Kalem erbabı olmak başka bir zanaat vesselam… Gazetecilik, bu gerçeğin en iyi bilinen mesleklerinden biri. Kalem ustalığı ile mürekkebin ucunda ya da günümüzün teknolojisiyle tuşların üzerinde oynatılan parmaklar yaralara deva olurlar veyahut yaralara işaret ederler.
Gazetecilik mesleğiyle emeğini kamu yararına dönüştürmüş ünlü yazarların romanlarının ve araştırmalarının en iyi örneklerini topladığımız bu blog yazısında kalem erbaplığının ne kadar kutsal bir eylem olduğunu da birlikte göreceğiz.
Romanlarla içlenecek, araştırmalarla hayret edecek, anılarla gülümseyeceğiniz farklı bir okuma listesi BKM Kitap Blog’ta.
Tuğrul Eryılmaz – 68’li ve Gazeteci
Memleket gazeteciliğinin simge isimlerinden Tuğrul Eryılmaz, sıkı bir 68’li, zamanın Mülkiyelisi, dergiciliğin radikal ismi, editörlerin en isyankarı, mesleki dehası kadar kendine özgü mizacıyla etkileyici bir gazeteci… Tuğrul Eryılmaz, meslektaşı Asu Maro’yla yaptığı uzun söyleşide Türkiye’de ve dünyada 68’li olmanın anlamını, o dönemki arkadaşlıklarını, tanıklıklarını, TRT’den Nokta’ya, Yeni Gündem’den Sokak’a ve Radikal İki’ye gazetecilik serüvenini, tanıdığı onlarca insanı kendine özgü renkli, sivri dilli üslubuyla, hiç sakınmadan anlatıyor.
İsmail Saymaz – Şehvetiye Tarikatı
Gazeteci İsmail Saymaz, dikkate değer bir çalışmayı kitaplaştırdı. Bugün Türkiye’de otuz tarikatın varlığı ve bunlara bağlı dört yüz kadar kolun, sekiz yüz civarında medresenin faaliyette olduğu tahmin ediliyor. Çoğu holdinge dönüşen tarikatlar büyük bir ekonomi oluşturuyor. Kayıt dışı tarikat ve cemaatler, geleneksel tarikatların yöntem ve söylemlerini taklit ederken, bilgi kaynağı olarak ilham ve rüyaya, kanıt olarak hurafe, rivayet, keramet ve hikâyelere başvuruyorlar. Müritler, çeşitli yöntemlerle ikna edilerek, ağırlıklı olarak ekonomik ve cinsel istismara maruz kalıyorlar. İsmail Saymaz, ilkokul mezunu, Arapça ve Kur’an bilmeyen, hatta namaz ve oruç gibi ibadetleri yerine getirmeyen, bazılarının yüzlerce müridi olan, haklarında dava açılmış altı sahte şeyh vakasını inceliyor. Şehvetiye Tarikatı, kısa yoldan servet edinme hırsının ve bastırılmış cinsel arzuların dinî inançlar temelinde kışkırtılıp, kullanıldığı bir dünyaya ışık tutuyor.
Kadri Gürsel – Ben De Sizin İçin Üzgünüm
Doğrusu gazeteci olmak ve gazeteci kalmak sıkı bir mücadele ister. Kadri Gürsel, tam da bunu anlatıyor: Gazeteciliğin mücadele öyküsünü. Medya patronları, tetikçiler, troller, darbeciler, hapislik, gülünç olaylar programlar… Gazeteciliğin kulis arkasını merak edenlerin okuması gereken bir kitap bu. Gürsel, onun için üzülenlere sesleniyor ve biraz da ironi katarak Ben De Sizin İçin Üzgünüm diyor.
Kalemin gücü, sadece yazdığı köşe yazıları ve gündem yaratan haberleriyle değil, ilk romanı Mühür ile de okura ulaştı. Sözünü ettiğimiz kişi yıllarca Ankara haber temsilciliği yapmış örnek bir gazeteci olan Gökçer Tahincioğlu. Mühür adlı kitabı etkileyici kurgusu ve akıcı diliyle roman okurlarından tam not aldı: Büyük sırrı fısıldayan bir tarikat. Ankara’dan Maraş’a ve Adana’ya uzanan esrarlı bir yolculuk. Memleketi ağ gibi saran karanlık bir yapılanma. Tüm bunların ortasında, gözü pek iki avukat: Saim ve Leyla. Gökçer Tahincioğlu, değişmeyen düzenin değişen insanlarını, mühürlenmiş bir aşkı cesurca anlatıyor.
Hıfzı Topuz – Elveda Afrika Hoşça Kal Paris
Mesleğin eskimeyen güçlü kalemi Hıfzı Topuz, gazetecilik kadar kitap yazarlığında da son derece başarılı ve üretken bir isim. Elveda Afrika Hoşça Kal Paris 1950'li ve 1960'lı yıllarda Paris'te sanat ortamının içinde bulunan ve Unesco'daki görevi nedeniyle Kara Afrika ve Latin Amerika'yı gezen Topuz, tanıdığı ünlülerin dünyasını, onların acılarını ve coşkularını ustaca yansıtıyor. Belleklerden silinmeyecek anılardan ve okunmaya değer insan hikayelerinden oluşan değerli bir metin sizi bekliyor.
