Atatürk’ün hayatına yakından bakıldığında, onun kişisel gelişiminin temelini oluşturan en güçlü unsurun kitaplarla kurduğu derin ilişki olduğu görülmektedir. Okuma, onun için yalnızca bir bilgi edinme yolu değil, aynı zamanda kendini inşa etme biçimidir. Daha çocukluk yıllarında aile çevresinin yönlendirmeleriyle başlayan bu ilgi, okulla birlikte genişlemiş, özellikle gençlik döneminde karşılaştığı fikir ortamı onun zihninde yeni kapılar aralamıştır. Selanik ve Manastır gibi çok kültürlü, hareketli şehirlerde aldığı eğitim hem Doğu hem Batı dünyasının düşünce birikimini kavramasına zemin hazırlamış, yabancı dil öğrenme gayreti sayesinde yalnızca yerli kaynaklarla sınırlı kalmadan dünyadaki büyük düşünürleri de asıllarından okuma imkânı bulmuştur. Bu dönemde edebiyata, tarihe ve toplumsal meseleleri konu alan eserlere gösterdiği ilgi, onun zihinsel yönelişlerinin ilk işaretlerini oluşturmuştur.
Atatürk, daha çocukluk ve gençlik yıllarından itibaren okuma eylemini hayatının merkezine yerleştirmiştir. Zaman ilerledikçe, okuma alışkanlığı sıradan bir meraktan çok daha fazlasına dönüşerek kişisel planlamasının ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. Askerî okul yıllarında okumaya gösterdiği özenle inceleme ve not alma alışkanlığı geliştiren Mustafa Kemal Atatürk için kitaplar bir eğlenceden çok bir düşünce laboratuvarı işlevi görmüştür. Bu noktada, hayatında karşılaştığı zorlukların okuma eylemini hiçbir zaman kesintiye uğratmaması dikkat çeker. Görevlerinin en yoğun olduğu dönemlerde bile yanında kitap taşımış, sınır boylarında, karargâhlarda, savaş çadırlarında fırsat buldukça okumaya devam etmiştir. Cephedeki en gergin günlerde dahi eline kitap alması, bilgi edimi ve buna bağlı olarak düşünce eylemini hava, su, toprak, ekmek kadar önemli gördüğünün açık bir göstergesidir. En bunalımlı zamanlarda bile yapılan bu okumalar Atatürk’e bir yandan kişisel dinginlik sağlarken, bir yandan da üstlendiği görevlerde geniş bir muhakeme gücü kazandırmıştır.
Atatürk’ün okuma birikiminin en çarpıcı yönü, ele aldığı konuların çeşitliliğidir. Edebiyatla kurduğu bağ, roman veya şiirle sınırlı değildir. Edebî eseri, insan ruhunu anlamaya ve insana dair sezgilerini geliştirmeye yarayan bir kaynak olarak değerlendirir. Dünya klasiklerinden modern romanlara kadar geniş bir seçkiyi okumuş, bu eserlerde yalnızca olay örgülerini değil, insan davranışlarını, toplumların psikolojisini ve kültürlerin arka planını anlamaya çalışmıştır. Edebiyatın bu derin katmanı, onun kendine özgü hitabetini, üslup berraklığını ve insanlara yaklaşım tarzını besleyen önemli bir unsur hâline gelmiştir. Aynı zamanda şiirle olan ilgisi, duygu ile düşünce arasındaki bağlantıyı her zaman canlı tuttuğunu gösterir.
Atatürk için tarih ise okuma dünyasında bambaşka bir yere sahiptir. Türk tarihinin eski devirlerinden dünya tarihinin geniş dönemlerine kadar uzanan kaynakları incelemesi, yeni kurulan devletin kimliğini sağlam temellere oturtma arzusunun hem sebebi hem sonucu olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, tarihi yalnızca bir olaylar dizisi olarak değil, toplumların nasıl yükseldiğini, hangi hatalarla çöktüğünü, hangi fikirlerin hangi sonuçları doğurduğunu gösteren bir rehber olarak görmüştür. Okudukça geçmişin içindeki süreklilikleri yakalamış, milletlerin karakterlerini anlamış ve bu bilgiyi geleceğin Türkiye’sini kurgulamak için bir araç hâline getirmiştir.
