Tükendi
Gelince Haber Ver19. yüzyıl Paris`inde, Salpêtrière Hastanesi’nin loş koridorlarında yankılanan çığlıkların ardında, tarihin en büyük nöroloji araştırmalarından biri yükseliyordu. Histerik nöbetlerin ne yalnızca kadınlara özgü ne de şeytani bir istilanın emaresi olduğuna inanan bir adam, Jean-Marie Charcot, insan zihninin sınırlarında yürüyordu.
Beyin ve Zihin, antik çağın "gezgin rahmi" mitinden, Orta Çağ’ın “cinli” kadınlarına; Mesmer’in manyetik hipnoz seanslarından, modern fotoğraf teknikleriyle belgelendirilen klinik krizlere kadar uzanan, psiko-nörolojik bir keşif seyahatidir. Charcot’nun gözlemleri, sistematik vaka fişlemeleri ve ikonik foto-ikonografi projesi, histerik nevrozun sanıldığı kadar basit olmadığını ve yalnızca bir cinsiyete özgü görülemeyeceğini kanıtlamaktadır.
Bu kitap, yalnızca bir hekimin bilimsel yolculuğunu değil, aynı zamanda insan ruhunun sınırlarını anlamaya çalışan bir çağın iç hesaplaşmasını da anlatıyor. Beyin ve Zihin, bilim ve inanç, anatomi ve hayal gücü arasında inşa edilen derin bir köprü.