Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol
Sepetim
Karantina Günlerinde Okunacak Kitaplar
28.03.2020

Karantina Günlerinde Okunacak Kitaplar

       Gün, tatil günü değil; ertelediğin kitapları okuma günü… “Türkiye Okuyor” seferberliğimiz devam ederken #evdekal (#stayathome) başlığıyla Türkiye ve dünya bir çağrı yapılıyor: Sağlığınız için, kendinizi korumak için evinizde kalın.

       Hayat adeta durma noktasına geldi. Dünya insanları COVID-19 salgını nedeniyle #evdekal uyarılarına kulak veriyor. Okullar tatil, işyerleri çalışanlarına mecburi izinler veriyor. Halen sokağa çıkmak zorunda kalan insanlar olsa da önümüzdeki günler ne gibi önlemlere gebe bilmiyoruz. COVID-19 salgının önüne ne zaman geçileceğinden de emin değiliz.

       Bildiğimiz ve emin olduğumuz tek şey; bu günlerin tatil günleri olmadığı ve ertelenen kitapları okuyarak zamanı değerlendirmenin en uygun seçenek olduğudur.

       Buradan hareketle “karantina” sözcüğünün hiç olmadığı kadar çok kullanıldığı son günlerde #evdekal çağrısına uyarak kendini adeta karantinaya alan kitapseverler için keyifli bir okuma listesi oluşturduk. Seveceğiniz, okuyarak zamanınızı değerlendireceğiniz kitapları, “Türkiye Okuyor” kampanyamız da halen devem ediyorken en uygun fiyatlarla ve en hijyenik teslim koşullarıyla ulaşabilirsiniz.

Semerkant – Amin Maalouf

       SemerkantAmin Maalouf

       Sizi yormayacak uzunlukta bir dünya klasiği ile listemize başlıyoruz. Amacımız karantina günlerine değerli kitaplarla renk ve ruh katmak. Bu nedenle dünyaca ünlü Lübnanlı yazar Amin Maalouf’un 1988 yılında yayımlanan çarpıcı eseri Semerkant’ı ilk sırada öneriyoruz. Okurlarıyla ilk buluşmasının üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen “Çok Satanlar” listelerindeki önceliğini koruyan roman, etkileyici hikayesiyle yüreklere dokunuyor. Semerkant’ın 11’inci ve 20’nci yüzyıllarda geçen olay örgüsü, tarihi roman severlere göz kırpıyor.

Amok Koşucusu – Stefan Zweig

       Amok KoşucusuStefan Zweig

       Kitabımızı okuduğumuz koltuktan Avrupa’ya doğru sağlık içinde bir yolculuğa çıkalım Amok Koşucusu ile. Stefan Zweig’in İlk kez yayımlandığı 1922’den beri büyük ilgiyle okunan kitabı, psikolojik öğeler taşımakla birlikte elden düşmeyecek akıcı bir dile ve kurguya da sahip. Amok Koşucusu’nda, Avrupa’ya doğru yapılan tekdüze bir yolculuk, gemideki doktorun duyduğu yardım çığlığını reddetmesiyle başlayan vicdani bir yargılama sürecine dönüşür. Ait olduğu yerden uzaklara sürülmüş doktor, tropik topraklarda karşılaştığı Avrupalı kadına saplantılı bir aşk besler. Kadına karşı duyduğu takıntı, doktoru tıpkı Amok koşucusu gibi hedefi belirsiz koşuya sürüklemektedir.

Aylak Adam – Yusuf Atılgan

       Aylak AdamYusuf Atılgan

       Evde kaldığımız ve sağlığımız için dışarı çıkmadığımız şu günlerde aylaklık yapıyor gibi hissetmemize mizahi bir gönderme yapalım: Yusuf Atılgan’ın Türk edebiyatına adeta armağanı niteliğindeki kitabı Aylak Adam’ı listemize ekleyelim. Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ı, yayınlandığı günden bu yana edebiyatımızın en sevilen, üzerinde en çok tartışılan romanlarından biri oldu. Roman, 60’lı yılların başında bizimle birlikte tüm dünyada da konuşulmaya başlanan kentli aylak aydın bireyi konu alıyordu. Bugün artık çağdaş klasiklerimiz arasında yer alan Aylak Adam’ın dikkat çektiği entelektüel sorunlar güncelliğini koruyor.

