Tükendi
Gelince Haber VerBahar Dadaloğlu, bir Avşar kızı: Acıları kendine yol arkadaşı edinmiş bir Avşar kızı.
Köy Enstitülü Avşar Kızı, salt anı kitabı olarak okunamaz. Kitabın içeriğine, vermek istediği iletilere saygısızlık olur bu.
Halkımızın çoğunluğu kimilerince ‘yok’ görülür. Salt çıkarları nedeniyle anımsanır. İşte o yok görmenin önüne dikilen, ‘biz de varız’ diyen insanların, onların yaşamlarının anlatısıdır bu kitap.
‘Ferman padişahın dağlar bizimdir’ dizeleri laf olsun diye söylenmemiş, bir zaman ve mekân diliminin anayasası olarak tarihe kazınmıştır. Bunu en iyi bilenlerdendir Avşar Türkmenleri.
Bahar Dadaloğlu, o soyun saygın bir temsilcisi olarak yaşam haritasını yazıya dökerken hiçbir süreci atlamamış ve birbirine ulayarak aktarmış biz okurlara.
Acılar, insanlarda gül açan ağaçlara dönüştürülüyorsa, bunda insan olmanın filizlerini armağan eden Köy Enstitüleri unutulmamalıdır. Köy Enstitüleri halkın gözünde ‘Öksüz Mektepleri’dir. Bahar Dadaloğlu da işte onlardan birinin, Pazarören Köy Enstitüsü’nün bizlere verdiği bir armağandır.
Sayfalar rüzgar gibi uçup gidiyor gözlerimin önünden ve ben bu hızla sayfaları dolaşırken bir anda Türkiye’nin aydınlık haritasının içinde olduğumun ayrımına varıyorum. Nice güzel insan anılarımıza konuk olmuş. Hepsi de ülkemin aydınlığı insanlar; ‘ben’ini yıkmış ‘biz’leşmiş güzellikler.
Bahar Dadaloğlu, bu çalışmasıyla geride gerçek bir hazine bırakıyor. En başta Köy Enstitülerinin o şanlı tarihi, emekleri, yetiştirdikleri ve ülkemize bıraktıkları. Sonrasında, yine Enstitülerle bağlantılı Türkiye’nin aydınlık yüzleri...
Ülkemin eğitim-öğretim ve kültür tarihinden elli yılı aşkın bir belgesel. Ayrıca yöresel sözcükler, ağıtlar, destanlar...
İnsanın şu dünyadan aldıklarından fazlasını dünyaya bırakması kadar onurlu bir eylem var mıdır? Bahar Dadaloğlu bu eylemin az sayıdaki sahiplerinden biridir.