Yalnız değiliz, bir toplumu oluşturuyor ve bu toplumun parçası olarak yaşıyoruz. Aile, toplumun en küçük parçası, iş yerinizdeki bireyler ve siz bir topluluksunuz. Sınıf arkadaşlarınız ve siz de. Komşularımızla oluşturduğumuz mahalle ahalisi, bir toplum ve Türkiye toplumunun bir parçası. Toplumu, bireyler ve diğer topluluklar oluşturuyor. Sonra ise bireysel kaderlerimizi belirleyen her adım, toplum için atılır oluyor. Toplumun kaderiyse bireylerinkine etki ediyor. Biri diğerinden kopuk değil, biri diğerinden daha az önemli değil.
Toplumun gücü, karar mekanizmasındaki yetkinliği kadar, bireyin üzerindeki etkisiyle de kendini gösteriyor. Salt bu nedenle bile, birey kadar yaşadığımız toplumları ve içinde yaşamadığımız fakat bu gezegeni paylaştığımız için varlığından haberdar olduğumuz diğer toplumları da tanımamız gerekiyor.
Böylece neden gezegen üzerinde 2 milyar kişinin temiz suya ulaşım imkanı yokken, instagram’da bir günde toplam 4.1 milyar kere “like” yapıldığını bilebiliriz. Neden dünyanın üçte biri obeziteden ölürken, diğer üçte birinin Yemen’deki insanlar gibi açlıktan öldüğünü de bilebiliriz. Bunlar gibi bir çok nedenlerle eğitim, kültürel yaşam, sanat, demokrasi, özgürlükler, savaşlar, ekonomi, psikoloji ve hatta antropoloji ile felsefe de sosyolojinin konusu olur ya da çok yakından etkilerler.
Sosyolojik düşünmek, derin mevzudur yani…
BKM Kitap, yüzeyden sıkılıp derinlere inmek isteyenleri, neden sorusuna yanıt arayanları bu yazıya davet ediyor. İşte size, yaşamda var olmak, yaşamı anlamlandırmak, akıllı olmak, kandırılmamak ve de küreselleşmenin beraberinde getirdiklerini göz önünde tutmak için önerdiği 10 yetkin kitap…. Biraz da sosyolojik düşünelim, değil mi?
Sosyolojik Düşünmek – Zygmunt Bauman
Sosyolojik Düşünmek, herkesin sosyolojinin anlamı ve işlevi, sosyolojide değişik tarzlar ve yaklaşımlar üzerine bilgilenmesini sağlayacak önemli bir kaynak. Ünlü düşünür, yazar ve sosyolog Bauman, birey olma ile toplum içinde var olma arasındaki bütünlük ve çatışma, toplumların ya da genel olarak insan gruplarının kendini ve karşıtını tanımlaması, birey ile grup, doğa ile kültür, millet ile devlet, birliktelik ile ayrılık, bireysel varlığını koruma ile ahlaki yükümlülük arasındaki çatışmalar gibi konuları kitabında inceliyor.
21. Yüzyıl için 21 Ders – Yuval Noah Harari
21. yüzyılın en çok ses getiren düşünürlerinden Yuval Noah Harari, Sapiens ve Homo Deus’tan sonra çarpıcı öngörüleriyle insanlığın peşinde olduklarını ve bunun için göze aldığı yolculuğu konu ediniyor. 21. Yüzyıl İçin 21 Ders ise yüzyılımızın eşi benzeri görülmemiş teknolojik ve ekonomik kırılmalarıyla ve yaşanan aralıksız değişimlerle başa çıkabilmek için elzem soruları tartışmaya açıyor. Harari, çok temel soruları, her biri birbirinden derinlikli 21 bölümde ele alırken, daha önceki kitaplarında ortaya koyduğu fikirlere dayanarak siyasi, teknolojik, toplumsal ve varoluşsal zorluklara açıklık getiriyor.
Toplumsal Sınıfların Psikolojisi – Maurice Halbwachs
Kolektif Bellek adlı çalışmanın yazarı Maurice Halbwachs’ın sosyolojik ve psikolojik perspektifleri harmanladığı bir başka önemli çalışması karşınızda. Bu çalışmasında Halbwachs, okurunu toplumsal dünyanın içinde bilimsel bir geziye davet ediyor. Kitapta farklı beşerî gruplar ele alınırken “bu topluluklar içinde hangi kolektif temsillerin hâkim olduğu, kuvvetlerinin ve yayılma alanları ile sınırlarının ne olduğu” anlaşılmaya çalışılıyor.
Milletin Mimarisi – Bülent Batuman
Milletin Mimarisi, Türkiye’nin son yirmi yıldaki dönüşümünü analiz ediyor. Batuman, bu günümüz çerçevesinde ne tip mekânsal stratejilere başvurulduğuna ve hangi kentsel biçimlerin üretildiğine odaklandığı kitabında, yapılı çevrenin toplumsalın kurucu unsurlarından biri olduğu öncülünden hareketle, siyasetin mekânsal inşasını ortaya koymaya çalışıyor. Kentte yerleşik olan ve mekânsal biçim ve ölçeklerle tanımlanan talep, çelişki ve mücadeleleri anlamak için, mekânsal ile toplumsal arasındaki etkileşimleri dikkatle analiz ediyor.