Veba – Albert Camus

       VebaAlbert Camus

       Fransız filozof ve yazar Albert Camus’nün Yabancı adlı romanı kadar ünlü bir diğer romanı Veba. Elbette bir ironi olarak listemizde bu kitaba yer verdik. Felsefenin edebiyat ile birlikte daha da etkinleştiğine inanan varoluşçu filozoflar arasında yer alan Camus, Veba’da keskin bir gözlem gücünün desteklediği bir bilinçle sadece 20. yüzyılın değil, günümüzün ve hatta tüm insanlık tarihinin ortak bir sorununa değinir: Felaketin yazgıya dönüşmesi. Beklenmedik bir boyuta ulaşan veba salgını tüm Oranlıları ilkin umutsuzluğa boğar, ardından Doktor Rieux, Tarron ve Grand'ın gösterdikleri dayanışma örneği, başta yetkililer olmak üzere herkese bir güç ve umut kaynağı olur.

Kolera Günlerinde Aşk – Gabriel Garcia Marquez

       Kolera Günlerinde AşkGabriel Garcia Marquez

       Madem ironi yaptık. Bir başkasıyla devam edelim listemize. Günümüzde mizah diline malzeme olan Kolera Günlerinde Aşk, sadece kitap adı olarak değil, dili ve hikaye örgüsüyle de okunmayı hak eden bir dünya klasiği. Büyülü Gerçeklik akımının öncüsü Gabriel Garcia Marquez’in değerli eseri Kolera Günlerinde Aşk, KORONAVİRÜS günlerinde okunası bir roman doğrusu. Zira roman, bırakılmış bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayarak yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. "Marquez"in, ustalığı, bu öyküyü adeta bir destana dönüştürüyor.

Görülmeyen – Paul Auster

       GörülmeyenPaul Auster

       Evdekal çağrısıyla ertelediğin kitapları okumanın tam zamanı dedik. Şimdi de ekleyelim; yeni kitaplar keşfetmenin de tam zamanı. Üstelik Türkiye Okuyor seferberliğimiz sürerken… Bu nedenle gri günlerimizi aşkın renkleriyle doldurmak üzere bir kitap önerimiz daha var. Usta yazar Paul Auster’in Görünmeyen romanı. 1967 baharında New York'ta başlayan roman, iç içe geçen dört bölüm boyunca Paris'e ve Karayip Adaları'na kadar uzanan karmaşık bir ilişkiler zincirini anlatıyor. Şair olmak isteyen üniversiteli Adam Walker, siyasal bilimler profesörü Rudolf Born ve sevgilisi Margot ile başlayan aşk üçgeni, Walker'ın ablasını, Born'un üvey kızını da içine alan dörtgenlere, beşgenlere dönüşüyor. Vietnam savaşına öfkeli 68 Kuşağı'nı, enseste kadar varan coşkulu bir cinsel açlığı, sürekli bir adalet arayışını felsefi göndermelerle ören Görünmeyen, bir solukta okuyacağınız ve unutamayacağınız bir başyapıt.

Tante Rosa – Sevgi Soysal

       Tante RosaSevgi Soysal

       Kısa ama etkili bir metin Tante Rosa. Türk edebiyatının taçsız kraliçelerinden Sevgi Soysal’ın derinlik sahibi kısa romanı, sinemaya ve tiyatroya da uyarlandı. Bir roman bütünlüğüne sahip olacak şekilde birbirine ustalıkla bağlanmış on dört hikayenin ana konusu kadınlık ikilemleri. Sevgi Soysal'ın, kendine özgü ironisiyle anlattığı Tante Rosa, yaşamın kurallarına ve sınırlandırmalarına başkaldıran, ancak kadınlığına hapsolduğu için hep yenilen biri. Okumaya değer bir roman.