Atatürk, dil ve düşünce arasındaki bağı çok erken fark etmiş bir lider olarak, özellikle Cumhuriyet Dönemi’nde dil üzerine yaptığı yoğun okumalarla konuyu yalnızca bir alfabe meselesi olmadığını gösterecek ölçüde derinleştirmiştir. Sözlüklerden etimoloji araştırmalarına, eski Türk lehçelerinden çağdaş dilbilim çalışmalarına kadar uzanan geniş bir literatürü incelemesi, dil devriminin düşünsel temelini anlamamızı sağlayan önemli bir arka plan oluşturur. Türkçenin sadeleşmesini toplumsal bir özgürleşme hamlesi olarak değerlendirmiş; dili yalnızca okuyan değil, gerektiğinde biçimlendiren, yeni kavramlar öneren, terminoloji üreten bir konumda el almıştır. Bu açıdan kaleme aldığı Geometri kitabı da onun dilde açıklık, tutarlılık ve sistematiklik arayışının somut bir yansıması sayılmalıdır.
Atatürk’ün tüm bu geniş okuma birikimi, onun liderliğinde doğrudan karşılığını bulur. Olayları soğukkanlılıkla değerlendirebilme yeteneği, farklı görüşleri kıyaslama alışkanlığı, kararlarını alırken gösterdiği titizlik, değişim karşısındaki cesareti ve ileriyi görebilme gücü, büyük ölçüde düzenli ve derinlikli okuma kültüründen beslenmiştir. Okumak, onun için yalnızca bilgi edinmenin değil, zihni hep açık tutmanın bir yoluydu. Eleştirel düşünme becerisini, geniş bir kültürel altyapıyı ve tarihsel bilinç düzeyini oluşturan temel unsur da oydu. Bu meziyetler birleşince, kitaplar Atatürk’ün hem iç dünyasını zenginleştiren bir dost hem de toplum mühendisliğinde kullandığı bir kılavuz olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduğu kitaplar sıradan bir okuma listesinden çok daha fazlasını ifade etmektedir. Bu kitapların her biri onun zihninin bir köşesinde yerini almış, düşünce biçimini şekillendirmiş, dünyayı anlamasına ve yeni bir dünya kurmasına katkı sağlamıştır. Bugün onun hayatına bakan herkesin görebileceği gerçek şudur: Atatürk, fikirlerini kitaplardan aldığı ilhamla yoğurmuş, hayatın ağırlığını bilgiyle dengelemiş, milletinin geleceğini kurarken en büyük gücü yine kitaplardan almıştır. Bu nedenle onun okuma serüveni, bir liderin iç dünyasını anlamanın en güvenilir yollarından biridir.
Atatürk’ün okuduğu kitaplardan günümüzde baskıları mevcut olan 48 eser aşağıda listelenmiştir:
Atatürk’ün çocukluk dönemi aile çevresinin teşvikiyle başlayan ve ömrünün sonuna kadar hiç azalmadan süren bir kitap ve okuma sevgisiyle doludur. Şemsi Efendi Okulu’nda harfleri öğrenmesiyle birlikte okumayı yalnızca bir ödev değil, dünyayı tanımanın en güçlü aracı olarak gören Mustafa Kemal, Selanik ve Manastır’daki askerî eğitim döneminde bu ilgiyi genişletmiş; edebiyat, tarih, felsefe ve siyaset alanlarında hem yerli hem yabancı eserleri okuyarak kendisine çok yönlü bir entelektüel temel oluşturmuştur. Genç yaşta Fransızca öğrenmesi sayesinde dönemin önemli düşünürlerini asıllarından takip etmesi, okuma alışkanlığını sıradan bir merak düzeyinden çıkarıp bilinçli bir düşünce inşasına dönüştürmüştür. Bu yıllarda kitap, onun için yalnızca bilgi edinme aracı değil, dünyaya bakışını keskinleştiren, düşünsel tutarlılığını güçlendiren bir iç disiplin hâline gelmiştir.
