Ahmet Oktay ya da tam adıyla Ahmet Oktay Börtecene (21 Ocak 1933, Ankara - 3 Mart 2016, İstanbul); başta şiir olmak üzere inceleme-araştırma, eleştiri, deneme, edebiyat tarihi, hatıra, günlük ve tiyatro türlerinde toplam 40'tan fazla eser kaleme almış Türk şair, yazar, edebiyat tarihçisi, eleştirmen ve gazetecidir.
Ahmet Oktay, kitap okumaya düşkün, aydın bir ailede yetişmiştir. Çocukluğunda savaşla birlikte gelen ekonomik sıkıntılar ve bunalımlara tanıklık etmiştir. Eğitim hayatına 1941 yılında Ankara Mimar Kemal İlkokulunda başlamıştır. Ankara Cebeci Ortaokulunu bitirmiştir. Öğrencilik yıllarında edebi ortamlara girmiş, yazar ve şairlerle tanışma imkânı bulmuştur. 1949 yılında Ankara'da Atatürk Lisesine başlamıştır. Fakat sonrasında Bursa Erkek Lisesine yatılı olarak gönderilmiştir. Okulda başarılı bir öğrenci olmayan Ahmet Oktay, Bursa Erkek Lisesinde öğrenci olduğu dönemde okulu bırakmış ve bir daha da eğitim-öğretim hayatına dönmemiştir.
Ahmet Oktay'ın biyografisi incelendiğinde okulu bıraktıktan sonra Ankara'da, Mâlul Gaziler Derneğinde kâtiplik yapmaya başladığı görülmektedir. Ardından önce Ankara İstatistik Genel Müdürlüğünde sonra da Mustafa Nevzat İlaç Laboratuvarında çalışmıştır. Yazar, askerliğini yaptıktan sonra da gazetecilik kariyerine başlamıştır. Çeşitli gazetelerde ve TRT’de çalışmış, 1982 yılında TRT'den emekli olmuştur.
Ahmet Oktay'ın yaşam özeti başarılarla doludur. Yeditepe Şiir Ödülü, Behçet Necatigil Şiir Ödülü Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Şairi Ödülü, Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü, Homeros Şiir Ödülü, Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, PEN Şiir Büyük Ödülü gibi birçok ödül almıştır. Ahmet Oktay'ın kitapları; Everest Yayınları, Şiirden Yayıncılık, Islık Yayınları, Doğan Kitap, İthaki Yayınları, Sel Yayıncılık ve Yön Yayıncılık gibi farklı yayınevleri tarafından yayımlanmıştır.
Ahmet Oktay’ın 45 adet eseri aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay'ın ilk kitabı 1963 yılında yayımlanan "Gölgeleri Kullanmak" isimli şiir kitabıdır.
Ahmet Oktay’ın 40’tan fazla eseri vardır.
Ahmet Oktay’ın 14 adet şiir kitabı aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay’ın en ünlü şiirlerinden beşi aşağıda verilmiştir:
SIĞINAK
Kaçıp sana saklanıyorum akşam oldu mu
Sana dokununca mı denizleniyor masa
Senin avcıların mı çok hayvanları kovalayan
Sıkıntımın ormanında?
Üç beş günümüz var şuracığında
Nice oyuncağımızı kırdılar
Biz de güzel çocuklardık bahçelerde
Sularda alabalık
Azla avunmaya alıştık
Ne yapalım paramız yoksa
Şarabımız bitince yağmura çıkarız
Kim güzelleşmiyor öpüşünce.
ACI
Usandım taş basması günler yaşamaktan
yalnızlığımı büyütüyorum korkunç
yani bağırmak sana sulardan.
Her gün yeniden ölmek
elinden karanlık adamların
yalanla, ekmekle, silahla.
Üstümüze bakarken çağlar
her çocuk başı okşadığımız
suçlu bizmişiz gibi
büyüyor avcumuzda.
Gözlerinde bile
deniz dibi gözlerinde ölüler
askerler ve gemiciler halinde.
İhtiyar yüreği toprağın
buğdayı, elma'sı
korkuda.
Suskunluğum, utancım büyük
sıkıntım kara.
Gel dağıt mavini
kör kuyular uykuma.
TUHAF DUYGU
Dolaşıyorum ne zamandır
kalbimde bir gül kesiği;
ıslak bir tülbent koy göğsüme
emsin büyüyen o siyah lekeyi;
çoktan döndüm gittiğim gurbetlerden
yine de
içimde kanayan bir sılanın sesi.
