Tükendi
Gelince Haber VerKayıp’ta Jenny Edkins farklı koşullar altında meydana gelen kayıp vakalarını inceliyor: Avrupa’da milyonlarca insanın yerinden edildiği İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dönemi; 11 Eylül 2001’de Manhattan’daki Dünya Ticaret Merkezi kulelerinin yıkılması sonrasındaki dönemi; Temmuz 2005’te Londra’da gerçekleştirilen bir dizi bombalı saldırı sonrasındaki dönemi; görev esnasında kaybolan askerî personelin aranmasını; Latin Amerika’daki, özellikle
Arjantin’deki binlerce siyasi *kayıp*ları ve hayatın olağan akışı içinde ailelerini terk ederek kendi iradesiyle ortadan kaybolanları... Yakınları ve aileleri için *biricik* olan kimselerin ortadan yok olmasından sonra yaşanılanları tarihsel perspektifleri içinde, detaylı biçimde ele alan Edkins savaş, politik şiddet, soykırım ya da doğal felaketler sonucu kaybolan insanların aranması faaliyeti esnasında *idarenin* insanları nasıl nesneleştirdiğini gösteriyor; adli teşhis
süreci, kayıp yakınlarının tutumu, yas tutma hallerine değinerek *namevcut olma hali*nin politik terimlere tahvil edildiğinde ne anlam ifade edebileceğini araştırıyor.
*Bu kitap, insanı hem nesneleştiren hem de araçsallaştıran yaygın politik ya da biyopolitik yönetim formlarına duyulan öfkeden hareketle ortaya çıktı. (...) Kişi, idareye ait bir nesne olarak ele alınır: Politik bir duruşu olmayan, sesi önemsenmeyen, bağlamdan kopuk ve tekilleştirilmiş biri olarak. Çağdaş politikalar, kişiyi bir birey olarak değil, bir nesne olarak görür...*