Soner Yalçın – Kara Kutu Yüzleşme Vakti
Gazeteci Soner Yalçın’ın güçlü kalemi ve akıcı dilinin yanı sıra tam bir araştırmacılık örneğiyle kitaplaştırdığı Kara Kutu eseri Yüzleşme Vakti alt başlığıyla kısa bir zaman önce raflarda yerini aldı. Sağlık otoritelerinin uluslararası çaptaki stratejilerini tüm çıplaklığı ve delilleri ile ortaya koyan Yalçın, nasıl bir oyunun içinde rol aldığımızı da gözler önüne seriyor. Aydınlatıcı ve bilgilendirici kitabıyla Soner Yalçın, ilaç sektörünün bilinmeyenlerini anlatıyor.
Ahmet Altan – Kılıç Yarası Gibi
Gelmiş geçmiş en çok satan ve en sevilerek okunan tarihi romanlarından biri olan Kılıç Yarası Gibi, gazeteci Ahmet Altan’ın başyapıtı olarak kabul ediliyor. Dört serilik bir eser olarak planlanan ve ilk kitabının Kılıç Yarası Gibi adını taşıyan roman dizisi Osmanlı’nın son yıllarında İstanbul’da yaşanan bir aşk hikayesiyle başlıyor, dönemin siyasi, gündelik ve aristokratik yaşamını da arka planında okura sunuyor. Serinin ikinci kitabı İsyan Günlerinde Aşk ve üçüncü kitabı Ölmek Kolaydır Sevmekten olarak sıralanıyor. Dizinin dördüncü romanı ise okurlar tarafından dört gözle bekleniyor.
Osman Balcıgil – Ela Gözlü Pars Celile
İmza attığı birbirinden güzel kitaplarından önce gazeteciliğiyle adından söz ettiren Osman Balcıgil ile listemize devam ediyoruz. Okurlar tarafından çok sevilen kitabı Ela Gözlü Pars Celile romanı, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın yaşamını anlatıyor. Roman türündeki biyografi esintili kitap, dili ve kurgusuyla dikkat çekiyor: Celile Hanım, saray ressamı Fausto Zonaro'nun rahleyi tedrisinden geçti. Paris ve Roma'da eğitim gördü. Adını resim sanatına altın harflerle yazdırdı. Padişah hafiyeleriyle, Balkan çetecileriyle, İttihat ve Terakkicilerle boğuştu... Korku nedir hiç bilmedi! Gönlünü kendinden dört yaş küçük olan Yahya Kemal'e kaptırdığında evliydi, iki çocuğu vardı. "Ela gözlü pars" diye şiirler yazdı ünlü şair onun için. Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz yıllık hapis cezasının on ikinci yılında ölüm orucuna başlayınca, bir panter gibi ileri atıldı ve büyük şairi, ölümün kıyısından çekip aldı.
Filiz Aygündüz – Prens Prensesi Sevmedi
Kültür dünyasının en önemli gazetecilerinden biri olan Filiz Aygündüz, son romanı Prens Prensesi Sevmedi ile listemizde yerini alıyor. Doğrusu gazetecilerin kaleminden çıkan romanların tadı bir başka oluyor. Aşka, insana ve zaaflarına dair, herkesin kendinden bir parça bulacağı, gülümsetirken yüreğinizi de burkacak bir roman: Genç Mimar Deniz, bir hastanenin acil servisinde gördüğü Doktor Ömer'e âşık olur. Bir "ilişki" istemediğini açıkça söyleyen Ömer, kırmızı çizgilerini koruyarak onunla birlikteliğini sürdürür. Ömer'le olabilmek için adamın bütün kurallarını kabul eden Deniz, ne gidebilir ne de kalabilir. Kendisini mutlu etmeyen bu aşkın içine hapsolmuştur.
Büşra Senay – Kardeşini doğurmak
Çarpıcı bir araştırma kitabıyla listemize devam ediyoruz: Türkiye’nin en mahrem yerinde görülmeyen, görmezden gelinen bir yarası ensest. Haber spikeri ve yapımcısı Büşra Sanay, yıllarca süren titiz bir çalışmayla ensest mağdurlarından ailelere, sosyologlardan ilahiyatçılara, hukukçulardan eğitimcilere, psikologlardan adli tıpçılara kadar her kesimden insanla konuşarak Türkiye’nin ensest tablosunu ortaya çıkardı. Okuduğunuzda gölgede bırakılmaya çalışılan bir gerçekle yüzleşmenin sarsıcı etkisini yaşayacaksınız.
Gazeteci Barış İnce, ikinci romanı ile okurlarını isimsiz bir adadaki esrarengiz cinayetlerin izini sürmeye davet ediyor: Ada halkını avucuna almış, mafyalaşmış bir dinî grup, bir masa etrafında toplanıp hem kaybolan arkadaşlarının hatırasıyla hem de dostlukları ve aşklarıyla hesaplaşan üç arkadaş ve tüm gizemlere ışık tutacak sahipsiz bir günlük…
Gazeteci ve yazar Kemal Selçuk’un düşle gerçeğin, kurmacayla hayatın iç içe geçtiği, çoğu zaman çarpıştığı bir romanıyla listemize son veriyoruz: Kurşuni. Yazma heveslisi yeniyetme bir bıçkıcı çırağının, artık öbür dünyaya göçmüş olan ihtiyar ustasının vicdanı olmaya soyunduğu bu romanda cinler, periler, kutsal kitap hikâyeleri ve filozof Berkeley de eksik değil. Dolayısıyla da okurları akıllarda yer edecek bir okuma serüveni bekliyor.