BEŞ KURUŞA AŞK ŞARKILARI
Bir yalnızlık büyütürdüm saksıda
kalandı çok eski günlerden
bir bana yetsin, hıncımı arttırsın
aşkımı pekiştirsin diye sevince.
Günüydü, gelip durdu hüznümün önünde
gidilmemiş bir saklı deniz sandım.
...
En sevdiğim kelimeler gibisin
örneğin öfke gibi
hani bir zamanlar
dağda ve sokakta açan.
Örneğin umut gibi
günde, gecede yitip durduğumuz
zeytin dalını dal eden.
Örneğin aşk gibi
denizlerin üzerinde yürüten.
Örneğin kavga gibi
yüreğimi sıkı, saçlarımı kara tutan
kayaları yumuşatan kavga gibi.
Denizler benim kadar kıpırdayamaz
bak şimdi parklardayım
bir çocuğun menevişli gözlerinde.
Hüzünleri bırakmanın günü
günü çığlığı olmak dünyanın,
hüznümü iki kat ediyor ama
gecede alnıma dayalı alnın.
ANI
Yazdı gözlerimi yumduğumda, öğle sonrası;
dayımdı dutu silkeleyen, çarşafın dört ucunda
dört kadın; herhalde komşu kızları;
dedem de su çekiyordu kuyudan,
Hamidiye'nin güvertesindeydi sanki,
oysa abdest alacaktı birazdan.
Ah! Sonsuz biçimler veren bize
Bellek ve Zaman.
Ahmet Oktay’ın 14 şiir kitabı vardır.
Ahmet Oktay’ın en ünlü şiiri “Sığınak”tır.
Ahmet Oktay'ın ilk şiiri 1952 yılında "Gerçek" isimli dergide yayımlanmıştır.
Ahmet Oktay'ın şiirlerinde şairin çocukluğundan itibaren yaşadığı şehirlerin, anılarının, gazetecilik yaşamının, dostlarının ve döneminin sosyal ve siyasi koşullarının izleri görülmektedir. Okumaya düşkün, sanatçı çevresi ve ilgi alanı geniş bir yazar olarak kendini felsefe, resim, sosyoloji, tarih gibi birçok farklı kanaldan beslemiş, zengin şiirler yazmıştır.
Ahmet Oktay, şiirlerinde yabancılaşma, ölüm, savaş, yaşam mücadelesi, yoksulluk, aşk ve sevgi gibi temaları iç içe kullanmıştır. Sosyal ve siyasi konulara özellikle ağırlık vermiştir. Çünkü Oktay, sanatçının yaşadığı topluma karşı sorumluluk bilincine sahip olması gerektiğine inanmamaktadır.
Ahmet Oktay şiirlerinde öz Türkçe kelimeler kullanmaya önem vermiştir. Şiir ile siyaset arasında bir bağ kurmuş olsa da şiirini propaganda aracı olarak kullanmamıştır. Güçlü imgelerle örülü, zengin bir dili vardır.
Ahmet Oktay, tek bir şiir türüne bağlı kalmamıştır. Hem içerik hem de yapı açısından yeniliklere açık bir şairdir.
Ahmet Oktay, hiçbir edebi topluluk ve anlayışın içinde tam olarak bulunmamıştır. Özgün bir şiir anlayışı kurmuştur.
Ahmet Oktay, ilk şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
Ahmet Oktay, çapraz ve karma kafiye biçimini kullanmıştır. Biçim konusunda tutucu bir şair değildir.
Ahmet Oktay’ın şiir kitapları Yapı Kredi Yayınları, Şiirden Yayıncılık, Islık Yayınlarıve İthaki Yayınları gibi birçok yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Şairin şiirlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerin bir kısmı ise aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay’ın inceleme-araştırma eserlerinden 23 tanesi aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay’ın anı türündeki eseri “Gizli Çekmece”dir. Ahmet Oktay bu kitabında Ankara, İstanbul gibi şehirlerdeki bohem hayatını, darbe günlerini ve basın camiasına dair anılarını paylaşmıştır.
Ahmet Oktay’ın günlük türündeki eseri “Gece Defteri”dir.