Atatürk’ün okuma tutkusu askerlik ve devlet adamlığı döneminde daha da derinleşmiş; cephelerde, karargâhlarda ve en yoğun çalışma günlerinde dahi kitaplarından kopmamıştır. Çanakkale’de top seslerinin gölgesinde, Kurtuluş Savaşı yıllarında tarih kitapları içinde çözüm araması; Cumhuriyet döneminde dil, kültür ve tarih üzerine kapsamlı literatürü incelemesi onun için okuyup düşünmenin nefes almak kadar temel bir ihtiyaç olduğunu gösterir. Çankaya Köşkü ve Dolmabahçe’de kurduğu zengin kütüphaneler, geceleri geç saatlere kadar süren okumaları, okuduğu kitaplara düştüğü notlar ve kendi kaleme aldığı eserler, kitapla ilişkisini pasif bir okur olmaktan çıkarıp aktif bir fikir üreticiliğine taşımıştır. Böylece Atatürk, çocuklukta başlayan bu sevdayı bir liderlik aracına dönüştürmüş; kararlarını, devrimlerini ve Türkiye’nin geleceğini, kitaplardan süzdüğü geniş bir tarih bilinci ve kültürel perspektifle şekillendirmiştir.
Anıtkabir Derneği, Atatürk Kitaplığı katalogları, Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar dizisi ve çeşitli arşiv taramalarından gelen verilere göre, Atatürk’ün okuduğu ve üzerinde çalıştığı kitap sayısı 3.997 olarak tespit edilmiştir. Anıtkabir Derneği tarafından hazırlanan ve 24 ciltten oluşan “Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar” adlı kapsamlı çalışma, bu kitapların ciddi bir bölümünü tek tek incelemiş; hangi kitabı ne ölçüde okuduğu, nerelerine not düştüğü, hangi dillerde eserler incelediği ayrıntılı şekilde ortaya konmuştur. Bu temel kaynak dışında, çeşitli özel koleksiyonlarda yer alan ve Atatürk’ün okumaları arasında olduğu bilinen ilave eserlerle birlikte toplam sayı 4.000’in biraz üzerine çıkmaktadır.
Atatürk’ün okuduğu kitap sayısı yalnızca miktar olarak değil, konuların çeşitliliği ve dillerin genişliği bakımından da önemlidir. Tarih, sosyoloji, edebiyat, siyaset, felsefe, askerlik, ekonomi, coğrafya, psikoloji ve dilbilim gibi çok farklı alanları kapsayan bu eserler, onun düşünsel dünyasının temel kaynaklarını oluşturur. Bu nedenle “Atatürk kaç kitap okudu?” sorusuna verilen net ve akademik olarak güvenilir yanıt, 4.000 civarında bir külliyattan söz edilmesi gerektiğidir.
Atatürk’ün okuma alışkanlığını özel kılan yönlerden biri, kitapları yalnızca tüketilen bir bilgi kaynağı olarak değil, üzerinde çalışılan bir metin olarak ele almasıdır. Okuduğu pek çok kitapta altını çizdiği satırlar, kenara düştüğü notlar, işaretlemeler ve açıklamalar onun metinle kurduğu doğrudan ilişkiyi gösterir. Bu notlar, Atatürk’ün hangi düşüncelere dikkat kesildiğini, hangi argümanları tartışmaya değer bulduğunu ve hangi bölümlerin zihninde bir karşılık uyandırdığını anlamamız açısından büyük önem taşır. Bugün elimizde bulunan işaretli kitapların önemli bir bölümü tarih, siyaset, strateji, sosyoloji ve dil alanlarına aittir; bu da Atatürk’ün entelektüel çabasının yönünü açıkça ortaya koyar.
