelen eser, “Açlık” olur muhtamelen. Knut Hamson’ın kendi ince içeriği ise devasa edebiyat yapıtı Açlık, psikoloji ağırlıklı bir roman. Hem bir klasik okumak hem de psikoloji alanında ufkunuzu açmak istiyorsanız bu eseri okuyun.

Dersaadet’te Dans - Engin Gençtan

       Dersaadet’te Dans - Engin Gençtan

       Türkiye psikiyatri alanında en çok okunan ve beyefendiliğiyle çok da sevilen bir isim Prof. Dr. Engin Geçtan. Geçtiğimiz yıllarda yaşama veda eden Gençtan’ın Dersaadet'te Dans romanı, onun bilimsel çalışmaları, deneme yazıları ve diğer romanları arasında öne çıkan bir eser doğrusu. Nasıl ve ne zaman girildiği bilinemeyen bir çağında sıradan olduğu kadar etkileyici bir masal anlatıyor adeta romanında Gençtan. Bir şeylerin sürekli öğütüldüğü, kaosun düzenle buluşup ayrıldığı yerde, kaosun kenarında sürüp giden bir dans tadında kurgusuyla roman, yeni çağın dünya merkezlerinden biri olmaya aday bir kentte süregidiyor. Bakalım Engin Gençtan’ın birikimlerinden damıtılmış bu romanda siz kendinizden ve çevrenizden, hatta yaşadığımız zamanın getirilerinden neler bulacaksınız?

Gülseren Budayıcıoğlu – Camdaki Kız

       Camdaki Kız  - Gülseren Budayıcıoğlu

       Psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu’nun adını son günlerde çok duyuyoruz. Yıllarını verdiği mesleği ve danışanlarının yanı sıra bu meslek serüveninden edindiği birikimi yazdığı kitaplara en anlaşılır şekilde aktarması sayesinde onun adını daha da çok işitir olduk. Elbette ki psikiyatri alanında olduğu kadar yazarlık alanında da başarılı olması tesadüf değil. Danışanlarının deneyimlediği yaşamlara yer verdiği romanlarından biri olan Camdaki Kız kitabı da hikayesiyle, sizi alıp derin düşüncelere daldıracak türden bir eser kuşkusuz ki. Çocuklukta yaşanılan her olayın, geleceğimizde ne gibi izler bırakacağını anlaşılır bir dil ile anlatan yazar, bu romanda da bilgi ve tecrübelerini okurlarla paylaşıyor. Romanın ana kahramanı Nalan’ın sevgisiz geçen yaşamından neler öğreneceğinizi merak ediyorsanız, mutlaka bu romanı okuyun. 

Veronika Ölmek İstiyor – Paulo Coelho

       Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho

       Veronika, Bosna ve Slovenya'da yaşamış, her istediğine sahip, hareketli bir yaşamı olan, yakışıklı erkeklerin dikkatini çeken genç bir kadın olsa da mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hisseder. Başarısız bir intihar girişiminin ardından, kendine geldiği zaman bir akıl hastanesindedir artık. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar. Paulo Coelho'nun kendine özgü anlatımıyla ders çıkarılacak, sürükleyici bu romanı okumanızı öneririz. 

Therese Raquin – Emile Zola

       Therese RaquinEmile Zola

       Zola, yayımlandığı dönemde büyük tartışmalara yol açan romanı Thérèse Raquin ile listemizde. Zola; üç ana karakterin, birbirinden farklı üç kişilik yapısının çatışmasını okurlarına açtığı romanında aşk ve ölümü tüm yanlarıyla işliyor. İlk yayımlandığında okurlarını hem şoke etmiş hem de büyülemiş bu eser, okunmaya değer: “Bayan Raquin, oğlu ve geliniyle taşradan Paris’e taşınır. Bayan Raquin’le Thérèse küçük bir tuhafiye dükkânını işletirken Camille de demiryolları işletmesinde çalışmaya başlar. Günler Bayan Raquin ve oğlu için huzurlu, Thérèse içinse sıkıcı bir biçimde geçip gider. Gençliğinin parmaklarının arasından kayıp gittiğini gören Thérèse’in tekdüze hayatı, Laurent’ın gelişiyle altüst olacaktır.”

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu – Peyami Safa

       Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa

       Kaleme aldığı her yapıtında toplumu, insanı ve insana ait her durumu inceleyen Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanıyla daha da çok sevilen bir yazar doğrusu. Roman boyunca adeta okurun duygularını avucuna alarak bir sıkıp bir nefes aldırıyor. Kahramanlarla özdeşim kurmayı sağlıyor. Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa'nın Erenköy’deki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa'nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, umudu ve umutsuzluğu, sevinci ve felaketi aynı sayfalarda okura sunuyor.