Ahmet Oktay’ın tiyatro türündeki eseri “Kurt Dişi”dir. 1971-1973 yıllarında Devlet Tiyatroları'nda sahnelenmiş bir eserdir; fakat kitap halinde yayımlanmamıştır.
Ahmet Oktay Cumhuriyet Dönemi yazarıdır.
Ahmet Oktay'ın sanat anlayışı, belli dönemlerde değişiklik göstermiştir. Fakat eserlerinin temeline her zaman toplumcu bir anlayış hâkimdir.
Ahmet Oktay, toplumcu gerçekçilikten etkilenmiştir.
Ahmet Oktay’ın etkilendiği kişilerin bazıları aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay, farklı türde birçok eseriyle hem yazar ve şairleri hem de okurları etkilemiştir.
Ahmet Oktay, geniş ilgi alanı sayesinde kaleme aldığı zengin şiirleri ve poetika ile ilgili çalışmalarıyla edebiyatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Ahmet Oktay’ın kitapları; Everest Yayınları, Şiirden Yayıncılık, Islık Yayınları, Doğan Kitap, İthaki Yayınları, Sel Yayıncılık, Yapı Kredi Yayınları ve Yön Yayıncılık gibi birçok yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Yazarın eserlerinin yayımlandığı gazete ve dergilerin bir kısmı ise aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay, liseyi bıraktıktan sonra Ankara'da, Mâlul Gaziler Derneğinde kâtiplik yapmaya başlamıştır. Ardından önce Ankara İstatistik Genel Müdürlüğünde sonra da Mustafa Nevzat İlaç Laboratuvarında çalışmıştır. 1958 yılında askere gitmiş, askerlikten döndükten sonra da gazetecilik kariyerine başlamıştır.
Ahmet Oktay, 1961 yılında Yeni İstanbul isimli gazetenin parlamento muhabiri olarak çalışmaya başlamıştır. Köşe yazarlığına Ankara Ekspres gazetesinde başlamıştır. İktisat ve Piyasa gazetesi ve Vatan gazetesinde çalışmıştır. 1965 yılında ise TRT Ankara Haber Merkezi'nde çalışmaya başlayan Ahmet Oktay, 1976 yılına kadar TRT'de kalmıştır. 1976'dan sonra Ak Ajans ve Dünya gazetesinde çalışmıştır. 1978 yılında ise tekrar TRT'ye dönmüş 1982 yılında emekli olana kadar da buradaki görevine devam etmiştir. Yazar, emekli olduktan sonra da bir süre Milliyet gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yapmıştır.
Ahmet Oktay, çocukluk yıllarında babasının işi nedeniyle işçi sınıfını tanıma fırsatı bulmuştur. Erken yaşta zengin-fakir çatışmasının, zorlu yaşam koşullarının farkına varmış olması hayat görüşünü ve kişiliğini etkilemiştir. İlk gençlik yıllarından itibaren tüm yaşamı boyunca Marksizm dünya görüşüne bağlı kalmıştır.
Ahmet Oktay, küçük yaştan itibaren Onbeşinci Yıl Kıraathanesi gibi mahfillerde siyasi ve edebi sohbetlere katılmıştır. Bu mahfiller yazar için bir okul gibi olmuştur. Henüz lise çağında siyasî polis tarafından takibe alınmış olsa da yaşamı boyunca toplumdaki sosyal ve siyasi konulara kayıtsız kalmamıştır. Eserlerinde estetik kuralları gözeterek sosyal ve siyasi konulara ağırlık vermiş olan Ahmet Oktay, yaşadığı topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmiş bir sanatçıdır.
Ahmet Oktay’ın aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay’ın eserlerinden alınmış 20 alıntı aşağıda listelenmiştir:
Ahmet Oktay, İstanbulludur.
Ahmet Oktay'ın babası Yusuf Kenan Bey'dir. Kenan Bey Arap kökenlidir. Babası Veysel Bey, annesi Fatma Hanım'dır.
Yusuf Kenan Bey, muhasebecidir. Ankara ve İzmir'de çeşitli bankalarda çalışmıştır. Malatya Bez Fabrikasında muhasebe müdürlüğü yapmıştır. Fransızca ve İngilizce bilen, kitap okumayı çok seven aydın birisidir. Edebiyata olan ilgisi okumakla da kalmamış dönemin bazı dergilerine yazılar da göndermiştir.
