Yağmurlu Günlerde Okunacak Kitaplar
27 Eylül 2019

Yağmurlu Günlerde Okunacak Kitaplar

Hazan mevsimini sevenler buraya… Sonbaharın hafif serin, yer yer yağmurlu, çoğu bulutlu günleri geldi çattı. Güz renkleri, yağmur ve çim kokusu, yazın bunaltıcı sıcaklarından sonra serinleten hafif rüzgarlarıyla güzelliği bir başka tada sahip bu aylarda kurulan en ideal hayal, evde ayaklarını uzatıp çay ya da kahve eşliğinde kitap okumak ve yağmuru izlemektir.

Sonbahar kendine özgü güzellikleriyle insanı biraz romantik, bazen hayalperest, bazen de konformist yapar. Serin havanın, yağmurlu günlerin beraberinde getirdiği ev yaşamı, okunmak için bekleyen kitapların, yeni çıkan eserlerin sırasının geldiğini bize fısıldar. Yağmur eşliğinde bambaşka dünyalara yolculuk zamanıdır artık. Bu yolculukta kitap kahramanları bize eşlik eder. Her biten kitap, tecrübe edilmiş bir yaşam öyküsü olarak zamanlar ve mekanlar içinde yeni deneyimler demektir. Bu da kitapların gerçek gücüdür işte.

Sonbahar renklerinin en güzel tonlarını vurgulayan bulutlu günler, içinizi serinleten hafif rüzgarlar ve romantizmin şarkısını söyleyen yağmurlu günlerde kitaplar en özel hikayeleri sizin için anlatacak. BKM Kitap olarak, kitap kurtları hazan mevsiminin tadını daha da iyi çıkarsın diye sonbaharda okunacak kitaplar listesi hazırladık.

Aşkımız Eski Bir Roman – Ahmet Ümit

Aşkımız Eski Bir RomanAhmet Ümit

Ahmet Ümit raflara çıkan yeni romanında kimsenin önemsemediği overlokçu bir kızın cinayetini sürükleyici bir dil ve çekici bir kurguyla okurlarına taşıyor. Katil ve maktul apaçık ortadaymış gibi görünse de Başkomser Nevzat gibi vicdanlı polisler olduğu sürece derinlere gizlenmiş karanlık aydınlatılıyor. Cinayetleri çözmek için sadece aklından ve deneyimlerinden değil, yaralı yüreğinden de güç alan Başkomser Nevzat, belki de en çok bu yüzden ayrılıyor benzerlerinden, belki de en çok bu yüzden seviliyor, okunuyor ve hatırlanıyor. 

Beren ile Luthien – J.R.R. Tolkein

Beren ile LuthienJ.R.R. Tolkein

Tolkien’in yayımlanmayan metinlerinden derlenerek başlı başına bir kitap haline getirilen Beren ile Luthien’in destansı hikayesi Hobbit, Yüzüklerin Efendisi, Silmarillion ve Tolkien’in yarattığı Elfler, İnsanlar, Orklar ve Cücelerle dolu Orta Dünya hayranlarını bir kez daha bir araya getiriyor. Beren ölümlü bir İnsandı, Luthien ise ölümsüz bir Elf. Önemli bir Elf beyi olan babası, kızının Beren’le olmasına karşıydı ve eğer Luthien’le evlenmek istiyorsa Beren imkansız bir görevi yerine getirmek zorundaydı. Beren, Luthien ile birlikte kötülerin en kötüsü, Kara Düşman, Morgoth olarak da bilinen Melkor’dan en değerli mücevher Silmarili çalmaya çalışacaktı.

Serenad – Zülfü Livaneli

SerenadZülfü Livaneli

Roman okumayı seviyorsanız, Zülfü Livaneli’nin en çok okunan bu romanını asla atlamamalısınız. Tam sonbaharda okunacak bir roman olan Serenad, akıllar kadar gönüllerde de yer eden bir hikayenin kapılarını açıyor: Her şey, 2001 yılının Şubat ayında soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesi'nde halkla ilişkiler görevini yürüten Maya Duran'ın (36) ABD'den gelen Alman asıllı Profesör Maximilian Wagner'i (87) karşılamasıyla başlar. 1930'lu yıllarda İstanbul Üniversitesi'nde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şile'ye götürür. Böylece, katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da öğrenir. Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu gerçeğini de göz önüne seriyor.

Yaprak Dökümü – Reşat Nuri Güntekin

Yaprak DökümüReşat Nuri Güntekin

Türk edebiyatının mihenk taşı Reşat Nuri Güntekin, kendine özgü diliyle ve yaşamın içinden hikayeleriyle bugün halen okunuyor, tiyatro, sinema ve dizi filmlere konu olan eserleriyle adını her defasında ölümsüzleştiriyor. En bilinen romanlarından biri olan Yaprak Dökümü'nde Reşat Nuri Güntekin, bir memur ailesinin gelir darlığı ve ahlâk düşkünlüğü içerisinde parçalanıp çöküşünü, ustalıklı bir dille anlatıyor. Toplumsal yönü ağır basan bir roman. Eski görenek ve ahlâk anlayışına bağlı kalan bir küçük bürokratın, değişen sosyo-ekonomik koşulların berillediği yeni hayatını yadırgaması başarıyla sergileniyor.

Nefes Nefese – Ayşe Kulin

Nefes NefeseAyşe Kulin

Ayşe Kulin’in adı gibi nefes nefese okunan bu romanında kitap tutkunlarına bir kez daha dünyanın farklı bir yüzü aktarılıyor. İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşanan bir hikayeyi anlatan Nefes Nefese, Avrupa'yı kasıp kavuran ve tarihin en acımasız gerçeklerinden biri olan Nazizm'i, dönemin Türk diplomasisinin korumaya özen gösterdiği ince dengeyi ele alırken, bu tarihi planın ön yüzünde de Osmanlı vezirlerinden birinin kızıyla evlendiği Yahudi gencin aşkını ve kaçışını da dile getiriyor. Son dönemlerde yazılmış, bireylerin tarihi ile insanlığın tarihi arasındaki kaçınılmaz kesişime ışık tutan en önemli romanlardan biri olan Nefes Nefese, sürükleyici anlatımı ve ustalıklı kurgusuyla dikkat çekiyor.

Lizbon’a Gece Treni – Pascal Mercier

Lizbon’a Gece TreniPascal Mercier

Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius lisede ders sırasında ansızın sınıftan çıkar, duyduğu Portekizce bir kelimenin büyüsüne kapılarak yaşadığı şehri, düzenli hayatını terk edip hakkında hiçbir şey bilmediği gizemli bir Portekizli'nin, doktor ve yazar Amadeu Prado'nun izini sürmek üzere Lizbon'a doğru trenle yola çıkar. Lizbon'a Gece Treni, sadece Avrupa'dan değil, kendi zihnimizden ve ruhumuzdan da geçen ve dönüşü belli olmayan bir yolculuğun çok sesli, unutulmaz romanı olarak okunmayı hak ediyor.

Nigahdar – Başak Sayın

NigahdarBaşak Sayın

Bilim, tasavvuf, felsefe… Kurgusu ve akıcı diliyle Bağlanma Korkusu, Kelebeğin Kaderi ve Ölü Kuşların Sessizliği romanlarının ardından bu kez Nigahdar ile okuyucusunun karşısına geçen Başak Sayan, Hallac’ı Mansür’un kayıp risaleleri ekseninde tarihin derinliklerine sürükleyerek, tasavvuf, din, Tanrı kavramları ile atom fiziği ve kuantum evreninin iç içe geçtiği heyecan dozu yüksek bir dünyaya götürüyor. 

Körlük – Jose Saramago

KörlükJose Saramago

Mutlaka okunması gereken bir yazar ve kitabı… Saramago, beklenmedik bir noktadan yola çıktığı konularıyla kaleme aldığı romanlarında okuyucusunu adeta alternatif bir gerçekliğin var olabileceğine inandırır ve akıllarda böyle kalır. Körlük romanında da Saramago, adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olması ve ardından körlük salgının tüm ülkeye yayılması fikrinden yola çıkar, unutulmaz bir roman yazar. Ülkeyi kaosa sürükleyen bu durum ise soluksuz bir okuma sağlar. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi olabilir mi?

Bin Muhteşem Güneş – Khaled Hosseini

Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini

Dünyaca çok okunan Afgan yazar Khaled Hosseini’nin ilk romanı Uçurtma Avcısı’ndan sonra okurlarıyla buluşan Bin Muhteşem Güneş, kitap kurtlarının büyük ilgisini görmeye devam ediyor. Yazar bu romanında da doğduğu toprakları iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden anlatıyor. Küçük yaşta evlendirilen kızlara, çocuğu olmayan kadınlara, a geçmişe gömülmüş aşklara değiniyor.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig

Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig

Dünyaca ünlü yazar Stefan Zweig, çok okunan Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu kitabında, okurları1920'li yılların ilk yarısına götürüyor. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Bir platonik aşk, okuru sarar, sarmalar. Bu eserinde Zweig, okurunu bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varılıyor.