Nietzsche Ağladığında – Irvin D. Yalom

       Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom

       Madem ki bu bir tatil değil, zamanınızı değerlendirmek için bir fırsat dedik. Madem ki kitap okuyarak en güzel vakit geçirme yoluna dikkati çektik. Zamanınızı tarihi roman tadında, gerçek kişilerden esinlenen bir kitapla değerlendirmeniz için öneride bulunalım: Nietzsche Ağladığında. Mutlaka duyduğunuz ve belki de okumak için ertelediğiniz bir eser. Tam da bu listenin amacına uygun. Yalom’un tadını damakta bırakan üslubu ile kaleme aldığı bu eser, Alman filozof Nietzsche ile Avusturyalı psikolog Breuer’in ve hatta Psikanalist Freud’un ve yazar Lou Salomé’nin bir araya gelmesinden oluşan sürükleyici bir hikayeye sahip. Hem keyifle okuyacak, hem de dikkatinizi vererek yaşam, anlam ve varlık üzerine düşüneceksiniz.

Boğulmamak İçin – George Orwell

       Boğulmamak İçinGeorge Orwell

       Distopya denince ilk akla gelen eserlerin başında olan “1984”ün ünlü yazarı George Orwell’in ilginç ve keşfedilmeyi bekleyen bir romanıyla devam ediyoruz. İroni ve mizahı bir araya getirdiği bu kitabında Orwell, İkinci Dünya Savaşı göndermesi yapmayı da ihmal etmiyor elbette: Göbeğinin çapı giderek genişleyen ve evinin taksitlerini ödemekle uğraşan George Bowling kırk beş yaşında, evli ve çocuklu ve yeni aldığı takma dişleriyle kasvetli hayatından çaresizce kurtulmak isteyen bir sigorta pazarlamacısıdır.1939'da patlak verecek olan savaşın gelişini; yemek kuyruklarını, askerleri, gizli polisi ve zorbalığı görerek modern zamanlardan korkmaktadır.Böylece çocukluğunun dünyasına, huzur ve sükûn dolu bir yer olarak hatırladığı köyüne sığınmaya karar verir.Fakat köyünde aradığını bulabilecek mi, orası şüphelidir.

Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş – José Saramago

       Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago

       1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Saramago’nun belki de ne önemli özelliği düşünülmeyeni romanlaştırmak ya da herkesin aklına gelebilecek basitlikte bir konuyu onun bir roman haline getirmesi. Bir gün dünyanın bir yerinde hiç kimse ölmez ve bu ölümsüzlük sürer giderse dünyayı neler bekler sizce? Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’ta Saramago, tam da bunu anlatır işte: Adı bilinmeyen bir ülkede, dünya kuruldu kurulalı görülmemiş bir olay gerçekleşir: Ölüm, o güne kadar yerine getirdiği görevinden vazgeçer ve hiç kimse ölmez. Bir anda ülkeye dalga dalga yayılan sevinç çok geçmeden yerini hayal kırıklığı ve kaosa bırakır.

Gondolin’in Düşüşü – J.R.R. Tolkien

       Gondolin’in DüşüşüJ.R.R. Tolkien

       Gelmiş geçmiş en çok okunan, satan ve sevilen roman serisi Yüzüklerin Efendisi’nin yazarı J.R.R. Tolkien’in “Bu, hayali dünyada yazdığım ilk öykü” diye nitelediği Gondolin’in Düşüşü, fantastik roman sevenler için karantina günlerine özel olarak seçtiğimiz bir kitap. Tolkien’in öykünün geçirdiği evrime dair notları ve Alan Lee’nin artık klasikleşen tarzıyla çizdiği illüstrasyonlarıyla evde geçen günlerinize renk ve heyecan katacak bu öneriyi değerlendirin deriz.