Yusuf Kenan Bey, Çerkez kökenli Havva Hayriye Hanım ile evlenmiştir. Bu evliliklerinden Ahmet Oktay, Toray Börtecene ve Eray Börtecene adını verdikleri üç erkek çocukları olmuştur.
Ahmet Oktay, 21 Ocak 1933'te Ankara'nın Hamamönü semtinde dünyaya gelmiştir. Ailesinin ilk çocuğudur. Tam adı Ahmet Oktay Börtecene'dir. Kitap okumaya düşkün, aydın bir ailede büyümüştür. Özellikle babası ve babaannesinin kitaplara olan tutkusu Ahmet Oktay’ın okuma alışkanlığının oluşmasında etkili olmuştur.
Ahmet Oktay, çocukluğunun ilk iki yılını Ankara’da geçirmiştir. Sonrasında babasının işi nedeniyle ailecek İzmir’e taşınmışlardır. Yazarın çocukluğuna dair hatırladığı ilk anılar İzmir yıllarına aittir. İzmir’in Alsancak semtinde bahçesinde portakal ağaçları olan bir evde yaşamışlardır. İlk sinema deneyimini de bu yıllarda yaşamıştır. İzmir’in ardından 1939 yılında Malatya’ya taşınmışlardır. Malatya yılları Ahmet Oktay’ın çocukluğu için önemlidir. Yazar burada ilk kez işçi sınıfı ile temas etmiştir.
Ahmet Oktay, 2. Dünya Savaşı başladığı dönemde ailesi ile tekrar Ankara’ya dönmüştür. Savaşla birlikte gelen ekonomik sıkıntılar ve bunalım Oktay’ın ailesini de etkilenmiştir. Yazarın çocukluk yıllarda edindiği tüm izlenimler hem karakterini hem de edebiyatını etkilemiştir.
Ahmet Oktay, eğitim hayatına 1941 yılında Ankara Mimar Kemal İlkokulunda başlamıştır. Ankara Cebeci Ortaokuluna devam etmiştir. Bu okulda Yılmaz Gruda ile tanışmıştır. Yılmaz Gruda ile birlikte edebi ortamlara girmiş, yazar ve şairlerle tanışma fırsatı bulmuştur. Oktay’ın ilk şiir yazma deneyimleri de bu yıllarda başlamıştır.
Ahmet Oktay, kitap okumayı çok seven bir öğrencidir; fakat derslerinde başarılı değildir. 1949 yılında Ankara'da Atatürk Lisesine başlamıştır. Derslerine olan ilgisizliği lisede de devam etmiştir. Okul yerine edebi mahfillerde zaman geçirmeyi daha çok sevmiştir. Oktay buralarda dinlediği siyasi, edebi sohbetlerden ve tanıma fırsatı bulduğu kişilerden çok şey öğrenmiştir.
Ahmet Oktay’ın derslerinde başarılı olamaması ve sohbetlerini dinlediği edebiyatçıların tutuklanması babası Kenan Bey'i endişelendirmiştir. Önlem olarak yazar, Bursa Erkek Lisesine yatılı olarak gönderilmiştir. Oktay bu yılları bir “sürgün” olarak değerlendirmiştir. Psikolojik olarak zor günler geçirmiş, derslerinde başarılı olamamıştır. 1951 yılının Haziran ayında okulu bırakmış ve bir daha da eğitim-öğretim hayatına dönmemiştir.
Ahmet Oktay başta şiir olmak üzere inceleme, eleştiri, deneme, edebiyat tarihi, hatıra, günlük, tiyatro türlerinde eserler yazmış üretken ve çok yönlü bir edebiyatçıdır. Topluma karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmiş, sosyal ve siyasi yaşamdaki gelişmelere ilgisiz kalmamıştır.
Ahmet Oktay, 1964 yılında Tülay Hanım ile evlenmiştir. Tülay Tura Börtecene, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde, Halil Dikmen ve Bedri Rahmi Atölyelerinde eğitim almış, Amerika’da resim ve seramik dallarında yüksek Lisans çalışması yapmış bir ressamdır.
Ahmet Oktay’ın Tülay Hanım ile olan evliliğinden Deniz adını verdikleri bir oğulları olmuştur.
Ahmet Oktay, 2016 yılında, 83 yaşında vefat etmiştir.
Ahmet Oktay, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir.
Ahmet Oktay hakkında bilgi içeren 5 kitap aşağıda listelenmiştir: