Hadi biraz eğlenelim. Edebiyatın etkili isimlerinin bilinmeyen yönleri, ilginç özellikleri, hakkında söylenenleri; biraz meraklı bir havayla az biraz masum bir dedikodu kıvamında listeleyelim.
Nihayetinde onlar da insan; şiirlerin, romanların, öykülerin dışında bir de yaşamları var. Onları değerli yapıtlarıyla anacağız bu blog yazımızda. İlgi çekici bir eseri okurken hayranlık duyduğumuz yazarların size ilginç ya da eğlenceli gelecek özelliklerini, yaşam kesitlerini okuyunca hem gülümseyecek, hem de şaşıracaksınız.
İşte ilginç özellik ve hikayeleriyle değerli yazarlar:
Günümüzde tüm dünyanın tanıdığı bir sembol haline gelen ve Kendine Ait Bir Oda, Mrs. Dalloway gibi kitapların sahibi İngiliz yazar, evli bir kadın olsa da bu duruma alışamamış, nihayetine ceplerine taşlar doldurarak kendisini evinin arkasındaki Ouse nehrine bırakarak intihar eder. Ardında eşine yazdığı bir mektup bırakır.
Amerikan Edebiyatı'nın ilk ünlü yazarları ve kısa öykücülerinden olan Poe, genellikle gizemli ve gotik hikayeleri ile tanınır. Onun toplu şiirlerini Türkçe’de okumak edebiyatseverler için büyük bir şanstır. Eşinin veremden ölmesi üzerine Poe, kendini sokaklara atarak adeta bir evsiz gibi yaşayarak alkolizmin etkisinde kaldırımlarda can verir.
Edebiyatımızın yapı taşlarından biri olan yazarı Oğuz Atay; Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar gibi eserlerinde kendine özgü bir üslupla benzersiz eserler kaleme aldı. Bu eserleri bir mühendis olarak dehaya yakın bir yaratıcılıkla edebiyata kazandırsa da asıl ilhamı üniversite arkadaşları ve sevdiği kadından aldı. Onun kitaplarındaki kahramanlar adları değişse de gerçek yaşamında var olan kişilerden oluşuyor.
Yanık Saraylar öykü kitabıyla 1960’lar Türkiye’sinin edebiyat yaşamına bomba gibi düştü. Onun eserlerindeki üslubu, daha sonra Türk dili uzmanları yorumlayacaklardı. Dilinin benzersizliği ve sarsıcılığı İstanbul Çengelköy’de yaşadığı dönemde azınlık mensubu yalnız bir kadın olarak yaşadığı isyanı satırlara taşımak içindi. Asıl mesleği terzilikti. Bir taraftan dikiş yaparken bir taraftan da öyküler yazıyordu. Onun kağıt parçalarına not ettiği öykülerinin eskizlerini iğneler ile perdeye iliştirdiğini ve bu ilhamla öykülerini tamamladığını biliyor musunuz?
Mısraların prensi, Türk şiirinin önemli ismi Edip Cansever… Ne zaman bir şiir okusanız eğer Cansever’e aitse hemen anlarsınız. Zira onun kendine özgü ve ilk mısradan itibaren ona ait olduğu anlaşılan bir şiir dili vardır. Yerçekimli Karanfil adını taşıyan şiir kitabı en bilinen eserlerinden biri olsa da Bütün Şiirleri okumaya değerdir. Peki Edip Cansever’in bu güzel şiirlerini Kapalı Çarşıda çalıştığı dükkanın üst katında kaleme aldığını söylesek!
Bundan birkaç yıl önceye kadar pek bilinmiyordu ama artık onu “Tüm şairlerin sevdiği kadın” olarak biliyoruz. Bu betimlemeyi bilenler Tomris Uyar’dan söz ettiğimizi anlayacaklar. Ülkü Tamer’den sonra Turgut Uyar ile evlenen ama Cemal Süreya ile Edip Cansever’in gizli ve büyük aşkı olduğu bilinen Tomris Uyar, öykü kitapları, denemeleri ve şiirleriyle neden böylesi isimlerin biricik sevdiceği olduğu anlaşılıyor. Dizboyu Papatyalar okumanızı önerdiğimiz bir eserdir.
Fransız edebiyatının gücünü kitap kurtları bilir. Romantizm akımının temsilcilerinden be çağdaş Fransız şiirinin kurucusu olan Arthur Rimbaud’un bunu 16 yaşında başardığını biliyor muydunuz? Güçlü kalemi onu henüz reşit bile olmadan Fransız şiirinin temsilcisi yaptı. Öyle ki edebiyatın sembolizm akımına dahil olan Rimbaud, 21 yaşında şiiri bıraktı. 37 yaşında ise hayata gözlerini yumdu. Ondan geriye ölümsüz mısralar kaldı.
Fransız şairlerden devam edelim. Bir diğer değerli isim olan Charles Baudelaire, Kötülük Çiçekleri kitabıyla kitap tutkunlarınca bilinir. Yaşamdan ilham alan Baudelaire, annesine hastalık derecesinde düşkündü. Öyle ki annesini düşünerek beyaz tenli kadınlarla bir arada olmazdı. Ünlü şairin sevgilisi bu nedenle siyah tenliydi. Trajik olansa yaşamının ondan aldığı frengi hastalığı ile sona ermesiydi.
Türk edebiyatının en çok satan ve uzun süre “en çok okunanlar” listesinde kalan Kürk Mantolu Madonna romanıyla bilinen Sabahattin Ali; Yeni Dünya, İçimizdeki Şeytan, Çakıcı’nın İlk Kurşunu, Sırça Köşk, Kuyucaklı Yusuf gibi eserlerinde yazarıdır. Halen okunan değerli yazarın bir zamanlar Marko Paşa adlı edebiyat dergisini Aziz Nesin ile birlikte çıkardığını biliyor muydunuz? Peki Ali’nin edebiyat dünyasında Nihal Atsız ile neredeyse kanlı bıçaklı bir söz ve düşünce kavgası içinde olduğunu? Öyle ki söylentilere göre İçimizdeki Şeytan kitabındaki bir karakter Atsız’ı anlatmaktadır.
Türk edebiyatının ve düşünce dünyasının en zeki isimlerinden biri olan usta yazar Aziz Nesin’in çocuk sevgisi kurduğu Nesin Vakfı’ndan belli. Diğer taraftan onun en çok bilinen özelliklerinden birinin de müsriflikten pek hoşlanmadığıdır. Öyle ki gazete kağıtlarının bile yazısız, baskısız boşluklarını değerlendirerek, o boşluklara notlar yazarak doldurduğunu, özellikle kağıt israfından pek hoşlanmadığını söyleyebiliriz.
Asaleti, eğitimi ve köklü ailesiyle edebiyatın aristokratik yüzünün temsilcisi olan Leyla Erbil, güzelliyle de akıllarda yer ederken 1960’ların toplumsal-gerçekçilik akımının önemli kalemlerinden biri olarak da adından söz ettirdi. En yakın arkadaşı yine değerli bir yazar olan Tezer Özlü’ydü. Peki şair Ahmed Arif’in mısralarına ilham olan mavi gözleriyle onun büyük ve gizli aşkı olduğunu biliyor muydunuz? Leyla Erbil, bu aşka karşılık vermese de Ahmed Arif’in Hasretinden Prangalar Eskittim kitabındaki çoğu şiirin ona yazıldığını biliyoruz.
Felsefeci ve yazar Bilge Karasu’nun Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Gece, Ne Kedisiz Ne Kitapsız kitapları en çok sevilen eserleri arasında yer alır. Onun edebiyatımıza kazandırdığı eserler kadar önemli bir katkısı daha vardır. Yeni icat edilmiş kelimeler… Onun başvurduğu ve cesaretle icat ettiği kelimelerden samimi bir keyif aldığı çok açık. Sihri bozulmasın diye kelimeleri sıralamak yerine bu keşfi kitap kurtlarına bırakıyoruz. Bir oyun gibi.
Orhan Kemal kitaplarını bugüne kadar hiç okumadıysanız tam zamanı. Zira, o içimizden kopuk çıkan bir yetenekti. Asıl adı Mehmet Raşit öğütçü olan yazar, orta okulu tamamlamadan eğitim yaşamını bitirdi. Yoksullukla mücadele ettiği için çalışmak zorundaydı. İşçilik, dokumacılık, ambar memurluğu, kâtiplik işlerinde çalıştı. Askerliği sırasında Bursa Cezaevi’nde 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Burada Nazım Hikmet ile 3,5 yıl geçirdi ve tabii ki ondan son derece etkilendi. Amacımız Orhan Kemal’in kısa yaşam öyküsünü yazmak değil tabii ki. Onun hakkında bilmemiz gereken bu hapislikten sonra yokluk sınırında yaşayarak, mahalle kahvehanelerinde insanlarla sohbet ederek hayat hikayeleri biriktirmesi ve 1950'den ölümüne kadar bu yaşamlardan ilhamlarla yoksulların, sokakların, işçilerin sesi olmasıdır. Avare Yıllar, Baba Evi, Murtaza, 72. Koğuş, Bereketli Topraklar Üzerinde gibi pek çok eseri edebiyatımıza bu yoksulluk pahasına kazandırmasıdır. Günümüzün yazarlarının refah yaşamını düşünürsek bu da Orhan Kemal hakkında bilinmesi gereken bir bilgi olsa gerek.
İnce Mehmed gibi Türk edebiyatının iftihar eserlerinden birini yaşama kazandıran ve daha pek çok dev esere imza atan Yaşar Kemal’in yürüyüş tutkusunu biliyor muydunuz? Saatlerce yürüyen, bu yürüyüşlerine yer yer diğer yazarlarında eşlik ettiği en meşhur rotası ise İstiklal Caddesi. İstanbul’un simgesi olan İstiklal Caddesi’ni saatlerce bir baştan diğer başa turlayan yazar, bu yürüyüşler sırasında pek çok değerli konuyu dostlarıyla tartışıyor, romanları için kurgular yapıyordu.
Ailesi son derece varlıklı olan ve oğullarını Paris’te okutmak üzere hiçbir masraftan kaçınmayan Abasıyanık ailesi Sait Faik’in bu hayattaki en büyük şansıydı desek yerinde olur. Kendisini edebiyatta adayan Sait Faik ise ailesinin sunduğu imkanlara sırt çevirmese de hiçbir zaman şımarık biri olmadı. Onun için sadece öyküleri vardı. Yine de ömrünün büyük bir bölümünü geçirdiği Burgazada’daki aile konağında yaşarken büyük eserlerini kaleme aldı. Yazarın yazmak kadar balıkçılık ile tutkuyla ilgilendiğini de biliyoruz. Bugün müze olan ada evi ise halen okurlar tarafından ziyaret edilmekte.
Hüzünlü yüzü, kasvetli eserleri ve bir o kadar da ölümsüz edebiyat gücü sayesinde Dünya klasik edebiyatı yazarlarının belki de en popüleridir Franz Kafka. Milena’ya olan aşkını mektuplarından okuduğumuz Kafka’nın bir gönül hırsızı olduğu, aşkta kazanamadığı için sevgilileriyle mektuplaşmalarını ya da nişanlılık dönemini evliliğe taşıyamadığını biliyoruz. Genç yaşta hayata veda eden yazar, Milena kadar Julie, Dora ve Felice ile de flörtleşti. Bu da ona olan sevgiyi bir tarafa bırakanların hakkında çapkın söylentileri çıkarmalarına neden oluyormuş! Bir kesim çağdaşı onu güzel kadınların gönlünü çalarak ekonomik açıdan destek sağladığını iddia ediyorlarmış! Biz başkasının yalancısıyız.
Sefiller, Notre Dame’ın Kamburu eserleriyle romanlarını 21. yüzyılda bile asıyla yaşatan Victor Hugo’nun şıklığına tutku derecesinde düşkün olduğunu biliyor muydunuz? En iyi kumaşlar, en şık düğmeler, parlak ve zamanın ruhuna uygun ayakkabılar, aksesuvarlara cebindeki parayı vermekten çekinmez, her zaman fit ve şık görünmek istermiş.