Yeraltından Notlar – Fyodor Dostoyevski

       Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski

       Bugüne kadar birçok kez listemize giren Dünya Edebiyatı denince akla gelecek bir roman Yeraltından Notlar. Rus edebiyatı, dünya klasikleri ya da Dostoyevski okumayı erteleyen okurlar için etkileyici kurgu ve olay örgüsü kadar yorucu olmayan uzunluğu ile tercih edilebilir bir eser. Dostoyevski'nin Gogol etkisinden kurtularak kendi sesiyle verdiği ilk büyük yapıt olan Yeraltından Notlar, Avrupa'daki büyük varoluşçu edebiyatı müjdeleyen bir roman. Kitap, okuruna yeraltı diye adlandırdığı bir ruh halinden seslenen karakterin uzun, çılgınca söyleviyle başlıyor. Ardından, bu ahlakçı, uyumsuz, dürüst kişinin yaşadığı bir aşağılanma olayı anlatılıyor. Yüz elli yıldır okunan gerçek bir başyapıt.

Huzursuzluğun Kitabı – Fernando Pessoa

       Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa

       Ben tam bir kitap kurduyum ve bana sayfa sayısı vız gelir diyen okurların ertelediği bir kitapla listemizin sonuna doğru yaklaşıyoruz. 20. yüzyıl Portekiz edebiyatının büyük ismi Fernando Pessoa’nun başyapıtı karşınızda: Huzursuzluğun Kitabı. Dünyayı seyretmekle yetinmek isteyen, eylemsizliği en yüce erdem ve gerçek yaşam olarak gören Soares, belki de dünyanın ve yaşamanın ne olduğunu gösteren bir perdedir. Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin kendi hayatını anlattığı bir roman olarak görülebilir; ancak yazarla kahramanı sık sık birbirinin yerine geçtiğinden, Pessoa’nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşünceleri döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı olarak da kabul edilebilir.

Sek Sek – Julio Cortazar

       Sek SekJulio Cortazar

       Sonuçta #evdekal çağrısının ne kadar süreceği belli değil. Dolayısıyla bu belirsizlikten uzaklaşmak ve hatırı sayılır bir eserle zamanını geçirmek isteyen kitap kurtları için Türkiye Okuyor seferberliği ile kolayca ve uygun fiyatlarla ulaşabileceği bir önerimiz var sırada. Julio Cortázar'ın başyapıtı Seksek, ilk yayımlandığı 1963 senesinden beri Latin Amerika edebiyatının en çok tartışılan, sonraki kuşak yazarlar üzerinde en çok iz bırakan eserlerinden biri. Öyle bir kurguya sahip ki adeta okuruyla oyun oynamak istiyor. Neden mi? Seksek'in başındaki okuma planında, maceracı okurlara alternatif bir "sıçrayarak okuma" düzeni sunulur. Bu okuma biçimi, seksek oyununu andırır. Okuru kurmacanın etkin bir unsuruna dönüştüren bu sıçramalar, yalnızca romanın okuma biçiminin değil, yaratılan kişilerin, dolayısıyla insanlığın içinde yaşadığı dünyanın da parçalanmışlığını simgeler.

Esir Şehrin İnsanları – Kemal Tahir

       Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir

       Dünya edebiyatından Türk edebiyatına doğru direksiyonumuzu kırıyoruz. Türk dilinde yazılan en iyi romanların ve anlatım özelliklerinin örnek romanlarından biri olan Esir Şehrin İnsanları, Kemal Tahir’in tarihi romanı ve aynı zamanda başyapıtıdır. Tahir’in Esir Şehir Üçlemesi adıyla bilinen roman serisinin ilk kitabı Esir Şehrin İnsanları; yazarın tıpkı diğer eserleri gibi toplumsal geçmişi okura yalnızca anlatmakla kalmıyor, o dönemi baştan sona hissettiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “100 Temel Eser” kapsamına alınan roman, bu yönüyle Kurtuluş Savaşı öncesi neşredilen kitaplar arasında edebi açıdan en güçlü eserlerden biri olarak öne çıkıyor.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.