Atatürk’ün okuma sırasında işaretlediği ve notlar düştüğü eserlerden bazıları, Anıtkabir Derneği’nin hazırladığı 24 ciltlik Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar dizisinde sistemli biçimde kaydedilmiştir. Aşağıda, Atatürk’ün altını çizdiği, işaretleme yaptığı veya not aldığı kitaplardan bazı örnekler cilt bazında listelenmiştir. Sayfa numaraları, Atatürk’ün okuduğu kitaptaki sayfalara göndermedir. Başında yıldız (*) işareti olan cümleler Atatürk’ün kendi notlarıdır.
Atatürk’ün okuma alışkanlığı, tek bir konuya yönelmiş dar bir ilgi değil hem kişisel meraklarını hem de devlet adamlığı görevlerinin gerektirdiği bilgi alanlarını kapsayan geniş bir yelpazedir. Bu nedenle Atatürk’ün okuduğu kitap türleri, bireysel zevk ile toplumsal sorumluluğun birleştiği bir çeşitlilik gösterir.
Atatürk’ün yaşamı boyunca düzenli biçimde yöneldiği başlıca kitap türlerini özetleyen liste aşağıda verilmiştir:
Tarih Kitapları
Atatürk en yoğun okuduğu alan tarihtir. Özellikle Türk tarihi, Osmanlı tarihi, İslam tarihi ve dünya uygarlıkları üzerine sistemli bir okuma yürütmüştür. Atatürk’ün tarihe dair okuma gerçekleştirdiği eserlerden bazıları şunlardır:
Edebi Eserler
Atatürk, edebiyatı zihinsel bir dinlenme alanı olarak görmüş, özellikle Fransız ve Türk edebiyatı eserlerini severek okumuştur. Atatürk’ün okuduğu edebî eserlerden bazıları şunlardır:
Siyaset ve Toplum Üzerine Eserler
Atatürk, dönemin siyasi yapılarını, devlet teorilerini ve toplumsal dönüşümlerini anlamak için bu alanda da yoğun okumalar yapmıştır. Atatürk’ün siyaset ve toplum üzerine okuduğu eserlerden bazıları şunlardır:
Dil ve Dilbilim Kaynakları
Atatürk, dilin bir milletin düşünce yapısını ve kimliğini taşıyan en temel unsur olduğunu gördüğü için, dilin kökeni, yapısı ve kelimelerin tarihsel seyri üzerine kapsamlı okumalar yapmış; bu alanı yalnızca bir bilim merakı olarak değil, kültürel bağımsızlığın ve ulusal bilincin temel şartı olarak değerlendirmiştir. Atatürk’ün bu alana dair okuduğu eserlerden bazıları şunlardır:
Felsefe Kitapları
Atatürk, düşünsel bakışını derinleştirmek ve kararlarını sağlam bir zihinsel temele oturtmak için felsefe eserlerine özellikle önem vermiştir. Atatürk’ün felsefe türünde okuduğu eserlerden/yayınlardan bazıları şunlardır:
Askerlik ve Strateji Kitapları
Atatürk, askerlik sanatını yalnızca tecrübeye değil, dünya ordularının tarihsel birikimine ve strateji literatürüne dayandırmayı amaçladığı için bu alandaki eserleri titizlikle incelemiştir. Bu inceleme Atatürk'ün askeri başarıları için önemlidir. Aşağıda Atatürk’ün bu alana dair okuma yaptığı eserlerden bazıları listelenmiştir:
Bilimsel İçerikli Kitaplar
Atatürk, tarihin arkasındaki bilimsel dinamikleri kavramak için antropoloji, arkeoloji, coğrafya ve uygarlık tarihi alanındaki eserleri de özenle okumuştur. Bu okumalar, kararlarına bilimsel bir zemin ve uygarlık tarihine daha geniş bir bakış açısı kazandırmıştır. Atatürk’ün zengin çeşitlikte okuma gerçekleştirdiği bilimsel içerikli kitaplardan bazıları şunlardır:
8Biyografi, Anı ve Günlükler
Atatürk, tarihî kişiliklerin düşünce ve davranışlarını anlayarak olayların arka planını kavramak için biyografi ve hatırat türündeki eserleri de önemseyerek okumuştur. Bu okumalar, liderlik tecrübesini ve tarihsel analiz gücünü derinleştirmiştir. Aşağıda Atatürk’ün bu alana dair yaptığı okumalardan bazıları listelenmiştir:
Atatürk’ün en çok etkilendiği yazarlar, onun düşünce dünyasının edebî, ilmî ve siyasi yönünü besleyen isimlerdir. Bu yazarlar, Atatürk’ün gençlik döneminden itibaren karakterini, ideal anlayışını ve toplumsal vizyonunu şekillendirmiştir.