Demokrasinin Sosyolojisi - Ali Yaşar Sarıbay
Demokrasi kavramı, Türkiye'deki siyasi gündemin son yıllarda en fazla tartışılan meselelerinden biri. Demokratikleşme tartışmalarının bir adım ötesine geçen bu kitap, Türkiye'de demokrasi olgusunun, paradokslarından bağımsız olarak ele alınmasına dikkat çekmektedir. Bu husus, hem teorik düzeyde demokrasi kavramlaştırmamızı, hem pratikte demokrasiyi hayata geçirmemizi sorunlu kılmaktadır. Türk Siyaset Bilimci ve Sosyolog Ali Yaşar Sarıbay Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi gündemden yola çıkarak "Demokrasinin Sosyolojisi"ni derinlemesine bir bakış açısıyla irdeliyor.

Sosyoloji Tarihi – Claude Giraud
Sosyolojik düşüncenin ortaya çıkışı ve gelişerek bir disiplin halini almasıyla, sosyoloji tarihinin oluşturulması için toplumsal sorgulama, gerçeği öğrenme ve anlamlandırmanın geçirdiği evrimi incelemek gereklidir. Sosyoloji tarihinin oluşturulması, bilimsel bir topluluk olarak sosyal yapı kavramının tarihinin araştırılmasına dayanır. Bu kitapta, düşünce kavramlarının ve okullarının ortaya çıkışı mercek altına alınarak Émile Durkheim ve Max Weber’den çağdaş araştırmacılara kadar sosyologların gözünden kültür kavramı ele alınıyor ve okuyucuya bu disiplin ana hatlarıyla aktarılıyor.
Sosyolojinin Türkiye’ye Girişi – Ümit Akca
Sosyolojinin Osmanlı toplumundaki akademi öncesi tarihi -Ahmet Rıza, Prens Sabahattin gibi muhalif Jön Türklerin öncü girişimlerinin yanında-; Ahmet Şuayb, Suphi Ethem, Bedii Nuri, Cavid Bey, Salih Zeki, Halide Edib, Rıza Tevfik, Asaf Nefi ve Satı el-Husri gibi isimlerin bazen telif, bazen tercüme olarak üretilmiş kitaplarına ek olarak Ulum-u İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası (1908-1911)'nda çıkan makaleleriyle başlar. Bu çalışma, Ulum-u İktisadiye ve İçtimaiye Mecmuası'nın analizi yolu ile pozitivizm, sosyalizm, liberalizm, materyalizm ve evrimciliğin (sosyal Darwinizmin) ülkemizdeki yüz yıllık macerasının ilk günlerinin anlaşılması için bir pencere aralamaya çalışıyor.
Ali Şeriati Külliyatı - Ali Şeriati
1933 yılında doğup 1977 yılında ölen, kısa yaşamına birçok şey sığdırabilmiş değerli insanlardan biri… Ali Şeriati… İranlı Müslüman sosyolog, aktivist, düşünür ve yazar; özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler verdi. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında, gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur. Onu, “Sizi rahatsız etmeye geldim” sözleriyle birçok kitabın önsözünden de tanımaktayız aslında. O, 'sosyolojiyi İslamlaştırmaktan' ziyade 'İslam'ın sosyolojik' bir okumasını yaptı. Şeriati’nin tüm kitapları tüm bu nedenle sosyoloji meraklıları tarafından okunmayı hak ediyor.
Toplumsal Yasalar: Bir Sosyoloji Taslağı – Gabriel Tarde
Sosyolojinin kuruluş yıllarında erken bir sezgiyle mikro-sosyolojiden yana tavır alan Gabriel Tarde, Durkheim’ın herşeyi genel olanla açıklamaya çalışan sosyoloji anlayışına şiddetle karşı çıkmış ama dönemin yaygın eğilimleri nedeniyle Kıta Avrupası'nda uzun süre gölgede kalmıştır. Suç, taklit gibi mefhumlar üzerine özellikle eğilen Tarde toplumsal değişimleri küçük, sıradan insanların toplum içindeki davranışlarının izini sürerek anlama yolunu seçmiştir. “Bir Sosyoloji Taslağı” alt başlığıyla yayınladığı Toplumsal Yasalar Tarde’ın sosyolojisini anlamak için çok kıymetli bir kılavuz metin olma özelliği taşıyor.
Sosyolojiyi Kurmak – Enes Kabakçı
Enes Kabakçı, bu kitapta Durkheim’in ifadesiyle “bir Fransız bilimi” olarak on dokuzuncu yüzyılda sivrilen sosyolojinin erken dönem tarihini dört kurucu düşünürden hareketle inceliyor. Sosyolojinin doğuş ve kurumsallaşma sürecine damgalarını vuran Montesquieu, Tocqueville, Comte ve Durkheim; entelektüel biyografileri, düşünsel kaynakları, siyasal pozisyonları, toplumsal çözümlemeleri, kuram ve yöntemleri itibariyle ele alınıyor.Sosyolojinin önde gelen dört Fransız kurucusunun orijinal metinlerini merkeze alan bu sentetik çalışma, onların bilim ve toplum anlayışlarındaki farklılıkları göstermeyi amaçlamakla birlikte aralarındaki benzerliklerin, düşünsel ilişki ve sürekliliğin altını da çiziyor.