Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre; 2020 yılında bir psikolojik rahatsızlık olan depresyon, etkileri ve günlük yaşamdaki rolü nedeniyle tüm hastalıklar arasında birinci sırada yer alacak. Bu da demek oluyor ki depresyon her geçen gün artan hızla yaşamımızdaki yerini alıyor ve gelecek yıllarda depresyonla mücadele ile ilgili büyük bir gereklilik bizi bekliyor.
Halk arasında kullanılan anlamının ötesinde hiç de küçümsenmeyecek kadar büyük bir sağlık problemi olan depresyonun gerçekte ne olduğunu ve nelere sebep olduğu tam da anlaşılamamış olsa gerek ki “depresyon bu, gelip geçer” gibi düşünenlerin sayısı oldukça fazla.
Oysa depresyon, son derece hayati sonuçları olan, kişinin iradesini zayıflatan, sağlıklı düşünce kapasitesini bozarak onu yanlış kararlar almaya iten, yaşamdan soyutlayan ve sonu şiddetine göre intiharla bile sonuçlanacak kadar ciddi bir sağlık sorunudur.
Günümüzde ilaç ve psikoterapi yöntemleriyle tedavi edilen depresyondaki hasta, uykuya düşkünlük, isteksizlik, suskunluk, umutsuzluk gibi yaşamsal anlamda engelleyici birçok duygu durumunu deneyimlemek, depresyonda olduğunu fark etmeden yaşamını olumsuzluklarla sürdürmeye devam etmek zorunda kalacaktır. Sanıldığı gibi şımarıklık, bolluk ya da can sıkıntısından kaynaklanmayan depresyon, elbette ki hayatın maddi manevi zorluklarının tetikleyici olduğu ya da bireyin “anlamsızlık” kavramının kendini esir aldığı konulardan ileri gelebilmektedir. Bunun yanı sıra, kalıtsal özellik de taşıyan depresyon, unutulmamalıdır ki beynimizde meydana gelen bir kimyasal süreçtir.
Depresyonu yaşayanlar bilir. Hiç de basite alınmayacak kadar zorlu ve yıldırıcı bir süreçtir. Tedavi edilmesi şarttır. Psikiyatristlerin bir bölümü depresyon hastalarının depresyonlarını rahatça yaşamalarını önermekle birlikte bir kısmı da hemen konuşma ve ilaç tedavisine başlanması gerektiğini savunurlar. Bu, elbette ki hastanın depresyon şiddetine göre değişmektedir.
BKM Kitap olarak, kitap kurtlarının sağlıklarını önemsemekle birlikte yaptığımız kısa depresyon araştırması sonucu, edebiyatın ilham veren ve ruhu iyileştiren yönünün depresyona iyi gelebileceğini de keşfettik. İşte size, depresyondayken okuyabileceğiniz, sizi kendinizden uzaklaştırıp başka hikaye ve kahramanların dünyasında dolaştıran, edebiyatın gücüyle iyileşebileceğiniz, ruha iyi gelen kitaplar:
İçimizdeki Şeytan / Sabahattin Ali
Kızarmış Palamutun Kokusu / Engin Geçtan