Atatürk’ün en çok etkilendiği yazarlar aşağıda listelenerek verilmiştir:
Atatürk’ün okuduğu kitaplar, onun düşünce yapısının şekillenmesinde doğrudan belirleyici bir unsur olmuştur. Çocukluk yıllarında edindiği okuma alışkanlığı, olaylara farklı açılardan bakabilme yeteneğini geliştirmiştir. Özellikle tarih, edebiyat, felsefe, siyaset ve dil üzerine yaptığı okumalar, Atatürk’ün zihninde birbirini tamamlayan bir bütün hâline gelmiştir. Bu yüzden okuma eylemi onun için bir bilgi edinme yöntemi olmanın ötesinde, düşünce süreçlerini besleyen bir yaşam pratiğine dönüşmüştür. Atatürk’ün yazdığı kitaplar da bu pratiğin sonuçlarındandır.
Atatürk’ün olayları geniş bir perspektiften değerlendirebilme gücünün temel kaynağı tarih kitaplarıdır. Geçmiş milletlerin yükseliş ve çöküş sebeplerini, liderlerin kararlarının toplumları nasıl yönlendirdiğini, devletlerin neden dağılmaya sürüklendiğini görmesi ona güçlü bir neden-sonuç ilgisi kurma yeteneği kazandırmıştır. Bu bilgi birikimi, Osmanlı Devleti’nin son döneminde yaşanan siyasi ve toplumsal çözülmeyi anlamasında belirleyici olmuş; Cumhuriyet’in kuruluşunda atacağı adımların fikrî altyapısını hazırlamıştır.
Atatürk, zihnini besleyen kaynaklar arasında özellikle edebiyat ve felsefeye ayrı bir yer ayırmıştır. Edebî eserler Atatürk’ün kişilik gelişimine duygusal incelik kazandırırken felsefe metinleri ise düşünceyi sistemli kılma alışkanlığını güçlendirmiştir.
Atatürk’ün dil ve dilbilim üzerine yaptığı okumalar, ulusal kimliğin temel unsurunun dil olduğu görüşünü kuvvetlendirmiştir. Lehçeler, etimoloji sözlükleri, eski diller ve dilbilgisi üzerine incelediği eserler, Türkçenin kökenine ve yapısına dair bilimsel bir bakış geliştirmesini sağlamış; bu bakış açısı da doğrudan Dil Devrimi’nin temelini oluşturmuştur.