Kırmızı ve Siyah – Henri Beyle Stendhal

       Kırmızı ve SiyahHenri Beyle Stendhal 

       Psikolojik romanın kurucusu Stendhal, dinî eğitimiyle, aşklarıyla, ihtiraslarıyla dünya edebiyatının en önemli karakterlerinden Julien Sorel'e hayat verdiği eseriyle 19’uncu yüzyılda çok konuşulmuştu. Ölümsüz eser, listemizde de yer alıyor elbette. Fransa'nın küçük bir kasabasında, bir kerestecinin oğlu olarak dünyaya gelen Julien Sorel, genç yaşında yükselme ihtirasına kapılır. Çalışkanlığı ve dini eğitimiyle dikkat çeken Sorel, bir an önce bu kasabadan kurtulup Paris'e gitmeyi arzular. Böylece kırmızı ve siyah arasında yaşadığı çelişkiler de başlamış olur. Restorasyon Fransası'nın şartlarında yükselebilmek için genç Sorel'in önünde iki seçenek vardır: Ya siyahı seçerek yükselişine Kilise yolundan başlayacaktır ya da kırmızıyı seçerek asker olacaktır. 

Sana Gül Bahçesi Vadetmedim – Joanne Greenberg

       Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg

       Sana Gül Bahçesi Vadetmedim, deliliğin öyküsü olarak kabul edilen bir roman. Yoğun bir okuma yapmak isteyen roman tutkunlarının seveceği eserin konusuna gelince; Deborah kimlik kavramını yitirip içine kapanmış, zengin düşlemi ve mizah duygusuyla yarattığı kendi düşsel dünyasına sağımıştır. İki dünyanın çatışmaya başlaması, Deborah'ın akıl hastanesine 'düşme'sine neden olur. Bundan sonra hastaneleri, doktorları vb. kurumlarıyla toplumun 'kurtarma operasyonu' başlar. Greenberg'in kendi yaşamından yola çıkarak yazdığı romanın etkisinden kolay kolay çıkamayacaksınız. 

Handan – Halide Edip Adıvar

       HandanHalide Edip Adıvar

       Halide Edib Adıvar, kendisine asıl ününü kazandıran yapıtlarından biri olan Handan'da evlilik ve aşk ilişkilerini konu alır. İyi bir psikoloji çözümlemesini de ustalıkla romana işlemeyi başaran Adıvar, İngiliz terbiyesiyle yetişmiş Handan’ın Abdülhamid rejimine karşı mücadele eden Nâzım'ı reddederek Hüsnü Paşa ile evlenmesinin ardından gelen mutsuzluğunu, onu beyin kanamasına ve bilinç kaybına götüren yaşam öyküsünü okurlara sunuyor.

Aylak Adam – Yusuf Atılgan

       Aylak AdamYusuf Atılgan

       Türk edebiyatında kendine özel bir yer açmayı başaran Yusuf Atılgan, kısa romanı Aylak Adam’da ruhu kıskıvrak saran ve sıkıntı duygusunu hissettiren bir örgüye yer veriyor. Unutulmaz karakterleriyle edebi bir tarz yakalayan yazar, Türk romancılığında modern anlatımın en iyi örneklerini verdi. İlk romanı Aylak Adam ile 1957-1958 Yunus Nadi Armağanı'nda ikincilik ödülü sahibi olan Atılgan ile tanışmak için en doğru karar bu romanı diyebiliriz. 

Suç ve Ceza – Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

       Suç ve CezaFyodor Mihayloviç Dostoyevski

       Dünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ölümsüz eseri Suç ve Ceza, tüm insanlığı kavrayan bir öyküye sahip. Aklın, inancın ve eylemlerin vicdan ile muhakemesini tüm çıplaklığıyla yansıtan eser, sizi hem suçlu hem yargıç olduğunuz yaklaşık 700 sayfalık bir soruşturmanın içine çekiyor. Bu sayfalarda karakterlerin psikolojik açıdan en iyi analizlerine yer vermesiyse romanın bir diğer kalıcı başarısı olarak kabul ediliyor. Roman, Rodion Romanoviç Raskolnikov adındaki bir gencin işlediği çifte cinayet üzerine yaşadıklarını konu alıyor. Raskolnikov’un ruh hali, bu çifte cinayetle birlikte yerle bir oluyor. İşlediği suçu kimse görmemiş olmasına rağmen korkusu ve vicdanı onu büyük bir mahkumiyete sürüklüyor. Bir yandan mağdur, diğer yandan katil… 

Tutunamayanlar – Oğuz Atay

       TutunamayanlarOğuz Atay

       Ülkemizin en değerli yazarlarından biri olan Oğuz Atay’ın yazıldığı dönemde büyük tartışma konusu olmuş eseri Tutunamayanlar, kendine özgü, kısaca benzersiz bir metin. Kim ne derse desin öte taraftan da karakterlerin bilinç akışını öyle güzel yansıtıyor ki psikolojik okuma yapma şansına da okurları için yer açıyor. 1972 yılında yayımlanan eser, bilinç-akışı tekniğiyle döneme damgasını vurarak Türk Edebiyatı’nda yeni bir çağı başlattı. Tutunamayanlar konusu ise intihar eden arkadaşının geçmişini araştıran Turgut Özben’in, söz konusu arkadaşı Selim Işık’ın modern hayata neden “Tutunamadığı”nı öğrenme çabasını ele alıyor.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.