Dilara Keskin İle Röportaj
19 Kasım 2020

Dilara Keskin İle Röportaj

Merhaba Dilara. Öncelikle teklifimizi kabul ettiğin teşekkür ederiz. Birçok okurun seni yakından tanıdığını biliyoruz ancak bir de Dilara Keskin’i kendi ağzından tanıyalım. Kimdir Dilara Keskin?

Merhaba. Asıl bu keyifli röportaj için ben teşekkür ederim. 1999 yılında İstanbul'da doğdum. İstanbul Üniversitesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümü öğrencisiyim. Küçüklükten beri en büyük hayalim Kuzey Işıklarını görmek. En büyük korkumsa karanlık ve yalnızlık.

Yazarlığa nasıl başladın?

Dürüst olmak gerekirse yazar olmak gibi bir hedefim yoktu benim. Sadece küçük yaşlarımdan beri beni takip eden, yazma ve okumaya olan sevgim vardı. Yaklaşık 16 yaşlarımda, yazdıklarımı internet üzerinden insanlarla paylaşmaya karar verdim ve bir bakmışım buradayım.

Çok genç yaşına rağmen şuan 4 adet kitabın var. Gerçekten tebrik edilesi bir çalışma. Peki bu yazarlık serüveninde senin ben büyük destekçin kim/kimler oldu?

Aslında yazma tutkumu bir süre çok az kişiyle paylaştı. Zamanla, yayınevleri tarafından keşfedildikten sonra çevremdeki insanların durumdan haberi oldu. O saatten sonra desteklerini elbette hissettim ama bir nevi en büyük destekçim, kendimdim.

İmza günlerinde olsun, söyleşilerde olsun, okurlarınla aranda sanki yıllardır tanışıyormuş, hep beraber vakit geçiriyormuş gibi bir samimiyet var ve bu da gayet güzel olsa gerek. Bunu nasıl sağladın?

Oldum olası samimi bir insanım. Karşımdaki insan, kompleksleri olan veya kendini üstün gören biri değilse onunla birkaç dakikada arkadaş olabiliyorum. Bu özelliğim, imzalarla birlikte daha da arttı. Çünkü beni seven insanlar o kadar uzak yollardan geliyor ki, onlarla konuşmaya can atıyorum. Onlar da sağ olsunlar, yaklaşımımı görünce aynı şekilde yaklaşıyorlar.

Düşman Okullar Serisi gerçekten çıktığı günden itibaren, hem en çok okunan kitaplar arasında hem de en çok konuşulan kitaplar arasında. Bir de yazarından dinleyelim bunu bakalım. Okuyucuyu “Düşman Okullar” serisinde tutan ve bu kadar sevdiren neydi?

Tek bir cümleyle özetlenebilir aslında: Samimi olması. Düşman Okullar'ı okuyan insanlar o yaş grubundaki gençlerin çocuksuluğunu, aşklarını ve dostluklarını çok derinden hissedebiliyor. Sanırım bunu bu kadar iyi yansıtabilmemin nedeni, kitabı yazdığım dönemde o yaş grubunda olmam. Öte yandan birçok insan Düşman Okullar'daki gibi dostluğun hayalini kuruyor. Zaten bu serideki amacım aşkı değil, dostluğu hissettirmekti.

Çok güzel bir kitap daha var aslında senin heybende, Ölüler Konuşamaz. Peki okuru bu kitapta neler bekliyor?

Ölüler Konuşamaz, konusundan dolayı polisiye roman zannediliyor ama değil aslında. Birçok konunun harmanlanmış hâli.. 2005 senesinde on sekiz yaşında Gökçe adlı bir kızın kayboluşu, 2016 senesinde ise bu kayboluştaki sır perdesinin aralanışını konu alıyor. Kitap 2005 ve 2016 olmak üzere iki farklı zamanda geçiyor. Bu da okuyucuyu kendine çekiyor. Her bölüm çözülen ve atılan yeni düğümlere bakarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki: Kitaptaki tek gizem Gökçe'nin kayboluşu değil. İnanın, gördüğünüzü sandığınız şey, aslında gerçeğin kendisi olmayabilir.

Dilara Keskin artık kendini kabul ettirmiş ve okuyucusuna kendini sevdirmiş bir yazar. Peki 20 yıl sonra Dilara hala yazmaya devam ediyor olacak mı yoksa başka bir alanda kendisine yer bulacak?

Dilara Keskin, yazmayı asla bırakmayacak çünkü bırakırsa nefes alamaz. Eğer yirmi yıl sonra yazma hevesimi kaybedecek kadar kötü şeyler yaşarsam, o zaman farklı alanlara yönelebilirim belki ama şu an için bunu düşünmek bile korku verici.

Örnek aldığın ya da okumaktan keyif aldığın yazarlar var mı? Varsa kimler?

Bu soruya hiç ''Şu yazar'' diye cevap veremem normalde çünkü her yazarın beni etkilediği yönler, hissettirdiği duygular farklı. Fakat son zamanlarda sanırım Dan Brown'ı örnek aldığımı söyleyebilirim. Bazı kesimlerce gerçeği yansıtmadığı düşüncesi yüzünden sevilmez ama o kadar inandırıcı yazıyor ki, emin olduğu gerçekleri bile sorgulatıyor insana. Sanırım ben de böyle, okuyucunun aklını başından alan bir yazar olmak isterdim.

Dilara katıldığın için çok teşekkür ederim. Umarız ülkemizdeki pandemi süreci hemen biter ve seninle tekrardan güzel bir imza günü yaparız. Son olarak bkmkitap.com takipçilerine ve okurlarına ne söylemek istersin?

Asıl ben teşekkür ederim, en büyük dileğim şu sıkıntılı günlerin bir an önce geçmesi. Kitaplara olan ilginizden dolayı hepinize minnettarım. Beni seven okurlarıma, destekleyen takipçilerime sonsuz teşekkürler. Kendinize iyi bakın. Sağlıklı günler!

Röportaj: İlker ABAY

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.