Atatürk’ün okuduğu kitaplar düşünce sisteminin tüm katmanlarına nüfuz ederek liderlik tarzını, inkılaplarını, kültür yaklaşımını ve devlet yönetimine bakışını şekillendirmiştir. Atatürk’ün olayları neden-sonuç ilişkisiyle değerlendirmesi, kararlarını sağlam temellere oturtması ve topluma yön veren bir vizyon geliştirmesi büyük ölçüde bu birikimin sonucudur. Bu nedenle Atatürk’ün düşünce yapısını anlamak için onun okuyan, düşünen, karşılaştıran ve öğrendiklerini toplum yararına dönüştüren bir lider olduğunu görmek yeterlidir. Kitaplar da bu sürecin en önemli eşlikçileridir.
Ayşe Afet İnan'ın ve uzun yıllar yanında bulunan Cemal Granada’nın aktardığına göre Atatürk, hastalığının ilerlediği günlerde dahi okumaktan kopmamış ve son olarak Türk Tarih Kurumu'nun bilimsel yayını olan Belleten dergisinin 5/6 sayılı nüshasını incelemiştir. Bu tercih, hem tarihe ve bilime duyduğu ilgiyi hem de Cumhuriyet’in düşünsel temelini kuran kurumların çalışmalarını yakından takip ettiğini ortaya koymaktadır. Böylece Atatürk’ün hayat hikâyesi, çocuklukta başlayan okuma tutkusunun, son günlerinde bile elinden bırakmadığı bir dergi sayısıyla sembolik biçimde tamamlanmış olur.
Atatürk’ün okuduğu kitaplar bugün Anıtkabir’de hem bir hatıra eşyası hem de birinci el tarihî belge olarak korunmaktadır. Atatürk’ün Çankaya Köşkü ve Dolmabahçe Sarayı’ndaki kişisel kütüphanelerinden gelen bu eserler, Anıtkabir Kitaplığı’nın çekirdeğini oluşturmaktadır. Koleksiyonun yalnızca küçük bir bölümü müze güzergâhı üzerinde, Atatürk’ün çalışma masası ve diğer eşyalarıyla birlikte ziyaretçiye gösterilir. Geri kalan büyük kısım ise kitaplık ve arşiv bölümlerinde, araştırma amacıyla başvurulabilecek şekilde muhafaza edilmektedir.
Atatürk’ün okuduğu kitaplar özel nitelikli bir koleksiyon olarak ele alındığından, klasik bir müze arşivinde olduğu gibi, zarar görmemeleri için denetimli koşullarda saklanmaktadır. Işık, sıcaklık ve nem açısından kontrollü mekânlarda, çoğu zaman kapalı raflar ya da camlı dolaplar içinde tutulur. Atatürk’ün altını çizdiği satırları, kenar notları ve işaretleri içeren nüshalar ise hem güvenlik hem de korunma gerekçesiyle dijital kanal aracılığıyla kullanıcı erişimine açılmıştır. Koleksiyon, gerektiğinde restorasyon ve konservasyon işlemlerinin yapılabilmesi için düzenli olarak uzmanlar tarafından kontrol edilir.
Atatürk’ün okuduğu kitaplar, Anıtkabir’de yalnızca korunmakla kalmamakta, aynı zamanda farklı düzeylerde erişime açılmaktadır. Ziyaretçiler açısından bakıldığında Atatürk’ün kitaplarıyla temas iki yoldan gerçekleşir: Anıtkabir müze salonlarında sergilenen sınırlı sayıdaki özgün nüshalar görsel bir izlenim sunarken, Anıtkabir Derneği’nin hazırladığı kataloglar ve yayımlar koleksiyonun tamamına dair genel bir fikir verir. Araştırmacılar, ilgili kurumlara başvurup randevu alarak daha ayrıntılı inceleme yapabilir; geniş okur kitlesi ise yayımlanan kataloglar ve dijital ortama aktarılan çalışmalar üzerinden Atatürk’ün okuma dünyasını yakından takip edebilir. Böylece Anıtkabir Kitaplığı, hem titizlikle korunan bir arşiv hem de Atatürk’ün düşünce dünyasına açılan yaşayan bir kaynak olma işlevini birlikte sürdürmektedir.